Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

KARAR Davacı, Noterde yapılan 17.06.1974 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile 22 parsel üzerinde bulunan evin hususi parselasyonla ayrılmış alt katını davalı babasından 10.000 TL bedelle satın alıp bedelini ödediğini, sözleşmenin tapu siciline de şerh verildiğini, bu sözleşmeye dayanarak davalı aleyhine açtığı tapu iptal ve tescil davasının sözleşmede satışı yapılan bölümün taşınmaz niteliğinde olmadığı, muhdesat niteliğinde bulunduğu sözleşmenin gerçek anlamda satış vaadi sözleşmesi olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı gerekçeleri ile reddine karar verildiğini, Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğini, davalının bunun üzerine tapu sicindeki şerhi terkin ettirdiğini, terkin işleminin iptali için İdare Mahkemesine açtığı davanın da adli yargının görevli olduğu gerekçesi ile red edildiğini, Afyon Sulh Hukuk Mahkemesine satış vaadi sözleşmesinin kaydedilmesi talebi ile açtığı davanın red edildiğini ve bu kararında kesinleştiğini, açılan davalar sonucunda davalı ile Noterde...

    - K A R A R - Davacı vekili; maliki olduğu taşınmazın üzerinde yapacağı binadaki daireyi harici senet ile davalıya sattığını, inşaatın yapımına 1996 yılında başladığını, inşaat devam ederken de davalı ile 1998 yılında bu satışı noter satışına dönüştürerek satışı resmileştirdiğini, davalının bu tapu üzerine de şerh kaydı koydurduğunu, ancak 2000 yılında doğan ekonomik kriz nedeni ile inşaatı tamamlayamadığını bunun üzerine davalı ile anlaşma yaparak, davalının köydeki evinin inşaat işlerine karşılık tarafların aralarındaki taşınmaz satış vaadi sözleşmesini feshetmek ve tapudan ilgli şerhi terki etmek üzere anlaştıklarını, davacının yükümlülüklerini yerine getirmesine rağmen, davalının tapu üzerindeki şerhi terkin ettirmediğini, belirterek, öncelikle söz konusu noterden yapılan taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin feshi ile bu satış sözleşmesine davalı tarafından konulan tapudaki şerhin kaldırılmasına, olmadığı takdirde davalının arsasının üzerine yapmış olduğu inşaatın malzeme işçilik bedelinin...

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava; kira sözleşmesinin tapu siciline şerhi istemine ilişkin olup mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hükmü davalı istinaf etmiştir. Dava dışı eski malik ile arasında imzalanan 28/05/2020 tarihli ve 15 yıl süreli kira sözleşmesinin varlığına dair uyuşmazlık yoktur. Sözleşme ile kiracıya tapuya şerh yetkisi verilmiş, kiracının taşınmazı tahliye etmesi halinde 1 ay içerisinde şerhi kaldıracağı düzenlenmiştir. Davacı taşınmazı satın almış ve sözleşmenin TBK 310 uyarınca tarafı olmuş ve taraflar 01/06/2022 tarihli fesih protokolünü imzalamıştır. Türk Medeni Kanununun 1009. maddesinde, kira sözleşmesinin tapu kütüğüne şerh edilebileceği hususu düzenlenmiştir. Ayrıca, Türk Borçlar Kanununun 312. maddesinde, taşınmaz kiralarında, sözleşmeyle kiracının kiracılık hakkının tapu siciline şerhinin karlaştırılabileceği hükmüne yer verilmiştir. Taşınmaz kira sözleşmesinin tapu siciline şerh verilmesi hususunda iki taraf sözleşme yapabilir....

      Kira sözleşmesinde kiraya verenin tapu siciline kiracı lehine kira şerhi verilmesine muvafakat edeceği kararlaştırılmış olup, 16.09.2008 tarihinde kiracı tarafından kiraya veren aleyhinde, işbu kira sözleşmesinin tapu siciline kiracı lehine kira şerhi verilmesi için talepte bulunulduğu ve ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/396 Esas 2009/489 Karar sayılı dava dosyası ile 14.12.2009 tarihinde 25/08/2008 başlangıç tarihli, yirmi yıl süreli kira sözleşmesinin tapuya şerh edilmesine karar verildiği ve ilamın temyiz edilmeksizin 29.01.2010 tarihinde kesinleştiği görülmüştür. İşbu dava dosyası münderecatı birlikte değerlendirildiğinde, kiraya verenin, 25/08/2008 başlangıç tarihli sözleşmenin varlığından en geç 29.01.2010 tarihinde ilgili kararının kesinleşmesiyle haberdar olduğunun kabulü gerekir....

        CEVAP Alacaklı vekili cevap dilekçesinde; kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince dosya borçlusu şirkete isabet eden henüz tapuya tescil edilmeyen bilgileri verilen parselde bulunan halen arsa sahibi ... ve hissedarları adına kayıtlı daireler ile ilgili olarak şerh konulmasını talep ettiğini, sözleşmenin feshi hususu genel Mahkemelerde yapılacak yargılamayı gerektirdiğinden davanın reddini talep etmiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; somut olayda İcra Müdürlüğünce Tapu Müdürlüğüne İİK 94/2 şerhi konulmasına yönelik müzekkere yazılmış olmasına rağmen Tapu Müdürlüğünün 25.09.2020 tarihli cevabında ve celp edilen tapu kayıtlarında “haciz şerhi” konulduğu, borçlu adına kayıtlı olmayan taşınmaza haciz konulmasının mümkün olmadığı, davalı alacaklının İcra Müdürlüğünden yetki belgesi alarak tescil davası açmadığı gerekçesiyle şikayetin kabulü ile İstanbul ... 9....

          raporundan anlaşılacağı üzere müvekkilin satın aldığı taşınmazında satın aldığı dönemde ki fiyatı Türkiye Cumhuriyeti devlet bankasınca yapılmış değerlemede açıkça 1.990,000,0071 olarak belirlendiğini, akabinde müvekkili tapu kaydını da incelemiş ve tapu üzerinde her hangi bir şerh, kısıtlama ya da olumsuzluğa rastlamamış olması sebebi ile tapu kaydına güvendiğini, tüm bu olanların akabinde müvekkil Türkiye Vakıflar Bankası kanalı ile taşınmazın bedelinin 1.800.000,00TL'sini davacı T4'ye banka kanalı ile ödemiş geri kalan ve kaparo bedeli olan 100.000 TL'yi de elden belge karşılığı verdiğini ve taşınmazı ipotekli olarak satın aldığını, müvekkilinin mülkiyet hakkının kısıtlanmaması için davacının ihtiyati tedbir ve davalıdır şerhi işlenmesi taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmesini talep etmiştir....

          Somut uyuşmazlıkta; davacı, dava dışı yüklenici ile 12.06.2007 tarihinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlediklerini, bu sözleşme uyarınca aynı tarihte yükleniciye satış yetkisi ve vekaletname verdiğini, dava dışı yüklenicinin 07.05.2008 tarihinde 1 numaralı bağımsız bölümü tapuda dava dışı ...’na sattığını, bağımsız bölümü satın alan Vedat’ın 09.05.2008 tarihinde davalı Kooperatiften aldığı borca karşılık taşınmazın tapu kaydına ipotek şerhi koydurduğunu, ne var ki yüklenicinin eseri %24 fiziki seviyede bırakması sebebiyle aleyhine mahkemenin 2010/313 esasında kayıtlı davayı açtığını, sözleşmenin geriye etkili olarak feshedildiğini, mahkemenin 2010/488 esasında kayıtlı davada ise yüklenicinin 1 numaralı bağımsız bölümü devrettiği Vedat aleyhine tapu iptali ve tescil davası açtığını, bu davanın da lehine sonuçlandığını ileri sürerek geriye etkili fesih sebebiyle taşınmazın tapu kaydına işlenen ipotek ve haciz şerhlerinin terkinini talep etmiştir....

            Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince uyuşmazlık konusu sözleşme ile ilgili tapu kaydına tedbir şerhinin konulmasının mevzuat hükümlerine uygun olduğu gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, esasa ilişkin yeniden hüküm tesis edilerek davacı vekilinin ihtiyati tedbir isteğinin, HMK'nın 389 ve devamı maddeleri gereğince kabulü ile; dava konusu ve davalılar adına tapuya kayıtlı taşınmazın tapu kaydı üzerine, takdiren teminatsız olarak, "21.09.2021 tarih ve 12773 yevmiye numaralı, 05.10.2021 tarih ve 13325 yevmiye numaralı ve 04.02.2022 tarihli ve 219 yevmiye numaralı arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri ile ilgili olarak DAVALIDIR" şerhi konulmasına ve dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir....

              bölümün tapu sicili üzerine "Davalıdır" şerhi işlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 28.04.2009 gününde verilen dilekçe ile müşterek yararlanma anlaşmasının tapuya şerhi, elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 28.04.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine, özellikle davada dayanılan 21.11.2008 tarihli “Taahhütname” başlıklı paydaşlar arasında yapılan taşınmaza ilişkin anlaşmada imzaların noterlikçe onaylanmamış olması nedeniyle sözleşmenin Türk Medeni Kanununun 689.maddesi uyarınca tapu kütüğüne şerh verilme olanağı bulunmamasına göre davacıların bütün temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onam harcının temyiz edenlere yükletilmesine...

                  UYAP Entegrasyonu