Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Maddesi gereğince ihtiyati tedbir talep edildiği, mahkemenin de 19/08/2019 tarihli tensip tutanağının 9 nolu ara kararı ile teminat karşılığında ihtiyati tedbir kararının kabulüne karar verildiğini, ancak mahkemece dosya içerisinde senedin varlığına dair kanıt bulunamadığı gerekçesiyle senedin iptaline yönelik taleplerin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla hukuka aykırı olan ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 355/1 maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede; Dava, davacı tarafından, davalıdan satın alınan dava konusu mobilyaların ayıplı olduğu iddiası ile açılmış sözleşmenin feshi, satış bedeli olarak ödenen peşinatın iadesi, borçlu olmadığının tespiti ve satış sözleşmesi gereğince verilen senedin iptali ve iadesi istemine ilişkindir....

Bu yön gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm tesisi de usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. 3- Davalılar satışa konu olan taşınmazda davacıların zilyetliklerinin devam ettiğini iddia ettiklerinden, bu husus araştırılmalı, taşınmaz iade edilmemiş ise taşınmazın iadesi kaydı ile ödenen bedelin iadesine ve iade tarihinden faize hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. 2007/5695-9900 SONUÇ: Yukarıda birinci ve ikinci bentlerde açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacılar yararına, üçüncü bentte açıklanan nedenlerle davalılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde 24.00 YTL.nın davacılara, 24.00 YTL.nın davalı ...'e iadesine, .2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Mahkemece, davacının sözleşmenin feshi ile birlikte müspet zarar niteliğinde olan kira kaybı tazminatını talep edemeyeceği belirtilerek, menfi zarar kapsamında bulunan, 3.100.000.000 TL ödenen satış bedelinin faiziyle birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin istemin ise reddine karar verilmişse de, 2008/2929-8015 davacının dava dilekçesindeki talebi, bağımsız bölümün süresinde teslim edilmemesi nedeniyle sözleşmenin 9. maddesinde öngörülen rayiç kira bedeli üzerinden hesaplanacak gecikme tazminatı olup davacının, “sözleşmenin feshi ve ödenen satış bedelinin iadesi” ile ilgili dava dilekçesinde herhangi bir talebi olmadığı gibi, bu hususta yapılmış usulüne uygun bir “ıslah” da bulunmamaktadır. Davacı vekili tarafından bilirkişi raporuna itiraz amacıyla verilmiş olan ve “bilirkişi raporunda hesaplanan miktara, ödenen bedelin de ilave edilmesi gerektiğine” ilişkin 14.7.2004 tarihli dilekçeyi de, bir ıslah dilekçesi olarak kabul etmek mümkün değildir....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalılardan 23.11.2005 tarihinde tapudan satın aldığı iki parselden 1276 sayılı parselin metrekaresinin tapuda yazılandan daha düşük olduğunun kadastro müdürlüğüne yaptığı başvuru neticesinde ortaya çıktığını bildirerek satış sözleşmesinin geriye dönük olarak iptali ile davalıya ödenen 35.000 TL satış bedelinin ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline, tapunun davalıya intikaline, iadenin bedelin ödenme şartına bağlanmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı davanın reddini dilemiştir....

        Mahkemece toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, taraflar arasındaki sözleşme hükümleri gereği alınması gereken kota ürünlerinin alınmayıp sözleşmenin ihlal edildiği, borçların ödenmediği, bu durum karşısında sözleşmenin feshedilerek davalıya işletmeye destek amacıyla baştan peşin olarak ödenen miktardan hakediş bedeli düşülüp, bu zamana kadar almış olduğu kota ürün üzerinden değerlendirme ve hesaplama yapılıp ile iadesi talep edilen kalan bedelin sabit olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 18/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacının davalı yüklenici aleyhine temlik (satış) sözleşmesi gereğince ödenen bedelin iadesi için ilamsız icra takibi yaptığı, takibin kesinleştiği, yapılan bu icra takibi dikkate alındığında, artık davacının seçimlik hakkını sözleşmenin feshi ile ödediği bedelin iadesi yönünde kullandığının kabulü gerektiği, bu aşamadan sonra davacının kullanmış olduğu seçimlik haktan dönerek bir diğer seçimlik hak olan tapu iptâl ve tescil talebinde bulunmasının mümkün olmaması gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....

            Md. göre, devre tatil amaçlı taşınmazın ön ödemeli satışında devir ve teslim süresi sözleşme tarihinden itibaren 36 ayı geçemeyeceğini, akdedilen sözleşmede ise devre mülk inşaatının 2015’de tamamlanacağı hususunda anlaşıldığını, ancak müvekkile halen tapu verilmemesi, davalının devir ve teslim borcunu ifa etmediği anlamına geldiğini, dolayısıyla müvekkilin ödediği bedelin güncel değeri ile ödenmesini talep ettiklerini belirterek davanın kabulünü, sözleşmenin iptalini, ödenen bedelin denkleştirici adalet ilkesi gereği hesaplanarak müvekkiline iadesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki davada ... 1.Tüketici Mahkemesi ve ... 1.Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R- Dava, devre mülk satış sözleşmesinin tek taraflı feshi üzerine ödenen bedelin iadesi ve ödenmeyen senetlerin iptali istemine ilişkindir.Asliye Hukuk Mahkemesince, davacının tüketici tanımına girdiği ve uyuşmazlığın 4077 Sayılı Yasa Kapsamında kaldığını belirterek görevsizlik yönünde karar vermiştir....

              Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, olayda kullanım gerçekleştiğini, cayma hakkının süresinde kullanılmadığını, zamana aşımı süresinin dolduğunu, mahkemenin eldeki davada yetkili olmadığını, sözleşmenin geçerli olduğunu, ödenen bedelin güncellenmiş haline hükmedilemeyeceğini, sözleşmenin kapıdan satış niteliğinde olmadığını, tapuyu davacının kendi iradesiyle devralmadığını, olayda 6502 sayılı yasanın değil, 4077 sayılı yasanın uygulanması gerektiğini belirterek, verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir. GEREKÇE: Dava, harici satış sözleşmesi gereğince ödenen satış bedelinin davalının sözleşmedeki edimini yerine getirmemesi nedeniyle ödenen bedellerin denkleştirici adalet ilkesine göre iadesi ve devre mülk sözleşmesinin iptali isteminden ibarettir....

              defter kayıtlarında yer almadığı, 30.12.2010 tarihinde ödenen 8.000,00USD nin 30.12.2010 tarihli Merkez Bankası efektif alış kuru olan 1.5449 ile çarpımı sonucu 12.439,20 TL olduğu, bu miktarın sözleşmenin 8. maddesinde belirtilen teminatın 20.000,00TL den az olamayacağı şartını sağlamadığı, diğer taraftan, sözleşmenin 15. maddesinde belirtilen isim hakkı bedelinin ne miktarda alınacağının gerek sözleşmede ve gerekse de dava dosyasına sunulan diğer bilgi ve belgeler üzerinden tespitinin yapılamadığı belirtilmiştir. 14.01.2018 tarihli ek bilirkişi raporunda, sözleşmenin 15. maddesinden anlaşılacağı üzere isim hakkı bedelinin sözleşmenin imzalanmasından önce ve sözleşmenin imzalanacağının teminatı olmak koşuluyla ödeneceğinin kararlaştırıldığının görüldüğü, tarafların defter ve kayıtları dikkate alındığında ticari ilişkinin 03.01.2011 ile 31.12.2014 tarihleri arasında gerçekleştiğinin anlaşıldığı, dava konusu bedelin de ticari ilişkinin başlamasından önce 30.12.2010 tarihinde davalıya...

                UYAP Entegrasyonu