İstanbul 15.Sulh Hukuk Mahkemesince, takibin geçersiz sözleşmeye dayandığı iddiasıyla “sözleşmenin iptali” iddiasıyla menfi tespit talebiyle dava açıldığı, takip tarihi olan 17.6.2010 tarihine göre geçerli bir sözleşmenin bulunmadığı davacı tarafça ileri sürülmekle davanın aktin feshi talebi olarak değerlendirilemiyeceği uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinin görev alanına girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. HUMK'nun 8/ll-1 madde ve fıkrasında İcra ve İflas Kanununun onuncu babında yer alan 269 ve 272 nci ve sonraki maddeleri hükümleri hariç olmak üzere, kira sözleşmesine dayalı her türlü tahliye, akdin feshi yahut tesbit davaları, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ve bunlara karşılık olarak açılan davalara Sulh Hukuk Mahkemesinde bakılacağı hükmüne yer verilmiştir....
-KARAR- Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında 10.05.2010 tarihinde imzalanan bakım hizmeti verilmesine ilişkin sözleşmenin davalı tarafından süresinden önce haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere sözleşmeye aykırılık nedeniyle uğradığı 78.227,92 TL maddi zarar ile 287.852,32 TL müspet zarar toplamı olan 366.080,24 TL'nin avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı ile müvekkil arasındaki sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini, tazminat istemlerinin de yerinde olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir....
- KARAR - Asıl davada davacı vekili, davacı arsa sahibi ile davalı yüklenici arasında 30.11.2011 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, davacının sözleşme uyarınca üzerine düşen yükümlülükleri getirmesine rağmen davalı yüklenicinin geçen uzun süre içerisinde ruhsat alarak inşai faaliyetlere başlamadığını ileri sürerek, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi ile sözleşmenin ifa edilmemesi nedeniyle uğranılan zararlar için şimdilik 30.000,00 TL'nin reeskont faiziyle tahsilini talep ve dava etmiş, bilahare tazminat talebini 150.000,00 TL olarak ıslah etmiştir....
Mahkemece davacının davalı şirket çalışanının kendisine haksız davranışta bulunduğu iddiasına dayanmakta ise de, davalı ile olan ilişkisini kestiği, ancak sözleşmenin 29. maddesinde düzenlenen feshi ihbar sürelerine riayet etmediği, davalının da fesih ihbarında bulunmadığı gerekçeleri ile davanın reddine karar veilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle davacının davalıya gönderdiği ihtarnamenin feshi içermemesine , aksine davalının davacı tarafın sözleşme hükümlerini ihlal ettiği gerekçesi ile akdi feshetmiş bulunmasına ve fesihte haklı olduğunun saptanması nedeniyle yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 29.01.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Esas sayılı dosyası üzerinden takibe girişildiğini, davalı tarafın haksız itirazı nedeniyle takibin durduğunu beyanla, İtirazın iptali ile takibin devamına, davalının % 20'den aşağı olmamak üzere tazminat ile mahkumiyetine, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; Taraflar arasındaki 02/07/2014 tarihli sözleşmenin 3....
Dava, sözleşmenin haklı olarak feshedildiği iddiasına dayalı maddi tazminat istemine ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık sözleşmenin davacı tarafından tek taraflı feshinin haklı nedenlerle yapılıp yapılmadığı hususunda toplanmaktadır. Davalının 10.7.2012 tarihinde, 20.7.2012 tarihinden başlamak üzere Pilot olarak hizmet vermesine ilişkin sözleşmenin yapıldığı, davacı tarafından 29.1.2013 tarihli ihtar ile sözleşmenin feshedildiğinin davalıya bildirildiği tüm dosya kapsamı ile anlaşılmaktadır. Davacı feshi ihbarında da, sözleşmenin 7.11 ve 15.2 maddesi uyarınca verilmesi gereken taahütname ve bononun imzalanarak şirkete teslim edilmediğinden sözleşmenin 14.3 maddesi gereğince haklı olarak feshedildiğini Davalı da fesih koşullarının oluşmadığını savunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. ... davalılardan Yeni Ortadoğu Oto. Tic. AŞ. vek. Av. ...'nun gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -KARAR- Dava, sözleşmenin haksız feshi nedeniyle uğranılan maddi-manevi tazminat istemine ilişkindir. Davalılar vekilleri davanın reddini istemiştir....
Davalının 15.02.2012 tarihli fesih ihtarında; davacı ile çalışma şeklinin yoğunlaşan rekabet şartlarına gereği gibi cevap veremez olduğu, gelişen piyasa ve rekabet şartlarının dikkate alınmadan mevcut çalışma şartlarının devam ettirilmesinin zarara neden olacağı, maliyetlerin azaltılarak rekabet avantajının sürdürülebilmesi için sözleşmenin 27/4 maddesi uyarınca feshedildiği açıklanmış olup, ileri sürülen nedenin haklılığını ispata yarar delil ibraz edilemediği gibi davacının sözleşmeye aykırı bir davranışta bulunduğu, sözleşmeyi ihlal ettiği veya kusurlu olduğu da ileri sürülmemiştir. Sözleşmenin 27. maddesinde taraflara tek taraflı fesih hakkının tanınması, sözleşmenin haksız olarak feshedilebileceği anlamına gelmeyeceği gibi taraflara haklı bir neden olmaksızın sözleşmenin feshi konusunda hak ve yetki tanındığı şeklinde de yorumlanamaz. Ayrıca haksız fesih nedeniyle zarara uğrayan tarafın tazminat isteme hakkının ortadan kaldırıldığı da kabul edilemez....
Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile Davanın sözleşmenin feshi ve konutun tahliyesi yönünden kabulüne, diğere talepler yönünden bu taleplerinin atiye bırakılması nedeniyle bu talepler hakkında karar verilmesine yer olmadığına, karar verilmiş, hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir. 1-Davacı, eldeki dava ile sözleşmeye uygun olarak kendi üzerine düşen edimleri ifa etmesine rağmen davalının ödeme yükümlülüğünü yerine getirmediği iddiası ile sözleşmenin feshi ile taşınmazın tahliyesine karar verilmesinin yanı sıra ecr-i misl,sebepsiz zenginleşme ve sözleşmeye dayalı zarar tazmini talebiyle eldeki davayı açmıştır.davacı taraf, yargılama devam ederken sözleşmenin feshi ile taşınmazın tahliyesi dışındaki talepleri yönünden davayı atiye bıraktığına dair dilekçe sunmuş, duruşmada da aynı talebini yenilemiştir. Bilindiği gibi HMK'nın 123. maddesine göre davanın geri alınabilmesi için davalının açık muvafakatına ihtiyaç vardır....
Asliye Ticaret Mahkemesince, "...Davanın, davacının kendisine ait olduğu ve tescilli olduğu iddia edilen logoların servis sözleşmesinin feshi sonrasında davalı ... tarafından haksız rekabet teşkil edecek şekilde kullanıldığı iddiasına dayanılarak haksız rekabetin tespiti önlenmesi ve men'i, ilanı ile haksız rekabetin maddi sonuçlarının ortadan kaldırılması istemli dava olduğu, logoların ticari ilişkinin devamı esnasında kullanımının sözleşme çerçevesinde mümkün olduğu ancak o sözleşmenin sona ermesinin ardından davalı tarafça logo kullanılması sonucu meydana gelen haksız rekabet nedeniyle markaya tecavüz ile haksız rekabetin tespiti ve buna bağlı haksız rekabetin meni, refi ve önlenmesi gibi taleplere ihtisas mahkemesi olan Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi tarafından bakılması gerektiği anlaşılmakla, davanın görev dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli İstanbul Nöbetçi Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmesine...