Dava dosyası kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri birlikte değerlendirildiğinde, HMK'nın 355. maddesi gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; tapuda kayıtlı taşınmazların satışının MK'nın 706. maddesi, TBK'nın 23. maddesi Tapu Kanunu'nun 26. maddesi ve Noterlik Kanunu'nun 60. maddesi gereğince resmi şekilde yapılması zorunlu olup, haricen düzenlenen satış sözleşmeleri hukuken geçersiz olduğu, taraflar arasındaki devremülk satış sözleşmesinin de tapulu taşınmazın satışına ilişkin olup, resmi şekilde yapılmadığından geçersiz olduğu, geçersiz sözleşmeye dayanılarak her zaman sözleşmenin feshi ile bedel iadesi talebinde bulunulabileceği, davacının ikametgahının bulunduğu Ankara Mahkemelerinin davada yetkili olduğu, sözleşme geçersiz olduğundan, davacının sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre ödediği bedelin denkleştirici adalet ilkeleri gereğince güncellenmiş halini isteyebileceği, sözleşme tarihinde yürürlükte...
Mahkemece, devri gerçekleştirilen tapunun, yapı kullanma izin belgesi olup olmadığı, kullanıma ilişkin iskan ruhsatının olup olmadığı, inşaatın tamamlanıp tamamlanmadığı, fesih koşullarının oluşup oluşmadığı araştırılmaksızın davaya konu sözleşmenin taşınmaz hissesi devri vaadini de içeren ve yılın bir döneminde konaklama imkanı sağlayan devre tatil sözleşmesi mahiyetinde olduğu, satışa konu edilen taşınmazın inşa edilmemiş olduğu gibi davalıya da ait olmadığı, devre tatil sözleşmesinin yükümlülüklerinden kaçınılmak için bu şekilde hisseli gayrimenkul satış sözleşmesi şeklinde tanzim edildiği, bu şekli ile esasen sözleşmenin batıl olduğu ve her zaman bunun ileri sürülerek ödenen edimin geri istenebileceği gerekçesiyle davanın kabulüne ilişkin hüküm kurulmuştur. Her ne kadar taşınmaz devrini içeren sözleşmenin adi yazılı şekilde yapılması geçersiz ise de, taşınmazın tapusunun verilmesi ile geçersiz olan sözleşme geçerlilik kazanacaktır....
TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 06/11/2018 NUMARASI : 2018/64 ESAS, 2018/823 KARAR DAVA KONUSU : Sözleşmenin İptali ve Bedel İadesi KARAR : Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali ve bedel iadesi davasında; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen karara karşı davalı Kuşadası Otel İşt. Tur. İnş. Tic....
yazılı olarak ve şifahen bildirmiş bulunmakta olduklarını, davalı şirketin bedel iadesi yapmak istemediği için hisseyi geri almak istememektedir....
A.Ş.nin sorumluluğunun bulunduğu, kira tazminatının menfi zarar kapsamında bulunmadığı gibi sözleşmenin de ifa imkanının bulunmadığı anlaşıldığından bedel iadesi ve menfi zarar yönünden açılan davanın kabulüne, ödeme tarihinden itibaren ticari faiz ve kira tazminatı yönünden açılan davanın reddine karar vermek gerektiği, davacının manevi tazminat isteminin koşulları oluşmadığı, taraflar arasındaki ilişkinin tüketici işlemi olduğundan yasal faiz yürütülmesi gerektiği, davalı daha önce temerrüte düşürülmediğinden faiz başlangıcının dava tarihi olduğu anlaşıldığından birleşen davanın da kısmen kabulüne karar vermek gerektiği gerekçesiyle; asıl davada tapu iptali ve tescil yönünden açılan davanın reddine, asıl davadaki bedel iadesi ve tazminat talebinin ıslah talebi doğrultusunda kısmen kabul kısmen reddine, davacı ile davalılardan ... A.Ş. arasında imzalanan 04.05.2009 tarihli ... ......
Davalılar murisi; davacının iddialarının gerçek dışı olduğunu, davacı ile aralarında taşınmaz satışına dair herhangi bir sözleşme düzenlenmediğini, dava konusu taşınmazın tapuya kayıtlı olması sebebiyle zilyetlik sıfatıyla malik olunamayacağını, iddia edilen satışın gerçek olduğu düşünülse bile, haricen yapılan satış sözleşmesinin geçersiz olduğunu, sebepsiz zenginleşme hükümleri gereği alacağın zamanaşımına uğradığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece ; davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmesi üzerine; Dairemizin 14.11.2012 tarih ve 2012/19184 E. - 2012/ 23489 K. sayılı ilamı ile, "...Davalı taraf, sözleşme altındaki imzanın kendisine ait olmadığının tespitini istemiş ancak, bu konuda mahkemece bir inceleme yapılmadan , davacının ileri sürdüğü 20.04.1981 tarihli sözleşmenin geçerli olduğunun kabulü yerinde değildir. Öncelikle sözleşmenin geçerli olduğunun tespiti gerekir....
Zira, geçersiz sözleşmenin artık ifa edilmeyeceğini bile bile haksız zenginleşmenin iadesini istemeyen alacaklı, zararının artmasına kendisi sebep olacağından bu artan zararını iade borçlusundan istemelidir. ./.. -3- Hal böyle olunca mahkemece; ifa'nın her iki taraf içinde imkânsız hale geldiği tarih olan idare mahkemesinin kararının kesinleştiği tarihin tespit edilmesi, ondan sonra davacının taksitler halinde davalıya ödediği 4189 TL nin ifanın imkânsız hale geldiği tarihte ulaşacağı alım gücünün değerinin ne olabileceğinin az yukarıda açıklanan ilke ve esaslar ışığında içinde bankacı da bulunan uzman bilirkişi kurulundan nedenleri açıklayıcı, taraf ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınması suretiyle belirlenmesi ve hâsıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, bu yönler gözardı edilerek, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurması usul ve yasaya aykırıdır....
Sulh Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 01/07/2014 NUMARASI : 2012/259-2014/276 Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı kira sözleşmesinin geçersiz olduğunun tespiti davasına dair karar, davalılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kira sözleşmesinin geçersiz olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece istemin kabulüne karar verilmiş, hüküm, her iki davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacılar vekili dilekçesinde, muris R.. E.. vekili davalı N.....
Davalı yüklenici, davacıya ait dairedeki inşaat işlerinin yapımını, 26.000,00 TL götürü bedel karşılığı yüklenmiştir. Sözleşmeye göre; işin, yüklenici tarafından işsahibi davacıya 30.05.2008 tarihinde teslimi kararlaştırılmış olduğu halde davacının Ankara 25. Noterliği aracılığıyla gönderdiği ve 17.06.2008 tarihinde davalıya tebliğ olunan ihtarnamesi ile ihtarın tebliğinden itibaren sözleşme konusu işin 15 gün içinde yapılması için yüklenici davalıya süre verilmiştir. Dava ise, 08.08.2008 tarihinde açılmıştır. Davada yapılmayan işin bedeli olan ve yükleniciye ödenen iş bedelinin iadesi de istenmiş olduğuna göre, dava tarihi itibariyle davacı tarafından, sözleşmenin feshine ilişkin irade açıklamasının davalıya bildirilmiş olduğunun kabulü gerekir. Çünkü, sözleşmenin feshine ilişkin irade beyanı, tek taraflı bozucu yenilik doğuran haklardan olup, karşı tarafa ulaşmasıyla hüküm doğurur....
GEREKÇE Dava, teminat bedelinin iadesi ve sözleşmeni feshinin geçersiz olduğunun tespiti ile iptali istemine ilişkindir. Dava dilekçesinde dava değeri 9.583,26 TL olarak gösterilmiştir. Bu bedel ise teminat mektubu bedelidir. Dava ise; 9583.26- TL bedelli kesin teminat mektubunun iadesi ile feshin geçersizliğinin tespiti ile feshin iptali istemine ilişkindir. Bu haliyle, davacı tarafın aynı zamanda sözleşmesinin feshinin iptali talebinin de bulunduğu, ancak bu talep yönünden dava dilekçesinde değer gösterilmediği ve peşin harcın yatırılmadığı anlaşılmaktadır....