Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : SÖZLEŞME FESHİNİN İPTALİ -KARAR- Dava, sözleşmenin feshinin iptali isteğine ilişkindir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 13.Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 07.09.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasında akdedilen finansal kiralama sözleşmesi kapsamında müvekkili şirket adına kayıtlı taşınmazların davalıya kiralandığını, davalı şirketin yükümlülüklerini yerine getirmeyerek kira bedellerini ödememesi üzerine ihtarname tebliğine rağmen sonuç alınamadığını belirterek, yanlar arasındaki sözleşmenin feshinin tesbitine ve kiralanan taşınmazların müvekkiline teslimine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

      Dava, sözleşmenin feshinin haksız olduğunun tespiti ve çekişmenin giderilmesi mümkün olmadığı taktirde alacak istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde; sözleşmenin feshinin hukuka aykırı olduğunu, fesih bildirimi süresine uyulmadığını, fesih haksız olduğundan davalının sözleşmeye uyması yönünde muarazanın giderilmesini, sözleşmenin feshinin haksız olduğunun tespitini, rödovans sözleşmesinin uygulanmasının ve maden siciline tescilinin hüküm altına alınmasına karar verilmesini aksi kanaatte olunması halinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıya BK nun 286.maddesi gereğince tazminat,19.000,00 TL maden ruhsat sahibi için yapılan faydalı masraflar ve 50.000,00 TL ruhsat sahibi için yapılan ödemenin ödeme tarihinden itibaren en yüksek ticari faiz ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir....

        Davalı vekili, dava konusu taşınmazı, müvekkiline ait komşu parsel ile birleştirilmesi koşulu ile kiraladığını, ancak imar planındaki değişiklik nedeniyle bunun gerçekleşmediğini, bunun üzerine 12.04.2010 tarihinde sözleşmenin feshinin davacı kiralayana bildirildiğini, fesih tarihine kadar kira paralarının ödendiğini, BK’nun 249 ve 250.maddeler uyarınca müvekkilinin fesihte haklı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davalının feshinin haklı nedene dayanmadığı gerekçesi ile istemin kabulüne karar verilmiştir. Davada dayanılan ve hükme esas alınan 29.12.2009 başlangıç tarihli ve 2 yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmenin 11.maddesinde kiracının kira bedellerini zamanında ödememesi halinde sözleşmenin kiraya veren tarafından tek yanlı olarak feshedilebileceği, sözleşmenin bu şekilde feshedilmesi halinde fesih tarihine kadar biriken kira ve hesaplanacak faizin tahsil edileceği hükmüne yer verilmiştir....

          Davalılar vekili, müvekkilleri tarafından sözleşmede belirtilen miktarda ürünün alınmasının eldeki makineler dikkate alındığında imkansız olduğunu, sözleşmenin teminatı olan bononun sözleşme feshedildiğine göre iade edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, cevap ve benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda davalıların sözleşmede kararlaştırılan yıllık alım miktarına riayet etmediği, bununla birlikte almış oldukları ürün bedellerini de ödemediği, bu nedenle fesih hakkının doğduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile sözleşmenin feshinin tespiti ile 40.000.USD cezai şartın davalılardan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalılar vekillerince temyiz edilmiştir....

            . - K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasında imzalanan finansal kiralama sözleşmesi gereğince davalıya kiralanan malların teslim edildiğini, davalının borcunu vadesinde ödememesi üzerine temerrüde düştüğünü ve davalıya 60 gün içinde borcunu ödemesi gerektiğinin aksi halde sözleşmenin feshedileceğinin ihtar edildiğini, davalının kanuni süre içinde borcu ödememesi nedeniyle sözleşmenin feshedildiğini, ancak davalının kiralama konusu malları teslim etmediğini belirterek, kiralama konusu malların müvekkiline aynen teslimine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin borcunu ödediğini, bu nedenle sözleşmenin feshinin haksız ve ayrıca kiralama konusu malın ayıplı olduğunu savunarak davanın reddini, mahkeme aksi kanaatte ise ayıp oranında kira bedelinden tenzilat yapılmasını istemiştir....

              Davalı vekili cevabında, davacının gönderdiği ikinci ihtarname ile müvekkiline ek süre verdiğini, bu nedenle ilk ihtarnameye dayanılarak sözleşmenin feshinin istenemeyeceğini, davanın yasal şartlarının gerçekleşmediğini, ihtarnamede belirtilen borcun fazlasıyla ödendiğini, bu nedenle sözleşmenin feshinin usul ve yasaya aykırı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir....

                Noterliği kanalı ile 12/07/2010 tarih ve 10423 yevmiye numaralı ihtarname keşide edildiğini ve sözleşme hükümlerinin yerine getirilmemesi halinde sözleşmenin 3 günlük süre sonunda feshedilmiş sayılacağının bildirildiğini, ihtarnamenin davalılara 13/07/2010 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen ihtar koşulları yerine getirilmediğinden 16/07/2010 tarihi itibari ile sözleşmenin feshedildiğini belirterek 25/05/2010 tarihli sözleşmenin haklı nedenlerle feshedildiğinin tespitine ve 15.000 TL'nin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili 05/07/2012 havale tarihli dilekçesinde ve duruşmada alınan beyanında, sözleşmenin haklı nedenlerle feshinin tespitine karar verilmesini, diğer maddi taleplerini atiye bıraktıklarını beyan etmiştir. Davalılar ... Sağlık Hizmetleri Ltd.Şti ve ... vekili davanın reddini savunmuş, diğer davalı ... davaya cevap vermemiştir....

                  Dairemizin yerleşmiş uygulamalarında bu süre sözleşmenin feshinin kesinleştiği tarihten itibaren başlar. Davacı 07.11.2008 tarihinde feshi kesinleşen sözleşmeye dayanarak imalat bedeli için dava açmış eldeki davayı da 29.12.2014'te açmıştır. Sözleşmenin feshinin 21.02.2007 de kesinleştiği de nazara alındığında gerek sözleşmenin feshinin kesinleştiği tarihten gerekse kısmi davanın açıldığı tarihten itibaren 5 yıllık zamanaşımının geçtiği, davalıların süresinde zamanaşımı itirazında bulundukları da gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edenlere iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.05.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

                    -K A R A R- Davacı vekili, taraflar arasında yemek hizmeti verilmesine dair sözleşmeler yapıldığını, davalının davacıdan teminat olarak boş senet aldığını, 15.08.2012 tarihinde yapılan sözleşmenin süresinin 3 yıl olduğunu, bir yıl da opsiyon tanındığını, davalının, sözleşmeyi sonlandırmak istediğini fakat sözleşmenin tek taraflı feshinin mümkün olmadığını ileri sürerek, sözleşmenin feshinin iptali ile 44.174,75 TL hizmet bedelinin avans faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkili şirketin adresinin ... ilinde olduğunu, sözleşmede ... Mahkemeleri'nin yetkili kılındığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; 6102 sayılı TTK'nın 12. maddesinde gerçek kişi tacirlerin tanımının yapıldığı, 6100 sayılı HMK'nın 17. maddesinde yetki sözleşmesinin düzenlendiği, taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça davanın sadece sözleşmeyle belirlenen mahkemede açılabileceği, davalı şirketin adresinin ...'...

                      UYAP Entegrasyonu