WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Maddesi kapsamında 50.000- USD cezai şart talepleri 10.000.-USD üzerinden kabul edilmiş ise de, kararı bu yönü ile de istnaf etme gereğinin hasıl olduğunu; tarafların, tacir olup imzaladıkları sözleşme hükümleri ile sıkı sıkıya bağlı olduklarını; taraflar arasında imzalanan sözleşmenin cezai şartla ilgili maddesinin açık olduğunu; TTK'nın 22....

Asıl dava, bayilik sözleşmesine ilişkin olarak davalı tarafa sunulan 25.000,00-TL bedelli sözleşme teminat mektubunun, sözleşmenin haklı nedenle fesih edildiği ileri sürülerek iptali, iadesi ve davalı yana borçlu olunmadığının tespiti; birleşen dava ise, bayilik protokolünün 4. maddesinde düzenlenen ve sözleşmenin haksız feshine bağlı cezai şart alacağı ile kâr mahrumiyetinden kaynaklı alacak talebine ilişkin bulunmaktadır. Mahkememizin 24/05/2018 tarih ve ... E., ......

    a cezai şart olarak ödemeyi kabul ve taahhüt eder. Bayi iş bu sözleşme ile kabul edilen cezai şart miktarlarının fahiş olduğu gerekçesi ile tenzilat talep etme hakkından peşinen feragat ettiğim kabul ve beyan ettiğini, bu nedenle "bakiye alacak ve tazminat haklarının saklı kalmak üzere şimdilik hesaplanacak olan,Kar mahrumiyeti alacağından 10.000,00 TL, Cezai şart alacağından kaynaklanan 10.000,00 TL olmak üzere şimdilik toplam 20,000,00 TL alacağın sözleşmenin feshi tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, vekalet ücreti ve diğer yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi ile davalının davacıdan dava konusu teminat mektubu ile teminat altına alınmış hususlardan sadece cezai şart alacağının oluştuğunu, davalının başkaca bir alacağının olmadığı anlaşılmıştır.Ancak bilirkişinin cezai şart alacağı ile ilgili hesaplaması doğru değildir. Çünkü taraflar arasındaki sözleşmede yer alan asgari alım taahhüdü ihlaline bağlı cezai şart alacağı ifaya ekli bir cezai şart olup,davalı ihtirazi kayıt koymaksızın akaryakıt satışına devam ettiği sürece önceki yıllara ait cezai şart talebinden vazgeçmiş sayılır....

        (Yargıtay 15 HD 01.11.2007 gün 2006/3234 E, 2007/6830 K.sayılı ilamı) Bu durumda mahkemece davalı karşı davacının cezai şart isteme hakkı düşmediği ve teslimdeki gecikmeden dolayı cezai şart istemekte haklı olduğundan sözleşme dışı işler dahil toplam 46 gün olan iş süresine göre teslimi gereken tarih saptanıp bu tarihten itibaren kısmi teslimle borcun tamamen ifa edilmediği de gözetilerek sözleşme konusu işin bütün olarak tamamlanıp teslim edildiği tarihe kadar hesaplanacak cezai şart alacağının talep ve ıslah da gözetilerek hüküm altına alınması gerekirken, sözleşmenin bu hükmü gözden kaçırılarak yanlış değerlendirme ile karşı davadaki cezai şart alacağı isteminin reddi doğru olmamış, kararın bozulması uygun görülmüştür....

          Borçlar Kanunu'nun 179. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen "Ceza, borcun belirlenen zaman veya yerde ifa edilmemesi durumu için kararlaştırılmışsa alacaklı, hakkından açıkça feragat etmiş veya ifayı çekincesiz olarak kabul etmiş olmadıkça, asıl borçla birlikte cezanın ifasını da isteyebilir.” hükmününe göre ise, alacaklı akdin ifası ile birlikte cezai şartın ödenmesini de talep edebilir. Mahkemece taraflar arasında imzalanan 17.12.2013 tarihli sözleşmenin 4-c maddesi uyarınca cezai şartın ‘ifa yerine geçen cezai şart’ olduğundan bahisle cezai şart talebinin reddine karar verilmişse de, cezai şartla ilgili taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 4. maddesinde, hangi şartların oluşması halinde cezai şart ödeneceğine dair bir ibare bulunmadığından bu gerekçe ile talebin reddine karar verilmesi gerekirken; cezai şartın ‘ifa yerine geçen cezai şart’ olduğundan bahisle cezai şart talebinin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....

            Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi ile davalının davacıdan dava konusu teminat mektubu ile teminat altına alınmış hususlardan sadece cezai şart alacağının oluştuğunu, davalının başkaca bir alacağının olmadığı anlaşılmıştır.Ancak bilirkişinin cezai şart alacağı ile ilgili hesaplaması doğru değildir. Çünkü taraflar arasındaki sözleşmede yer alan asgari alım taahhüdü ihlaline bağlı cezai şart alacağı ifaya ekli bir cezai şart olup,davalı ihtirazi kayıt koymaksızın akaryakıt satışına devam ettiği sürece önceki yıllara ait cezai şart talebinden vazgeçmiş sayılır....

              tarafa sözleşmede verilmesi planlanan mali katkının faturalar karşılığında, cari hesabına işlenerek ödendiğini, davalı taraf, sözleşme yürürlükte iken sözleşme maddelerini ihlal ettiğinden davalının kusuru sebebiyle devamı imkansız hale gelen sözleşmenin feshi ve 235.000,00 TL cezai şart ve 235.000,00 TL yatırım tutarının iadesi hususunda İzmir ......

                tarafa sözleşmede verilmesi planlanan mali katkının faturalar karşılığında, cari hesabına işlenerek ödendiğini, davalı taraf, sözleşme yürürlükte iken sözleşme maddelerini ihlal ettiğinden davalının kusuru sebebiyle devamı imkansız hale gelen sözleşmenin feshi ve 235.000,00 TL cezai şart ve 235.000,00 TL yatırım tutarının iadesi hususunda İzmir ......

                  Davalı vekili cevabında, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre davalı tarafın belli dönemlerde asgari alım taahhüdünü yerine getirmediği, bu haliyle sözleşmeye aykırı davrandığı, ancak sözleşmenin 5.maddesinde açıkça bu hallerde davacının davalıyı uyarması gerektiğinin düzenlediği yine sözleşmenin 5.maddesinin 2.fıkrasında asgari alım taahhüdünü yerine getirmemesi halinde taahhüt miktarı tamamlanıncaya kadar anlaşmanın uzayacağının kabul edildiği, sözleşmenin 2003 tarihinde sona erdiği kabul edildiğine göre davalının asgari alım taahhüdüne ve sözleşmenin 5.maddesinde belirtilen başka ürünleri satmama kuralına uymadığının söylenmesinin mümkün olmadığı, dolayısıyla davacı tarafın talep edebileceği bir kar mahrumiyeti ve cezai şartın söz konusu olmadığı ancak sözleşme ile belirlenen ve ek bir ekipman listesi olarak belirtilen malların sözleşme hükümleri gereğince aynen davacıya iadesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile sözleşmeye...

                    UYAP Entegrasyonu