KARAR Davacı, davalı şirketten daire satın aldığını bedelini ödediğini, davalının edimini yerine getirmediğinden ödenen bedelin iadesi için protokol yaptıklarını ve ödemelerin iki adet bono ile iki adet çekle yapılacağının kararlaştırıldığını, ancak davalının 9.000.000.000 TL'lık çeki süresinde ödemediğinden arkasının yazdırıldığını, protokolün 5. maddesi gereğince cezai şart alacağının doğduğunu ileri sürerek 9.000.000.000 TL asıl alacak, 200.000.000 TL kur farkı, 800.000.000 TL cezai şart olmak üzere toplam 10.000.000.000 TL'nin faiziyle tahsilini istemiş, ıslah dilekçesi ile de talebini 38.000.000.000 TL'ye çıkarmıştır. Davalı, davacının zararı olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nden 2006/556 Esas sayılı dosyasında davalı aleyhine açtığı satışa konu olan taşınmaza ait tapu kaydının iptâli ve davacı adına tescili, manevi tazminat ve cezai şart alacağı ile inşaat için ödenen bedelin iadesi davası sonucunda 2008/644 sayılı kararla tapu iptâl ve tescil davası, Tapu Kanunu'nun 35. maddesi iptâl edildiği ve yabancılara mülk satışını mümkün kılan Kanun yürürlüğe girmediğinden işin ifasının imkânsız hale geldiği kabul edilerek, inşaat için verilen bedelin iadesine, arsa için verilen bedelin talep edilmediği, imkânsızlık halinde cezai şart istenemeyeceği ve manevi tazminat talebi yerinde görülmediğinden tapu iptâli ve tescil davası ile cezai şart ve manevi tazminat taleplerinin reddine, inşaat için ödenen 20.000 Euronun davalıdan tahsiline karar verilmiş, davacı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 13....
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, sözleşme ve eki protokoller kapsamında cezai şart talebinin haklı olup olmadığı, cezai şart istenilip istenilemeyeceği, sözleşme süresi boyunca cezai şart istenilmemesi nedeniyle sözleşmenin bitiminden sonra cezai şart talebinin hakkaniyete ve tarafların menfaat dengelerine uygun olup olmadığı hususlarına yöneliktir. Taraflar arasında imzalanan 15/01/2011 tarihli bayilik sözleşmesinin 28 maddeden, aynı tarihli protokolün 10 maddeden ve aynı tarihli satış taahhütnamesinin 8 maddeden oluştuğu, cezai şarta ilişkin hükümlerin sözleşmenin 19. maddesi ile protokolün 5.1.4.2 maddesinde düzenlendiği, satış taahhütnamesinin 3. maddesi ile 4.000 metreküp beyaz ürün ve 1.000 ton otogaz alınmasının kararlaştırıldığı, 4. maddesi ile taahhüdün yerine getirilmemesi halinde beher metreküp beyaz ürün için 34 USD, beher ton otogaz için 30 USD cezai şart ödenmesinin kararlaştırıldığı anlaşılmıştır....
kaynaklanan cezai şart alacağının 207.294,84 USD olarak tespit edildiği ve bu cezai şart tutarının davacı karşı davalının ekonomik mahvına sebep olmayacağı gerekçesiyle 26,16 USD karşılığı 48,43 TL'nin mahsubu ile bakiye 231.049,55 TL cezai şart alacağının istenebilir olduğu sonuç ve kanaatine varılarak bu tutar üzerinden kanıtlanan karşı davanın kısmen kabulüne, karşı davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir....
Somut olayda, taraflar arasındaki sözleşmenin davacı tarafça feshedildiği sabit olup uyuşmazlık cezai şart alacağından kaynaklanmaktadır. Taraflar arasındaki sözleşmenin 7. Maddesinde; “Kurum, sözleşmeyi tek taraflı olarak feshederse veya sözleşmeye aykırı hareket etmesi ya da sözleşme hükümlerini hiç ya da gereği gibi ifa etmemesi nedeni ile banka tarafından feshedilirse, bankanın fazlaya ilişkin haklan saklı kalmak kaydıyla, fesih tarihinden sonraki döneme karşılık gelen meblağı ( Sözleşmenin tüm süresi için ödenen promosyon meblağı üzerinden, sözleşmenin kalan süresi için kıstelyevm esasına göre yapılacak hesaplama sonucunda bulunacak olan meblağ), ve cezai şart bedeli olarak da işbu meblağın %20 (yüzde yirmi) fazlası kadar tutarı Banka'ya ödemeyi kabul, beyan ve taahhüt eder." hükmü yer almaktadır....
Bu Protokolün yürürlük tarihinden önce (5.3) numaralı maddede sayılan fiillerden dolayı sözleşmesi feshedilen ve/veya cezai şart uygulanan eczanelerin yazılı talebi üzerine, bu Protokoldeki cezai şart ve fesih hükümleri uygulanır." hükmü düzenlenmiştir. Dava konusu işlemin dayanağı 2007 Protokolünün 6.3.10 maddesi, 2012 yılı protokolü ile yürürlükten kaldırılmış olup, gerek 2012 protokolü ve gerekse 2016 protokolü ile önceki protokollerde sözleşmenin feshi ve cezai şart gerektiren maddelerden bu protokollerle kaldırılmış olanlar nedeniyle sözleşme feshi ve/veya cezai şart uygulanmış olan işlemlerin, konusu kalmadığından durdurulacağı ve işlem yapılmayacağı öngörülmüştür....
- K A R A R - Davacı vekili; davacı ile davalı arasında 25/12/2009 tarihli 5 yıllık süreli bayilik sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin sona erme tarihinin 25/12/2014 olduğunu, davalının sözleşmeye aykırı davranışları ve tonaj alım taahhütlerine uymamış olması nedeniyle sözleşmenin feshedildiğini, bayilik sözleşmesi gereğince tonaj ihlali ve sözleşmenin erken feshine neden olunması sebebiyle davalılardan kar mahrumiyeti ve cezai şart alacaklarının olduğunu belirterek davalıdan fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 USD cezai şart alacakları ile 5.000,00 TL kar mahrumiyeti alacaklarının sözleşmenin fesih tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 13/12/2011 tarihli ıslah dilekçesi ile cezai şart alacaklarını 20.000,00 USD, kâr mahrumiyeti alacaklarını da 100.000,00 TL olarak ıslah ettiklerini belirterek bu miktarların davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir....
Mahkemece iddia, savunma toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre sözleşmenin davacı yönünden tek taraflı fesih hakkının doğduğunu, cezai şart miktarının davalının ticari işletmesinin boyutu itibari ile mahvına neden olacağından BK’nun 161/3 maddesi gereği cezai şart tutarının yarı oranında indirilmesi gerektiği, buna göre davalı şirket hakkında açılan davanın husumetten reddine, diğer davalı yönünden 25.000 Dolar cezai şart tutarının davalı ...’tan alınarak fiili ödeme günündeki TL karşılığının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle davalı ...’un bayiliği fiilen terk ettiği için 26.madde anlamında sözleşmenin fesih hakkının oluşmuş olmasına, davalı şirketin sözleşmenin tarafı olmadığı için hakkında açılan davanın husumetten reddedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına...
. - K A R A R - Davacı vekili, davacı ile davalı arasında bayilik anlaşması bulunduğunu, davalının akde aykırı davrandığını bu nedenle sözleşme ve ekleri gereğince cezai şart ve kâr mahrumiyeti talep etme hakkı doğduğunu belirterek, cezai şart tutarı 25.000 USD olup 15.000 TL teminat mektubunun mahsubu sonucu 16.595,70 TL cezai şart alacaklarının, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak suretiyle 5.000 TL kâr mahrumiyeti alacağının tahsilini talep ve dava etmiştir....
Uyuşmazlık, kiralanan yerlerin süre sonunda tahliye edilmemesi nedeniyle sözleşmenin 14.maddesi ile kararlaştırılan cezai şartın gündeme gelip gelmeyeceği noktasında toplanmaktadır. Öncelikle belirtmek gerekirse, tacir olan davalı kiracının kiralayan ile imzaladığı sözleşmenin 14.maddesi ile kararlaştırdığı cezai şart hükmü geçerlidir. Ancak cezai şartın hüküm ifade edebilmesi için sözleşmenin sona ermesi ve davalı kiracının fuzüli şagil konumuna düşmesi gerekir. Ne var ki, davalı kiracı, sözleşmenin devam ettiğini ileri sürerek kiracılık sıfatının tespiti için dava açmış ve yargılaması devam etmektedir. Bu durumda mahkemenin davanın sonucunu beklemesi gerekirken yazılı gerekçeyle karar vermesi doğru değildir....