Mahkemece, iddia, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; 13.06.2008 tarihli sözleşmenin 5. maddesi uyarınca dairelerin teslim tarihinin 30.11.2009, mevcut inşaatın tamamlanma oranının yaklaşık % 42 olduğu, davalının, sözleşmede kararlaştırılan sürede üzerine düşen binayı imar ve teslim borcunu yerine getirmediği, BK'nun 106. ve 108. maddesi gereğince sözleşmenin feshi halinde sadece menfi zararların istenebileceği, müspet zarar anlamında talepler olduğundan eksik ve hatalı imalat bedellerinin miktarının belirlenerek tahsiline ilişkin talebin reddinin gerektiği, sözleşmenin feshi halinde, yüklenici davalı taraf imalat bedelini isteyebileceğinden, işin tespiti ile hali hazırdaki iş ve malzemelerin davacılara ait olduğunun hüküm altına alınması yönündeki talebin de reddi gerektiği, davacı vekilinin sözleşmenin 5.maddesindeki günlük 50,00 TL gecikme tazminatı olumlu zarar kapsamında olduğundan, sözleşmenin geriye etkili feshinde istenmesinin mümkün olmadığı, 21. maddedeki...
Davalı, sözleşme gereği taksitlerin ödenmemesi halinde muacceliyet şartının olduğunu, davacının ihtarına 18.1.2008 tarihli cevabi ihtarlarıyla sözleşmenin feshinin kabul edildiğini, senet iadesi için şirkete gelmelerinin istendiğini ancak davacının şirkete gelmediğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, taşınmazın tapuda başkası adına kayıtlı ve davalının da yüklenici olması nedeni ile sözleşmenin geçerli olduğuna, ancak davanın konutun teslim tarihinden önce erken açılmış olduğuna dayanılarak reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasında düzenlenen 18.2.2007 tarihli harici 2008/14344-2009/4490 sözleşme ile davalının yapacağı binadan daire satın alınmasına karar verilmiş; davacı tarafından çekilen 7.1.2008 tarihli ihtarla sözleşmenin feshi bildirilmiş, davalı da 18.1.2008 tarihli cevabi ihtarıyla sözleşmenin feshini kabul etmiştir. Taraflar arasında sözleşmenin feshi yönünde uyuşmazlık bulunmamaktadır....
Bir başka anlatımla, arsa payı devri karşılığı inşaat sözleşmelerinin feshi, taraf iradeleri fesihte birleşmediği sürece ancak mahkeme kararı ile mümkün olmaktadır. Somut uyuşmazlığımızda, mahkemece davalı yüklenicinin kusuru olmaması nedeniyle sözleşmenin feshi talebinin de reddine karar verilmiş ise de, davalı yüklenici tarafından davacı arsa sahibine karşı ... 5. Asliye Hukuk Mahkemesi 2017/244 Esas sayılı dava dosyası ile de sözleşmenin feshi ile menfi ve müspet zarar tazmininde bulunduğu, böylelikle tarafların iradelerinin sözleşmenin feshi konusunda birleştiği anlaşıldığından mahkemece sözleşmenin feshi talebinin kabulü gerekirken reddi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması uygun bulunmuştur....
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davacı tarafça açılan sözleşmenin feshi, tapu iptali – tescil, maddi ve manevi zarar istekli davanın devam ettiği, yapılan herhangi bir yapının bulunmadığı, temel atılmadığı, taşınmazın mülkiyeti davalıda olsa da, davacıların arsa üzerindeki dükkanları boşaltmadığı ve davalı tarafça böyle bir talepte bulunulmadığı, sözleşmenin feshi halinde davacı tarafın olumsuz zararlarının giderilmesi için talepte bulunabileceği, kira gelirine ilişkin talebin ise sözleşmenin ifası nedeniyle müspet zarar kapsamında kaldığından istenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacılar temyiz etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ, DAVA TÜRÜ : SÖZLEŞMENİN FESHİ. -KARAR- Dava, sözleşmenin feshi kararının iptali isteğine ilişkindir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 13.Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 28.05.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi istemine ilişkin davada Bağcılar Aile ile 1. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 02.11.2001 tarihinde açılan sözleşmenin feshi istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, davacı ile davalı ...'ın evli oldukları, davalı ... ...'nun ise, davalının kardeşi olduğu, davalılar arasında yapılan kooperatif devir sözleşmesinin muvaza nedeniyle iptalinin istendiği anlaşılmaktadır. Aile Mahkemesi özel bir mahkemedir ve görevleri sınırlıdır. Somut olayda; davanın Türk Medeni Yasasının 01.01.2002 tarihinden önce açıldığı gibi, uyuşmazlığın yalnızca sözleşmenin feshi istemine ilişkin olup, genel hükümlerden kaynaklandığı anlaşılmakla, görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir....
Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, sözleşmenin uyarlanması, sözleşmede kararlaştırılan cezai şartın işletilmemesine karar verilmesi; birleşen dava, sözleşmenin feshi; cezai şartın tahsili istemleriyle açılmış, mahkemece yüklenici şirket tarafından açılan asıl davanın reddine, arsa sahibi mirasçıları tarafından açılan birleşen dava yönünden sözleşmenin feshi davası konusuz kaldığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, cezai şartın tahsili isteminin reddine karar verilmiş, karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir. ...-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre tarafların sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. ...-Yüklenici şirket ile arsa sahiplerinin murisi .......... arasında ...... .......
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının sözleşmenin feshinden önceki döneme ilişkin alacak talebi hakkında açmış olduğu alacak davasına yönelik verilen kararın dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun olduğundan, bu hüküm yönünden yapılan istinaf sebebi yerinde görülmediği, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin, 01.06.2003 tarihinde davalı tarafından haksız şekilde feshedildiği, sözleşmenin haksız feshi nedeniyle fesihten sonraki döneme ilişkin uğranılan zararların tazminine ilişkin tazminat talebi bakımından sözleşmenin feshi tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 sayılı Kanun'un 125 inci maddesi uyarınca ve 6098 sayılı Kanun'un 146 ncı maddesi uyarınca genel zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğu, sürenin sözleşmenin fesih tarihi olan 01.06.2003 tarihinde başladığı, zamanaşımına konu alacak talebi sözleşmenin feshinden sonraki döneme ilişkin olduğundan dava açmadan önce sözleşmenin feshi ile öğrendiği gözetildiğinde dava tarihi...
Eczanesi hakkında düzenlenen, 08.06.2010 Tarih, 8951433 sayılı, ...Kapsamındaki Kişilerin Türk Eczacıları Birliği Üyesi Eczanelerden İlaç Teminine İlişkin Tip Sözleşmenin feshi ve cezai şart uygulanmasına dair davalı kurum tarafından yapılan işlemin iptaline karar vermiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Somut olayda, davacı; davalının hiçbir belge ve kayıt istemeyerek, kötüniyetli şekilde sözleşmeyi feshettiğini ileri sürerek, sözleşmenin feshi ve cezai şart işleminin iptaline karar verilmesini istemiş, davalı davacının sözleşmeye aykırı davrandığını, bu nedenle feshin akde ve hukuka uygun olduğunu savunmuştur. Mahkemece, yargılama aşamasında,.......
Somut olayda; davacı tarafından sözleşmenin feshi yönünden 52.020TL üzerinden harç tamamlatılarak sözleşmenin feshi talep edilmiş, davalı yararına harcı yatırılan bir yıllık kira bedeli üzerinden nispi vekalet ücretine karar verilmesi gerekirken karar tarihindeki kur üzerinden harcı yatırılmayan miktar üzerinden fazla vekalet ücretine karar verilmiş olması doğru değildir. Ne var ki, ikinci bentlerde belirtilen yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması HUMK 438/7 maddesi hükmü gereğidir....