"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi istemine ilişkin davada Konya 3. Asliye Hukuk ve 3.İş Mahkemelerince görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, sözleşmenin feshi kararının iptali istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi istemine ilişkin davada Konya 3. Asliye Hukuk ve 3.İş Mahkemelerince görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, sözleşmenin feshi kararının iptali istemine ilişkindir....
Davacıların bu dosyadaki tüm talepleri sözleşmenin ayakta tutulmasına bağlıdır. Davacılar tarafından kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi konusunda dava açılmadığı anlaşılmaktadır. Dosya içerisine getirtilip incelenen Giresun 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2001/295 Esas sayılı dava dosyası içeriğinden, kat karşılığı inşaat sözleşmesinin arsa sahibi olarak tarafı olan ... tarafından sözleşmenin feshi, tapu iptâli tescil istemleriyle dava açıldığı, bu dosyanın derdest olduğu ve temyiz incelemesi yapılan dosyanın kararının kesinleşmesini beklediği belirlenmiştir. ... ./.. s.2 15.H.D. 2009/2112 2009/4083 Davacıların tüm talepleri sözleşmenin ayakta olmasına, diğer bir deyimle sözleşmenin feshine karar verilmemiş olmasına bağlı olduğundan, öncelikle ... tarafından açılan sözleşmenin feshi ve tapu iptâli tescil davasının değerlendirilmesi, fesih istemi hakkında verilecek karar sonucuna göre bu davanın çözümlenmesi gerekir. Getirtilip incelenen Giresun 1....
Asıl davada yüklenici ... vekili, sözleşmenin geriye etkili feshi halinde herkesin mağdur olacağını, davacıya bırakılan eksikliklerin giderilebileceğini savunarak, sözleşmenin geriye etkili feshi talebinin reddini talep etmiştir. Birleşen davada davacı ..., arsa sahibi ... ile yüklenici ... arasında yapılan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca davalı yükleniciye bırakılan A Blok 6 nolu işyerini satın aldığını ve beş yıldır kullandığını ancak arsa sahibinin tapuyu vermediğini ileri sürerek, dava konusu yerin tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tescilini talep etmiş, müdahil olduğu asıl davada ise sözleşmenin feshi talebinin reddini istemiştir. Mahkemece, yapılan yargılama sonunda, davalı yüklenici ...'...
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2)Davada, 26.07.2004 günlü arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi talebi yanına kira tazminatı da talep edilmiş, mahkemece, sözleşmenin geriye etkili feshi ve kira tazminatının tahsiline karar verilmiştir. Somut olayda talep edilen kira mahrumiyeti, hukuki niteliği itibariyle, TBK 118. (BK md. 106/II) gereğince gecikme tazminatı olup, müspet (olumlu) zarardır ve sözleşmede aksine hüküm bulunmadığı takdirde, sözleşmenin geriye etkili feshi halinde istenemez. O halde, davacıların geriye etkili fesih talebi kabul edildiği halde, kira (gecikme) tazminatının reddi yerine kabulü doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir....
Dava, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi gereğince sözleşmenin haksız feshinden kaynaklanan kar mahrumiyeti ve cezai şart alacağının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece taraflar arasındaki sözleşmenin 25. maddesi hükmü uyarınca davacı firmanın 25. maddedeki yükümlülüklere uymaması nedeniyle kar mahrumiyeti ve cezai şart isteminde bulunulamayacağı belirtilmiş ise de, sözleşmenin 25. maddesindeki hüküm taraflar arasındaki sözleşmenin davacı tedarikçi firma tarafından feshi halinde uyulması gereken maddeleri içermekte olup, söz konusu sözleşme davalı bayi tarafından herhangi bir gerekçe gösterilmeksizin feshedilmesi nedeniyle davacıdan sözleşmenin 25. madde hükmüne uygun hareket etmesi beklenemez....
Bu durumda davacı tarafın davası sözleşmenin feshi istemini de içerdiğinden, tarafların delilleri toplanarak iddia ve savunmaları değerlendirilerek, davalıların sözleşmenin feshi ve tapu iptal tescil istemlerine karşı çıkma nedenleri üzerinde de durularak, karşı çıkmaların iyiniyet kurallarıyla bağdaşıp bağdaşmadığı de-ğerlendirilmek suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde işin esası incelenmeksizin davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir. Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın davacı yararına (BOZULMASINA), ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 09.09.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Kiralananın kira sözleşmesinde belirtilen niteliği itibariyle Borçlar Kanunu’nun adi kira hükümlerine tabi olduğu anlaşılmaktadır.Anılan sözleşmenin 6. maddesinde beş yıllık kira süresinin hitamından üç ay önce taraflardan herhangi biri noter kanalıyla açık bir şekilde ihbar etmedikçe sözleşmenin aynı şartlarla ve aynı süre için uzatılmış olacağı kararlaştırılmıştır. Bu şart geçerli olup tarafları bağlar. Davacının, 19.12.2008 tarihinde sona erecek sözleşme için 15.09.2008 tarihinde keşide ettiği kira süresi sonunda sözleşmenin yenilenmeyeceğine dair feshi ihbarı davalıya sözleşmede kararlaştırılan üç aylık feshi ihbar süresi sona erdikten sonra 23.12.2008 tarihinde tebliğ olunmuş,12.01 .2009 tarihinde işbu dava açılmıştır. Kira sözleşmesini sona erdiren fesih ihbarı bozucu yenilik doğuran haklardan olup muhatabına ulaşması ile yenilik doğurucu sonuç kendiliğinden meydana gelir....
Bu sebeple davacının sözleşmeyi feshi haksız olup, haksız fesih nedeniyle davalıdan cezai şart isteminde bulunulamaz. Davacının sözleşmenin süresinden önce sona ermesi nedeniyle bakiye inkişaf bedelinin iadesi talebi yönünden ise, taraflar arasındaki 30.05.2005 tarihli protokolde inkişaf bedelinin iadesine ilişkin düzenlemelere yer verilmiş, ancak yine protokol tarihinden sonra düzenlenen sözleşmede inkişaf bedeline ilişkin herhangi bir hüküm öngörülmemiş, önceki sözleşme, protokol ve taahhütnameye bir atıfta da bulunulmamıştır. Tarafların rızasıyla sona erdirilen 15.10.2004 tarihli sözleşme ve taahhüt, ikinci sözleşmenin eki olarak kabul edilemeyeceğinden, bunlara dayalı olarak inkişaf bedeli talebinde bulunulamaz. Yukarıda açıklanan gerekçelerle sözleşmenin feshi haklı sebebe dayanmadığından, sözleşmenin feshi sebebiyle cezai şart talebinin de reddi gerekir....
Dolayısıyla bu sözleşmelerden dönmek isteyen tarafın, eğer karşı taraf dönmeyi kabul etmiyor ve karşı çıkıyorsa, hakimin kararına ihtiyacı vardır, yani mahkemede açacağı "sözleşmenin feshi" davası sonunda feshi (dönme) kararı ile sözleşmeden dönebilir. Mahkeme, önce fesih isteyenin haklı olup olmadığını tartışır; haklı ise feshe karar verir, aksi halde davayı reddederek sözleşmeyi yürürlükte tutar. Bir başka anlatımla, arsa payı devri karşılığı inşaat sözleşmelerinin feshi, taraf iradeleri fesihte birleşmediği sürece ancak mahkeme kararı ile mümkün olmaktadır....