Davacı iflas idaresi tarafından sözleşmenin geriye etkili feshi ile yapılan imalat bedelinin tahsili talebi ile dava açılmış olup, TBK m. 147/6 uyarınca, 5 yıllık zamanaşımı uygulanması gerekmektedir. Davalı kooperatif tarafından, müflis şirket ile yapılan sözleşme 15/05/2008 tarihinde feshedilerek, dava dışı yüklenici ile yeni bir sözleşme yapılmış olmakla, ilk sözleşmenin feshedildiği tarihten itibaren hakediş alacağının talep edilmesi mümkün olmakla, dava tarihi olan 09/06/2022 tarihinde zamanaşımının dolduğu anlaşılmakla, davanın reddine..."karar verilmiştir....
Davacı iflas idaresi tarafından sözleşmenin geriye etkili feshi ile yapılan imalat bedelinin tahsili talebi ile dava açılmış olup, TBK m. 147/6 uyarınca, 5 yıllık zamanaşımı uygulanması gerekmektedir. Davalı kooperatif tarafından, müflis şirket ile yapılan sözleşme 15/05/2008 tarihinde feshedilerek, dava dışı yüklenici ile yeni bir sözleşme yapılmış olmakla, ilk sözleşmenin feshedildiği tarihten itibaren hakediş alacağının talep edilmesi mümkün olmakla, dava tarihi olan 09/06/2022 tarihinde zamanaşımının dolduğu anlaşılmakla, davanın reddine..."karar verilmiştir....
Davacı iflas idaresi tarafından sözleşmenin geriye etkili feshi ile yapılan imalat bedelinin tahsili talebi ile dava açılmış olup, TBK m. 147/6 uyarınca, 5 yıllık zamanaşımı uygulanması gerekmektedir. Davalı kooperatif tarafından, müflis şirket ile yapılan sözleşme 15/05/2008 tarihinde feshedilerek, dava dışı yüklenici ile yeni bir sözleşme yapılmış olmakla, ilk sözleşmenin feshedildiği tarihten itibaren hakediş alacağının talep edilmesi mümkün olmakla, dava tarihi olan 09/06/2022 tarihinde zamanaşımının dolduğu anlaşılmakla, davanın reddine..."karar verilmiştir....
Davada, sözleşmenin davalı tarafından haksız feshi nedeniyle uğranılan zararların tahsili talep edilmiştir. Yasadaki tedbirin konusuna ilişkin düzenleme yorum gerektirmeyecek derecede açık olup teminat mektubuna ilişkin bir talep ve uyuşmazlık konusu olmadığından ihtiyati tedbir kararı verilmemesi isabetlidir. Bu nedene, ilk derece mahkemesince yapılan teminat mektubunun davalıya verilmediğine ilişkin değerlendirmesine ilişkin istinaf başvurusunun incelenmesine gerek görülmemiş ve davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm istinaf başvuru nedenlerinin reddine karar vermek gerekmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle HMK'nın 353/1.b.1 ve 391/3. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir....
Online Rezervasyon Sistemleri Kullanım Sözleşmesi'nin 10. maddesi; "Otel, iş bu sözleşmeyi haklı bir nedene dayanmaksızın feshetmesi durumunda ve ya sözleşmedeki borçlarına aykırılık halinden dolayı servis sağlayıcısı tarafından sözleşmenin feshedilmesine sebep olması durumunda hizmetler karşılığı borçlarına ilave olarak servis sağlayıcısına otel başı 3000 (üç bin) Euro cezai şart ödemekle yükümlüdür." hükmünü düzenlemektedir. Anılan düzenleme ile davacının cezai şart talep edilebilmesi için sözleşmenin davalı tarafından haksız feshi ya da davalının sözleşmedeki borçlarına aykırı davranışı nedeniyle davacının sözleşmeyi feshetmesi gerekmektedir. Ancak dosya kapsamından sözleşmenin TTK'nın 18/3 fıkrasında belirtilen şekilde feshedildiğine dair herhangi bilgi ve belge bulunmadığından, mahkemece bu sözleşme kapsamında cezai şart talebinin reddedilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. Ayrıca, ... Programı Ve Diğer Yazılım Ve Sistemler Kullanım Sözleşmesi'nin "Cezai Şart" başlıklı 10....
Sözleşmenin 4.16. maddesinde "Taraflar haklı nedenlerle ve ya karşılıklı rıza ile sözleşmeyi her zaman feshedebilecekleri.." düzenlenmiş olup yine sözleşmenin "Sözlemenin Sona Ermesi" başlıklı 9.1. Maddesin de de, sözleşmenin iflas ve karşılıklı anlaşma ile feshedilebileceği belirtilmiş, aynı maddede meslek yasası ve yönetmeliğine atıfta bulunulmuştur. Uyuşmazlığın çözümünde Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirlerin Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik (03/01/1990 tarih ve 20391 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmıştır), Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ve Yeminli Mali Müşavir Ücretlerinin Esasları Hakkında Yönetmelik (02/01/1990 tarih ve 20390 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmıştır.) hükümlerinin incelenmesi gerekmiştir.Ücret Yönetmeliğinin 13’üncü maddesine göre, meslek mensubu ücret sözleşmesini yazılı yapmak zorundadır. 17'nci maddesine göre, "Sözleşmenin iş sahibince feshi halinde, meslek mensubunun ücretinin tamamının ödenmesi gerekir....
Oysa ek protokolün, 13.07.2015 tarihli sözleşmenin eki olduğu belirtilmiş ve bu sözleşmenin bir çok maddesinin devam edeceği kararlaştırılmıştır. Bu nedenle 13.07.2016 tarihli sözleşme ile davalının bağlı olduğu kabul edilmiştir. Davacı, davalının istifa ettiğini kanıtlayamadığından sözleşmenin 37.maddesine göre, davacının talebi yerinde değildir. Davalı işçinin, istifa ettiği kanıtlanmamıştır. Aksine, ek sözleşme süresinin sona ermesinden sonra, yeni bir sözleşme düzenlenmemesi nedeniyle, sözleşme ilişkisinin sona erdiği anlaşılmıştır. TBK'nın 447/2. maddesindeki düzenlemeye göre, iş akdinin işçi tarafından haklı nedenle feshi veya işveren tarafından haksız şekilde feshi halinde rekabet yasağının sona erecektir. Sözleşmenin V/8.maddesinde, "açıkça gizli olduğu bildirilsin veya bildirilmesin danışmanın bu sözleşmenin ifası sırasında edindiği ticari sır niteliğindeki bilgi ve belgeler gizli bilgiler olarak değerlendirilir....
Dosya kapsamından; taraflar arasındaki sözleşmenin bir yıllık olduğu, sözleşmenin kurulmasından dört ay sonra davalı karşı davacı tarafından hizmetin eksik veya gereği gibi yapılmadığı yönünde herhangi bir ihbarda bulunulmaksızın sözleşmenin 11. Maddesine göre feshin tebliğden itibaren 1 ay sonra hüküm ifade edeceği belirtilerek feshedildiği, feshin tebliğ tarihine göre 06/11/2015 tarihinde hüküm ifade edeceği, fesih öncesinde eksikliğe ilişkin bir ihbarın yapılmadığı, hizmetin eksik olduğuna dair somut bir delil sunulmadığı sabittir. TMK'nun 2. maddesi gereğince, hak ve borçların kullanımı ve ifasında dürüstlük kurallarına uyulması gerekmekte olup, bu ilkeye somut dosyada olduğu gibi taraflarca imzalanmış sözleşmenin yürütümü ve feshi sürecinde de uyulması gerekmektedir. Her ne kadar sözleşme ile davalı karşı davacıya sebep göstermeksizin feshi hakkı tanınmış ise de, Yargıtay 11....
, dolayısıyla davacının herhangi tazminat hakkının bulunmadığını, ayrıca sözleşmenin 23.m. uyarıca sözleşmenin herhangi bir nedenle feshi halinde dahi davacının tazminat hakkı olmayacağını, davacının ekranının kapatılarak işlem yapılmasının engellendiği iddiasının da doğru olmadığını, zira 23 Kasım 2012 tarihli yazısında bağlı olduğu bölge müdürlüğü aracılığıyla işlem yapılabileceğinin bildirildiğini ve acentenin işlemlerini bu şekilde gerçekleştirdiğini savunarak davanın reddini istemiştir....
Bunun sonucu olarak yüklenicinin sözleşmenin haksız feshi halinde sözleşmenin ifa olunacağına güvenerek yaptığı masraflar ve kâr kaybını istemesi mümkündür. Ancak davalı iş sahibi idari yargı kararı uyarınca sözleşmeyi feshetmek zorunda kaldığını savunmaktadır....