Davalı vekili, sözleşmenin davacı tarafça yanlış yorumlandığını, sözleşmede kararlaştırılan sürenin sona ermesine ...,... yıl varken tespit yapıldığını, tespit raporunun müvekkiline tebliğ edilmediğini, tebliğ edilmeyen bir rapordan ve tespitten sorumlu olunamayacağını, sözleşmede öngörülen sürenin sona ermediğini, sözleşmenin feshi şartlarının oluşmadığını, müvekkilinin temerrüde düşürülmediğini, inşaatın sözleşmede belirlenen sürede veya mahkemece verilecek makul sürede bitirilip teslim edileceğini savunarak, davanın reddini istemiştir....
Davacı tarafça finansman ihtiyacının karşılığını yardımcı olmak amacıyla, sözleşme uyarınca yükleniciye taşınmazın tapuda halen intikal ettirildiği, davalının da yüklenici kendisine duyulan güvene karşılık inşaatı zamanında tamamlayıp arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca borçlu bulunduğu arsa sahibine karşı edimini yerine getirmesi gerekirken edimini yerine getirmediği, davacının bu kapsamda sözleşmenin feshini talep edebileceği dosya kapsamında anlaşılmaktadır. Davacının her ne kadar sözleşmenin feshi ile birlikte menfi zarar talep etmişse de davacının bu kapsamda sözleşmenin hüküm ifade etmemesi sebebiyle uğramış olduğu zararların menfi zarar kapsamında olduğu, ancak bu kapsamda davacının menfi zararlarını ispat edemediği, anlaşılmıştır. TMK 1023....
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, sözleşmenin .... maddesinin dönme cezası mahiyetinde olmadığı, bilirkişilerce hesaplanan tazminatın inşaatın dava tarihindeki fiyatlarla tamamlanma bedeli olup müspet zarar kapsamında kaldığı, yüklenicinin temerrüde düştüğünün sabit olduğu, bu nedenle taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshine, taşınmaz üzerindeki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi şerhinin terkinine, davacının müspet zarar ile ilgili talebinin reddine karar verilmiştir. Karar, davacı ile davalı ... İnş. Ltd. Şti. vekillerince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davacı ile davalı ... İnş. Ltd. Şti. vekillerinin temyiz itirazları yerinde değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı ile davalı ... İnş. Ltd. Şti....
Davalı, anılan ihtarnamesinden sonra 10.10.2012 tarihinde dava açılmasını müteakip, 19.10.2012 tarihinde sözleşme konusu arsayı üçüncü kişiye satmış, artık sözleşmenin uygulanma imkanı da kalmamıştır. Şu halde, davacı yüklenicinin kar kaybı hesabının sözleşme kapsamı ve oluşan imar durumu kapsamına göre işin uzmanı bilirkişilere hesaplatılarak sonucuna göre hüküm tesisi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olmuştur. İzah edilen sebeplerle kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.10.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Hukuk Dairesi'nin 21.06.2018 tarihli, 2018/582 Esas - 2018/2607 Karar sayılı ilamı ile hükmün bozulmasına karar verilerek 10.07.2019 günlü, 2018/4666 Esas - 2019/3312 Karar sayılı ilamı ile karar düzeltme isteminin reddine karar verilmiştir. Somut olayda; davalı arsa sahibi ile davalı yüklenici arasında resmi şekle uygun olarak noterde düzenlenen kat karşılığı inşaat sözleşmesi ve protokoller ile 243 ve 276 parsel sayılı taşınmazlar üzerinde inşaat yapımının kararlaştırıldığı anlaşılmıştır. Ancak davalı arsa maliki,...Asliye Hukuk Mahkemesi, 2014/366 Esas - 2016/420 Karar sayılı dosyası ile anılan kat karşılığı inşaat sözleşmesi ve protokollerinin yerine getirilmediğini ileri sürerek sözleşmenin ve protokollerin feshini istemiştir. Burada sözleşmenin feshinin ileriye veya geriye etkili olması ayırımı önem kazanmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında görülen sözleşmenin feshi ve alacak davası sonucunda verilen hükmün bozulmasına ilişkin Dairemizin 08.02.2013 gün 2012/3390 Esas 2013/681 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü: - KARAR - Davacılar vekili, müvekkileri ile davalı yüklenici arasında ....05.2005 ve ....06.2005 tarihli "Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmelerinin" imzalandığını, inşaat süresinin 32 ay olduğunu, ancak sürenin dolmasına rağmen inşaatın %31 oranında tamamlandığını, bu nedenle davalının temerrüde düştüğünü ileri sürerek, sözleşmenin feshi ve davalının sözleşme gereği ödemesi gereken kira alacakları ile inşaatın süresinde tamamlanmaması nedeni ile oluşan kira kayıplarının yasal faizi ile tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur....
Temlikin konusu, yüklenicinin arsa sahibi ile yaptığı sözleşme uyarınca hak kazandığı gerçek alacak ne ise o olacağından, temlik eden yüklenicinin arsa sahibinden kazanmadığı hakkı üçüncü kişiye temlik etmesinin arsa sahibi bakımından bir önemi bulunmamaktadır. Diğer taraftan, yüklenici arsa sahibine karşı edimini tamamen veya kısmen yerine getirmeden kazanacağı şahsi hakkı üçüncü kişiye (davacıya) temlik etmişse, üçüncü kişi (davacı) Türk Borçlar Kanununun 97. maddesi hükmünden yararlanma hakkı bulunan arsa sahibini ifaya zorlayamaz....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 07/10/2022 NUMARASI : 2022/294 ESAS DAVA KONUSU : ALACAK (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR : İlk derece mahkemesinin 07/10/2022 tarihli ara kararına karşı davacı tarafından kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olmakla yapılan inceleme sonucunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketle arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzaladıklarını, davalının edimlerini yerine getirmediğini, yaptırılan delil tespitine göre inşaatın %56,74 seviyesinde terk edildiğini beyanla sözleşmenin geriye etkili feshi ile davalı adına kayıtlı arsa paylarının adına tescilini ve tedbir konulmasını talep etmiş, mahkemece davacının tedbir istemi kabul edilmiştir. Bu kez davacı 03/10/2022 tarihli dilekçesi ile davalı şirketin borçları nedeniyle Halk Bankası A.Ş. Tarafından Bursa 15. İcra Müdürlüğü'nün 2022/273E....
Mahkemece, sözleşmenin düzenleme biçimine göre geçersiz olduğu, inşaatın seviyesi ve tapuda pay devri yapılmadığı, bu haliyle iyiniyet kurallarının uygulanamayacağı belirtilerek davanın reddine karar verilmiş, karar, davacı tarafından temyiz edilmiş, sözleşmenin geçersizliğinin tesbitiyle davalının müdahalesinin men'ine karar verilmesi gerekçesiyle Dairemizce bozulmuş, bu defa davalının, inşaatın tamamlandığı iddiasıyla karar düzeltme istemi üzerine dosya yeniden incelenmiştir. Taraf yetkilileri arasında haricen imzalanan 23.01.2008 tarihli sözleşmeyle 4 blok şeklinde inşaat yapılması ve bağımsız bölümlerden %25'inin arsa payı karşılığında davacıya verilmesi, 4 yıllık sürede inşaatın tamamlanması kararlaştırılmıştır. Dairemiz bozma ilâmında değinildiği üzere tapuda pay devrini de öngören bu sözleşme yasanın emrettiği biçim koşuluna uygun düzenlenmediğinden geçersizdir....
Dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-6100 sayılı HMK’nun davanın ihbarını ve şartlarını düzenleyen 61. maddesinin ilk fıkrasında taraflardan biri davayı kaybettiği takdirde, üçüncü kişiye veya üçüncü kişinin kendisine rücu edeceğini düşünüyorsa, tahkikat sonuçlanıncaya kadar davayı üçüncü kişiye ihbar edebileceği, ihbarın şeklini düzenleyen 62. maddesinde ihbarın yazılı olarak yapılacağı, ihbar sebebinin gerekçeleriyle birlikte açıklanması ve yargılamanın hangi aşamada bulunduğunun belirtilmesi gerektiği bildirilmiştir. Davalı vekili mahkemeye sunduğu 23/10/2014 tarihli dilekçesiyle davanın alt işveren şirketlere ihbarını istemiştir....