Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

-YTL. zararın faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı taraf davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Özel Daireler arasında meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu'nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava, kira sözleşmesinin feshi ve istirdat istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle hükmün temyiz inceleme görevi Yargıtay 6.Hukuk Dairesine aittir. S O N U Ç: 6.Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının KALDIRILMASINA, dosyanın bu Daireye gönderilmesine, 31.10.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Öte yandan, tüm arsa maliklerince imzalanan ve bu şekilde geçerlilik kazanan böyle bir sözleşmenin feshi ya da iptali davası "olağanüstü tasarruf" niteliğinde olduğundan, TMK'nın 692. maddesi uyarınca, davanın sözleşmenin tarafı olan tüm arsa sahiplerince ve sonradan el değiştirmişse tüm tapu paydaşlarınca açılması veya tüm paydaşların davacı ve davalı safında bulunması, davacı ve davalılar dışında kalan diğer paydaşlar varsa bu kişi yada kişilerin zorunlu dava arkadaşı sıfatı bulunduğu dikkate alınarak, HMK'nın 59. ve 60. madde hükümleri de gözetilerek, davacı tarafa bu kişileri davaya dahil etmesi için süre verilmesi gerekir. Somut olayda, davacı tarafından feshi talep edilen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesini davacı dışında dört arsa sahibinin daha imzaladığı, ancak sadece davacı arsa sahibi tarafından açıldığı anlaşılmıştır....

        Davacı vekili, 19.12.2003 başlangıç tarihli ve beş yıl süreli kira sözleşmesi ile kiracı olan davalıya kira sözleşmesinin 6. maddesi gereğince üç ay önceden feshi ihbar ihtarnamesi gönderdiklerini buna rağmen tahliye edilmediğini ileri sürerek kiralanan tahliyesine karar verilmesini istemiş, davalı vekili feshi ihbarını süresi içinde tebliğ edilmediğini, bu nedenle kira sözleşmesinin aynı süre ve şartlarla yenilendiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Davada dayanılan ve hükme esas alınan 19.12.2003 başlangıç tarihli ve beş yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık feshi ihbarın keşide tarihinde mi yoksa muhatabına ulaştığı tarihte mi sonuç doğruracağı noktasındadır. Sözleşmede kiralanan ... parsel sayılı taşınmazda tarla ve kısmen çalılık olarak tanımlanmış ve baz istasyonu kurulacak alan olduğu belirtilmiştir....

          Bu sebeple davacının sözleşmeyi feshi haksız olup, haksız fesih nedeniyle davalıdan cezai şart isteminde bulunulamaz. Davacının sözleşmenin süresinden önce sona ermesi nedeniyle bakiye inkişaf bedelinin iadesi talebi yönünden ise, taraflar arasındaki 30.05.2005 tarihli protokolde inkişaf bedelinin iadesine ilişkin düzenlemelere yer verilmiş, ancak yine protokol tarihinden sonra düzenlenen sözleşmede inkişaf bedeline ilişkin herhangi bir hüküm öngörülmemiş, önceki sözleşme, protokol ve taahhütnameye bir atıfta da bulunulmamıştır. Tarafların rızasıyla sona erdirilen 15.10.2004 tarihli sözleşme ve taahhüt, ikinci sözleşmenin eki olarak kabul edilemeyeceğinden, bunlara dayalı olarak inkişaf bedeli talebinde bulunulamaz. Yukarıda açıklanan gerekçelerle sözleşmenin feshi haklı sebebe dayanmadığından, sözleşmenin feshi sebebiyle cezai şart talebinin de reddi gerekir....

            Mahkemece, iddia, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; 13.06.2008 tarihli sözleşmenin 5. maddesi uyarınca dairelerin teslim tarihinin 30.11.2009, mevcut inşaatın tamamlanma oranının yaklaşık % 42 olduğu, davalının, sözleşmede kararlaştırılan sürede üzerine düşen binayı imar ve teslim borcunu yerine getirmediği, BK'nun 106. ve 108. maddesi gereğince sözleşmenin feshi halinde sadece menfi zararların istenebileceği, müspet zarar anlamında talepler olduğundan eksik ve hatalı imalat bedellerinin miktarının belirlenerek tahsiline ilişkin talebin reddinin gerektiği, sözleşmenin feshi halinde, yüklenici davalı taraf imalat bedelini isteyebileceğinden, işin tespiti ile hali hazırdaki iş ve malzemelerin davacılara ait olduğunun hüküm altına alınması yönündeki talebin de reddi gerektiği, davacı vekilinin sözleşmenin 5.maddesindeki günlük 50,00 TL gecikme tazminatı olumlu zarar kapsamında olduğundan, sözleşmenin geriye etkili feshinde istenmesinin mümkün olmadığı, 21. maddedeki...

              KARAR Davacı, 18.2.2007 tarihli haricen düzenlenen sözleşme ile davalının inşa edeceği dairelerden birini satın almak için anlaştıklarını, 2000 Euro ile 1.300,00 YTL peşinat verdiğini, bakiye bedelin 60 ayda ödenmesi için senetler verildiğini, 30.4.2009 tarihinde teslim taahhüdünün olduğunu, ancak taşınmazdan yol geçtiği için inşaat ruhsatı alınamadığını ve inşaata başlanamadığını, haricen yapılan sözleşmenin geçersiz olduğunu, 7.1.2008 tarihli ihtarla sözleşmenin feshi ile senetlerin ve ödenenlerin iadesinin istendiğini, davalının bunu kabul etmesine rağmen senetleri bankaya verdiğini ileri sürerek 18.2.2007 tarihli sözleşmenin hükümsüzlüğünün ve borçlu olmadığının tespiti ile senetlerin iptali ile ödenen bedellerin faizi ile iadesini istemiştir....

                Gerekçe: Taraflar arasında, iş sözleşmesinde yer alan cezai şart düzenlemesinin geçerliliği ve cezai şart miktarının tespitinde oranlama ve indirim yapılıp yapılmayacağı hususları uyuşmazlık konusudur. Cezai şart, mevzuatımızda Borçlar Kanunu'nda düzenlenmiş olup, İş Kanunlarında konuya dair bir hükme yer verilmemiştir. Asgari süreli sözleşmelerde cezai şart konulamayacağı yönünde bir düzenleme bulunmamaktadır. Dolayısıyla bu tür iş sözleşmelerinde, cezai şart içeren hükümler, karşılıklılık prensibinin bulunması halinde kural olarak geçerlidir. Dosya içeriğine göre davacının, davalı kooperatifte aday personel olarak çalışmaya başladığı, taraflar arasında 18.05.2010 tarihli asgari süreli ve davacının beş yıl süre ile çalışmasını öngören iş sözleşmesi düzenlendiği, aynı zamanda sözleşmenin taraflarca haksız ve geçersiz olarak feshi halinde cezai şart öngörüldüğü belirlenmiştir....

                  Dolayısıyla bu sözleşmelerden dönmek isteyen tarafın, eğer karşı taraf dönmeyi kabul etmiyor ve karşı çıkıyorsa, mahkeme kararına ihtiyacı vardır, yani mahkemede açacağı "sözleşmenin feshi" davası sonunda feshi (dönme) kararı ile sözleşmeden dönebilir. Mahkeme, önce fesih isteyenin haklı olup olmadığını tartışır; haklı ise feshe karar verir, aksi halde davayı reddederek sözleşmeyi yürürlükte tutar. Bir başka anlatımla, arsa payı devri karşılığı inşaat sözleşmelerinin feshi, taraf iradeleri fesihte birleşmediği sürece ancak mahkeme kararı ile mümkün olmaktadır. Somut uyuşmazlığımızda, mahkemece davalı yüklenicinin kusuru olmaması nedeniyle sözleşmenin feshi talebinin de reddine karar verilmiş ise de, davalı yüklenici tarafından davacı arsa sahibine karşı ... 5....

                    Hidrolik Kırıcı ve Aksesuarları ve ......

                      UYAP Entegrasyonu