WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalılar vekili, müvekkili şirket ile davacı arasında akdedilen bayilik sözleşmesi yapıldığını, sonrasında müvekkili tarafından imzalanan ek sözleşmenin davacı şirket tarafından imzalanmadığı gibi ek sözleşme hükümlerine de uyulmadığını, bu sebeple müvekili tarafından bayilik sözleşmesinin haklı olarak feshedildiğini bildirerek, davanın reddini istemiştir. Mahkemece toplanan delillere göre; davacının talebinin 18.09.2010 tarihli sözleşmenin 15/b maddesine dayandığı, sözleşmenin 14. maddesinde davacının feshi ile ilgili düzenleme yapıldığı, 15. maddesinin a ve b bendinin 14. madde ile bağlantılı olduğu, davacının dayandığı 15/b maddesinin sözleşmenin 14. maddesi uyarınca davacının sözleşmeyi feshi halinde istenebilecek taleplere ilişkin olduğu sözleşmenin 15/b maddesindeki zarar ve satış kârı talebinin koşullarının gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 21.11.2005 gününde verilen dilekçe ile tazminat ve sözleşmenin feshi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; sözleşmenin feshi isteminin kabulüne, tazminat isteminin reddine dair verilen 17.03.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ..., mülkiyeti kendisine ait 1800 (yeni 383 ada 5) ve 1580 (yeni 186 ada 2) sayılı parsellerin kaynak suyu işletilmesi amacıyla 29.06.1995 başlangıç tarihli sözleşmeyle davalıya kiralandığını, 383 ada 5 sayılı parselin davalı tarafından kısmen işletildiğini, 186 ada 2 sayılı parselde tesis yapılmadığını, buradan çıkan kaynak suların boş alana aktığını, bu suretle davalının gelir kaybına neden olduğunu, 10.000,00 TL gelir kaybı zararlarının davalıdan tahsilini...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasında görülen sözleşmenin feshi, tazminat davası sonucunda verilen hükmün onanmasına ilişkin Dairemizin 15.05.2013 gün ve 2013/2161 Esas, 2013/3197 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü: - KARAR - Davacı vekili, arsa maliki olan müvekkilleri ile davalı arasında 07.03.2005 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşme ve yapılan ek sözleşme gereği davalı yüklenicinin borcunu zamanında ifa etmediğini ileri sürerek, sözleşmelerin feshi ile müvekkillerine düşecek her villa için aylık 750,00 TL gecikme cezasının tahsilini, sözleşmenin 9. maddesi uyarınca, yapılan inşaatların müvekkiline terk edilmesini talep ve dava etmiştir....

        Asliye Ticaret Mahkemesi'nin .../... esas sayılı dosyasında sözleşmenin haksız feshi nedeniyle müspet zararının tahsilini, bu dosya ile birleştirilen mahkememizin .../... esas sayılı dosyada sözleşmeye aykırılık nedeniyle cezai şart ve manevi tazminat talebi yanında sözleşmenin haksız feshi nedeniyle denkleştirme tazminatı ve manevi tazminat talebinde bulunduğu, bu dava dosyasında da aynı ismi taşıyan ve aralarında organik bağ bulunduğu iddia edilen davalı şirket hakkında aynı sözleşmeden kaynaklanan sözleşmenin ihlaline dayalı olarak cezai şart ve manevi tazminat, sözleşmenin haksız feshedildiği iddiasına dayalı olarak müspet zarar tazminatı, denkleştirme tazminatı ve manevi tazminat talep edildiği buna göre İzmir ......

          Taraflar arasında düzenlenen 24.08.2006 tarihli sözleşmenin halen geçerli ve yürürlükte olduğu anlaşılmaktadır. Her ne kadar arsa sahipleri tarafından ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2011/152 Esas ve 2011/178 Karar sayılı dosyasında sözleşmenin feshi için dava açılmış ise de, davanın reddine dair verilen karar 22.07.2011 tarihinde kesinleşmiştir. Bilindiği gibi arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinin feshi için ya taraf iradelerinin birleşmesi veya mahkemece sözleşmenin feshine karar verilmiş olması gerekmektedir. Somut olayda fesih talebinin reddine dair kararın kesinleşmesinden sonra bu konuda verilmiş ne bir mahkeme kararı, ne de taraf iradelerinin fesih konusunda birleşmesi söz konusudur. Bu durumda, halen ayakta bulunan sözleşmeden dolayı davacının yaptığı masrafları talep edebilmesi mümkün değildir. Şu halde, davanın reddi yerine kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş, bozmayı gerektirmiştir....

            Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili; davalıların sözleşme ve alınan kararlara aykırı olarak ....Mahkemesinin 2005/141 esas sayılı dosyası ile sözleşmenin feshi, tapu iptali ve tescil davası açtıklarını, davanın reddine karar verildiğini, taşınmazın Belediye’ye terkinin önlemek için açılan davanın da lehlerine sonuçlandığını, 24.09.2007 tarihinde kesinleştiğini davalılara sözleşmenin 5.maddesi ve ilgili maddeleri gereği kararın kesinleşmesinden sonra gerekli işlem ve muamelelere başlanması gerektiğinin bildirildiğini ileri sürerek, uğramış olduğu zarar ve ziyanın tespiti ile tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar..... vekili, davanın reddini istemiştir....

              İlk Derece Mahkemesince tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi hükümlerine göre davacının davalının Türkiye'deki tek satıcısı değil, inhisari olmayan lisans sahibi sözleşme ilişkisi içinde bulunduğu, bayilik sözleşmesinin inhisari nitelik taşımaması nedeniyle davalının doğrudan satış yapması söz konusu olsa bile davacının bu konuda tazminat talebinin yerinde olmadığı, taraflar arasındaki sözleşmenin 15/07/2008 tarihinde bir yıllığına imzalandığı, son yenileme ile 15/07/2010 ile 15/07/2011 tarihleri arasında geçerli olan bir sözleşmenin söz konusu olduğu, Ocak 2011 tarihi itibariyle sözleşmenin feshedildiği, feshe gerekçe olarak da davalının lisans vereni olan Zimmer firması ile distürübütörlük sözleşmesinin sona ermesini gösterdiği, davalının sözleşmeyi fesihte haksız olduğu, davacı şirketin bayilik sözleşmesinin süresinden önce feshi nedeniyle uğradığı maddi zararları ve yoksun kaldığı karı talep edebileceği gerekçesiyle davacının maddi tazminat talebinin kısmen...

                Sözleşmenin haksız feshi nedeniyle fesihten sonraki döneme ilişkin uğranılan zararların tazminine ilişkin tazminat talebi bakımından sözleşmenin feshi tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 sayılı BK'nun 125. maddesi uyarınca ve 6098 sayılı TBK'nın 146.maddesi uyarınca genel zamanaşımı süresi 10 yıldır. Bu süre sözleşmenin fesih tarihi olan 01/06/2003 tarihinde başlamaktadır....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki inşaat sözleşmesi feshi ve tazminat istemine ilişkin davada İstanbul 6. Tüketici ve Şişli 2. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı dilekçesinde, davalı yüklenici ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlediklerini, davalının projeye aykırı olarak binayı 1 metre yüksek yaptığını, bu nedenle ceza kesildiği belirtilip, sözleşmenin feshini ve zararın tazminini talep etmektedir. Dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi ve tazminat istemine ilişkin olup, davacı arsa sahibi davalı da yüklenici konumunda olup, konut alımının sözkonusu olmadığı ve eser sözleşmesi mevcut olduğu anlaşılmakla, 4077 Sayılı Yasa kapsamında değerlendirilemeyecek uyuşmazlığın genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir....

                    Mahkemece, iddia, savunma, ayrık bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, Türk Borçlar Kanunu'nun kamu düzenine ve genel ahlakına ilişkin kurallarının fiilin gerçekleştiği tarihe bakılmaksızın bütün fiil ve işlemlere uygulanacağı ve hatta görülmekte olan davalara dahi uygulanacağı, Türk Borçlar Kanunu'nun genel işlem şartları arasında yer alan ve sözleşmenin 8. Maddenin giriş bölümünde belirtilen 10 gün öncesinden feshi ihbarda bulunmak koşulu ile imtiyaz sahibi davalının istediği zaman sözleşmeyi feshedeceğine ilişkin kabul ve taahhüt içeren bu hükmün Türk Borçlar Kanunu'nun 20. maddesi çerçevesinde geçersiz sayılacağı, dayanak sözleşmenin 8....

                      UYAP Entegrasyonu