Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, sözleşmenin feshi, kâl ve tazminat istemleriyle açılmış, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı yüklenici tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Davacı arsa sahiplerinin istemi kabul edilerek 04.05.2001 tarihli satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili olarak feshine karar verilmiştir. Sözleşmenin geriye etkili olarak feshi halinde ancak menfi zararların tazmini istenebilir. Gecikme tazminatı (kira alacağı) müsbet zarar kapsamında olduğundan, geriye etkili fesih halinde karar altına alınması mümkün değildir....
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, 24.6.2002 sözleşme başlangıcından 17.3.2003 sözleşmenin feshedildiği tarihe kadar davacı eczacının net kârı hesaplanmış ve Mahkemece bu miktara hükmedilmiştir. Oysa talep, sözleşmenin feshedildiği 17.3.2003 tarihi ile sözleşmenin yenilenerek yeniden ilâç satımına başlandığı iddiaedilen 14.12.2003 tarihleri arasında uğranılan kâr mahrumiyetidir. Şu halde Mahkemenin kabulüne ve talebe göre, bilirkişi ... Akbaş'ın raporunda yapılan hesaplama doğru değildir. Mahkemece taraflar arasındaki sözleşmenin kaç yıl süreli olduğu tesbit edilmeli ortalama net kâr haddi ilğili kurumlardan sorulup tesbit edilmeli sözleşmenin haksız feshedildiği 17.3.2003 tarihi ile sözleşmenin sona ereceği tarih arasındaki süre için, davacının ne kadar kâr mahkumiyeti olduğu konusunda uzman bilirkişiden rapor alınmalı ve bu miktara hükmedilmelidir. Yanlış hasaplama yapan bilirkişi raporu esas alınarak karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Menfi tespit-Tazminat Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit ve tazminat davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava kiracı tarafından kiraya verene karşı açılan sözleşmenin haksız yere feshedilmesi nedeniyle bakiye süreye ilişkin kira bedelinin iadesi, kira borcu için verilen senet nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti, kazanç kaybı ile faydalı ve zorunlu masraf alacağı istemine ilişkindir....
Mahkemece, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, inşaatın çekme mesafelerine aykırı yapıldığı, belediyece yıkım kararı alındığı imara aykırı yapı için ifaya bağlı tazminat değil, ancak sözleşmenin feshi istenebileceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1) Mahkemece, davacının ifaya bağlı tazminat değil, sözleşmenin feshini talep edebileceği, nazara alınarak davanın reddine karar verilmiştir. Ne var ki, davacı yanca verilen 06.11.2014 günlü dilekçede talebin ıslah edildiği belirtilerek, öncelikle taraflar arasındaki sözleşmenin feshi ve mevcut binanın kaline karar verilmesi istenmiş, anılan dilekçe karşı tarafa tebliğ edilmiş ancak herhangi bir cevap verilmemiştir. Bu durumda, davacının seçimlik hakkını değiştirdiği dikkate alınarak, öncelikle fesih ve kal talebi hakkında inceleme ve değerlendirme yapılıp, sonucuna uygun bir hüküm tesisi gerekirken, yazılı gerekçe ile sonuca varılması yerinde görülmemiştir....
Portföy tazminat oranının %5 olarak kabulü halinde 4.203,83.- TL. Tutarında davacının tazminat talep hakkı olduğu; 4. Portföy tazminat oranının %20 olarak kabulü halinde 16.815,35.- TL. Tutarında davacının tazminat talep hakkı olduğu bildirilmiştir. GEREKÇE; Dava portföy tazminat talebinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Davada taraflar arasındaki sözleşmenin feshinin haklı nedene dayanıp dayanmadığı, davacının davalıdan portföy tazminatı talep edebilip edemeyeceği taraflar arasında ihtilaflıdır. Dosyanın incelenmesinde taraflar arasında iki sözleşme bulunduğu, ilk sözleşmenin ... tarihinde imzalandığı, sözleşmenin feshi ve neticeleri başlıklı 21. Maddesinde sigortanın sözleşmeyi her zaman feshe yetkili olduğunun , sözleşmenin feshi halinde acentanın tazminat, podtföy tazminatı talep edemeyeceğinin taraflarca kararlaştırıldığı anlaşılmıştır....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, taraflar arasında tahsis LPG dolum tüplerinin dağıtımı konusunda yapılan bayilik sözleşmesinin davalı tarafından haksız feshi nedeniyle uğranılan zarara ait maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davalı vekili, sözleşmenin başlangıç ve bitiş tarihinin belli olmadığını, davacının 4054 sayılı kanunun uygulanması şartına uymadığını, davacıdan çok önce müvekkilinin davacı şirketle çalışamayacaklarına dair ihtarname çektiklerini belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur....
Taraflar arasında düzenlenen 23.10.2003 tarihli tadil sözleşmesinin 29. maddesinde; “Bu anlaşmanın 31.12.2001 tarihine kadar muteber olduğu, anlaşma hitamından 3 ay evvel taraflardan birinin akdin devamını arzu etmediğini yazılı olarak diğer tarafa bildirmemesi halinde anlaşmanın (2) sene daha yenilenmiş olacağı ve böylece devam edeceği” öngörülmüştür. Sözleşmenin bu hükmü uygun sürede feshi ihbarda bulunulmadığı takdirde her seferinde sözleşmenin (2) yıl daha uzamış sayılacağı şeklinde anlaşılmalıdır. Somut olayda (3) ay önceden feshi ihbarda bulunulmadığından sözleşme (2) yıl daha uzamış ve bitim tarihi 31.12.2005 olmuştur. Davalı ise, henüz sözleşme süresi dolmadan 02.07.2004 tarihinde akdi feshettiğini karşı tarafa bildirmiştir. Fesih ihbarı karşı tarafa ulaşmakla hüküm doğurur. Bu durumda davalının akdi fesihte haklı olduğu kabul edilemez....
Eczaneler ilaç satışlarını ve diğer hizmetlerini yasal düzenlemeler çerçevesinde serbestçe yapmakla birlikte müşterisinin (büyük çoğunluğun) Sosyal Güvenlik şemsiyesi altında bulunanlar oluşturur. Bu nedenle sözleşmenin feshi halinde kar kaybına uğrayacağı aşikardır. Bu nedenle eczanenin sözleşmesinin feshi durumunda kalan süre için kar kaybını isteyebileceği anlaşılmaktadır. Sözleşmenin feshi nedeniyle dava açılmış, ancak tedbir kararıyla davacı eczacı ilaç vermeye devam etmişsede kar kaybının takibinin kalktığı döneme ait olduğunun iade edildiği, ancak bu konuda mahkemece yeterince araştırma yapılmadığı anlaşılmaktadır. Öyle olunca, mahkemece bu konuda araştırma ve inceleme yapılmalı ve tedbir kararının fiilen uyguladığı tarih belirlenerek, kar kaybı buna göre hesaplanmalıdır....
Gerçekten de, ... 2.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2005/625 esas sayılı dava dosyasında, davacı ... sözleşmenin feshinin haklı olduğundan bahisle açmış olduğu dava reddedilmiş, Dairemizce 21.2.2008 günlü ilamla karar davacı lehine bozulmuş ve mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda dava kabul edilerek feshi haksız olduğu yargı kararı ile kesinleşmiştir. Mahkemece verilen bu karar dairemizce onanmış ve karar kesinleşmiştir. Bu durumda davada istenebilecek olan tazminatın kapsamının nasıl hesaplanacağı tartışılmalıdır. Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda fesih tarihinden, ihtiyati tedbir tarihine kadar olan dönem hesaplanmış ve 240.gün karşılığı olmak üzere toplam 88.981,20 TL’ye hükmedilmiştir. Mahkemece, fesih kararının haksız olduğubelirlenerek kesin delil olduğuna göre tazminat verilecek midir? Tazminat verilecek ise, bunun miktarı ne olmalıdır....
Maddesi gereğince belirlenen oranda gecikme faizi), 03/02/2017 Tarihli Sözleşmenin Feshi Gereği Tazminat Bedeli (Cari Yıl Kira Bedelinin %25’i);7.275,00 TL ile sözleşme Fesih Tarihi ile Fesih Bildirim Tarihi Arası kullanım Bedeli; 956,71 TL ile03/02/2017 Tarihli Sözleşmenin 14. Maddesi Gereği Ceza Bedeli (Kira Süresinin Sona Ermesi veya Sözleşmenin Feshi Halinde Taşınmaz İdareye Teslim Edilmezse, Geçen Her Gün İçin Cari Yıl Kira Bedelinin Binde Beşi Oranınca Belirlenen Bedel) (26/07/2019 tarihi itibariyle) ; 77115,00 TL’nin davalıdan tahsiline ve tüm yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini vekaleten arz ve talep ve dava etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Ayancık Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 15/10/2021 tarih, 2019/420 Esas - 2021/620 Karar sayılı ilamıyla açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....