Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dosya finansal kiralama sözleşme uyarınca ödemelerin yapılıp yapılmadığı bakiye borcun bulunup bulunmadığı yönüyle davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi için bilirkişiye tevdi edilmiş ve 30.10.2020 tarihli raporda özetle; taraflar arasında 03.04.2017 tarihli ve ... nolu, ilk taksit ödemesinin 18.05.2017 tarihli, 58.661 Eur + Kdv tutarlı, 49 ay kira ödemeli olan sözleşmenin akdedildiği, kiralanan malların zilyetliklerinin kiracı davalıya devredildiği, usulüne uygun ödeme ihtarının yapıldığı ve ihtarın 21.11.2018 tebliğ olduğunu, 60 günlük mehilin 21.01.2019 tarihinde dolduğunu ve böylelikle 6361 sayılı yasanın 31/1 maddesi ile taarflar arasındaki akdedilen sözleşmenin 22. Maddesinin ihlal edildiği ve sözleşmenin 21.01.2019 temerrüt tarihi itibarıyla sözleşmenin feshedilmiş sayılması gerektiğini, 6361 sayılı yasanın 32-33. Maddeleri ile sözleşmenin 44....

    İddia, savunma ve tüm dosya kapsamından; Dava, taraflar arasındaki satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan taşınmazın vaad edilen tarihte teslim edilmemesi nedeniyle kira ve sair tazminat ile bilirkişi marifetiyle ortak alanlarda ve dairede tespit edilmiş eksik ve ayıplı işlerden kaynaklanan tazminat talebine ilişkindir. Mahkemece gayrimenkul değerleme uzmanı bilirkişi refakatinde yapılan inceleme sonucunda sunulan rapor doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davalı taraf istinaf taleplerinde davalının bildirilen adreste olduğunu ancak dosyada davalıya yapılan tebligatların usulsüz olduğunu ve davacının dayandığı sözleşmedeki imzanın davalıya ait olmaması nedeniyle davalı tarafından geçerli bir sözleşmenin olmadığını iddia etmiştir. Yapılan incelemede dava dilekçesi ve tensip zaptının davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edildiği ve taraf teşkilinin oluşturulduğu anlaşılmıştır....

    Mahkemece, açılan davanın kısmen kabulü ile davacının 16/04/2008 tarihli sözleşmenin feshi, tapu kaydının iptali ile bedel iadesi talebinin bedelden indirim olarak kabulü ile davaya konu bağımsız bölümdeki eksik ve ayıplı işler bedeli 7.133,00 lira, ortak alanlardaki eksik ve ayıplı işler bedelinden davacının arsa payına göre talep edebileceği 1.432,20 lira ve 98,34 lira ihtarname masrafı olmak üzere toplam 8.663,54 liranın davalının temerrüde düşürüldüğü tarih olan 14/03/2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 15.000,00 lira manevi tazminat talebinin reddine, karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2009/19-109 Esas ve 2009/123 Karar sayılı ilamında değinildiği üzere, 10.04.1992 tarih, 1991-7 Esas 1992-4 Karar Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince, hâkimin tefhim etmiş olduğu kısa kararla gerekçeli karar uyum içinde olmalıdır....

      Bu ilke sözleşmenin imzası, ifası ve feshi aşamalarının hepsinde gözetilmesi gereken ilke olması nedeniyle mahkemece, sözleşmenin davacı aleyhine hükümler içermesine rağmen bu durumu kabul eden tacir davacının sözleşme serbestisi ilkesi ile sözleşme hükmü nazara alındığında tazminat, bedel vb herhangi bir talepte bulunamayacağı belirtilmiştir. Bu gerekçe ilke olarak doğru ise de, imzalanmış sözleşmenin yürütümü sırasında da hukukun genel ilkelerinden olan Türk Medeni Kanunu'nun 2. maddesi gereğince de, hak ve borçların kullanımı ve ifasında da iyiniyet kurallarına uyulması gerekmektedir. Bir hakkın sırf başkasını zarara sokacak şekilde kötüye kullanılmasını kanun himaye etmez. Uyuşmazlık konusu sözleşme hükmü bu açıdan değerlendirildiğinde bu sözleşme maddesinin davalıya keyfi olarak nitelendirilebilecek mutlak bir hak bahşetmediğinin kabulü gerekir....

        Davacı vekili 15.09.2014 tarihli dilekçesi ile imar değişikliği sonucu inşaata davalı yanca devam edilerek fazladan dört daire yapıldığını, kendisine ara kat yerine doğrudan zemin kattan daire verilmek istendiğini, sonradan ortaya çıkarılan dört dairenin sözleşmeye göre %33’ünün arsa sahibine ait olduğunu açıkladıktan sonra davayı esastan ıslah ederek sözleşmenin yeni hale uyarlanıp ara kat olan zemin üstü 1. kat ve 2. katta bulunan bir başka daire ile imar değişikliği sonrasında ortaya çıkan 4 dairenin %33 hissesinin davacı adına tapuya tescilini istemiştir. Söz konusu ıslah dilekçesi ile sözleşmenin feshi ve buna bağlı olarak tapu iptâl ve tescil olmadığı takdirde bedel talebinden vazgeçilerek imar değişikliği ile sonradan ortaya çıkan durum da dikkate alınarak uyarlama ile tapu iptâli ve tescil istenilmiştir. Davacının bu ıslah talebi, davanın tamamının ıslahı niteliğinde olduğundan asıl dava dilekçesindeki taleplerin dikkate alınması mümkün değildir....

          Uyuşmazlık, sözleşmenin feshi, ödenen bedelin iadesi ve 2016 yılında ödenmiş aidat bedelinden dolayı davalının sorumlu olup olmayacağı, dava dışı şirket ile davalı şirket arasında organik bağın bulunup bulunmadığı, sözleşmenin feshi ve ödenen bedelin iadesi talebinin davalı şirketten istenip istemeyeceği, bu talep yönünden davalı şirketin husumetinin bulunup bulunmadığı hususundadır. Dairemizce 21/12/2021 tarihinde verilen kararında, açıkça davada iki farklı talebin söz konusu olduğu, dolayısıyla husumetin hangi talep yönünden kabul edildiğinin açık olmadığı gerekçesiyle kaldırma kararı verilmiştir. Mahkemece bu karara karşı duruşma açılmaksızın dosya üzerinden inceleme yapılarak ve bir önceki kararından farklı tüm delillerin gerekçelendirilerek organik bağın bulunduğundan bahisle sözleşmenin feshi ile ödenen bedelden davalı şirketin sorumlu olacağı yönünde karar verildiği anlaşılmıştır. Dosyada toplanan delillerde sözleşmenin dava dışı şirket tarafından imzalandığı açıktır....

          bozulduğunu, ekonomik şöhretinin yıprandığını ve diğer firmalar nezdinde de iş alamaz hale geldiğini, davalının eyleminin sadece maddi olarak değil manevi olarak da müvekkiline zarar verdiğini, bu nedenlerle ----davalının talimatıyla yapılan yatırım bedeli,--- sözleşmenin feshi nedeniyle mahrum kalınan kar bedeli,--- sözleşmenin feshi nedeniyle uğranılan doğrudan zarar bedeli, ---- davalıya sözleşme süresince kazandırılmış müşteri karşılığı portföy tazminatı, --- davalının zorunlu olarak aldırılmış olduğu ve iade almadığı stok mal bedeli, --- başlanmış işlerin tamamlanması tazminatı, -------- davalının sözleşme feshi nedeniyle ticari itibar kaybı karşılığı olarak manevi tazminat alacaklarının sözleşmenin haksız ve usulsüz olarak fesih edildiği tarihten itibaren işleyecek reeskont avans faiziyle tahsiline, yargılanma giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi ve tazminat hukukuna ilişkin davada Bursa 4. Asliye Hukuk ile 3. Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, kira sözleşmesinin feshi ve tazminat istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, taraflar arasında 12.06.2006 tarihinden geçerli olmak üzere kira sözleşmesi düzenlendiği, davanın 31.05.2007 tarihinde 130.000.00.- YTL. değer gösterilerek açıldığı, davayı açan kiracının hata ve hileye dayalı sözleşme düzenlendiğini iddia ettiği anlaşılmaktadır. H.Y.U.Y.'nın 8/II-I maddesinde "kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, aktin feshi, yahut tesbit davaları, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları" Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevi kapsamındadır....

              halen -----olduğunu, fiyat farkı ve maliyet artışı nedeniyle zarara uğradıklarını, bu nedenlerle, (5) nolu hakedişten -------, sözleşmenin feshi nedeniyle ------ ---- bloke edilen bedelin, sözleşmenin yapılması sırasında harcanan 118.078,00 TL sözleşme ve ------------ bedeli ---- alacakları olduğunu, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla, ---- maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir....

                Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından; davacının sözleşmenin 3.ve 6.madde gereğince ifa edilmemesi nedeni ile zararının bulunduğu ve davalı yanca haksız fesih yapıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 7.283,37 TL nin davalıdan dava tarihi itibariyle avans faizi ile tahsiline, manevi tazminat istemi ile fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, taraflar arasındaki hizmet sözleşmesinin feshi nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 16'ncı maddesi gereği taraflar tacir konumunda olup, aynı Kanun'un 18/2'nci maddesine göre eylem ve işlemlerinde basiretli bir tacir gibi hareket etmeleri gereklidir....

                  UYAP Entegrasyonu