Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mevcut uyuşmazlığın tüketici mahkemelerinde görülmesi için davaya konu sözleşmenin resmi şekilde düzenlenmesi gerekli olmayıp, şekil şartına uyulup uyulmadığı hususunun tüketici mahkemesince tartışılarak bir karara varılması gerektiğinden, 6502 sayılı Kanun kapsamındaki uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. Somut olayda, dava taraflar arasındaki devremülk sözleşmesinin cayma hakkı kullanıldığından bahisle sözleşmenin feshi ve verilenin iadesi istemine ilişkin olup, dava dilekçesi ve dosya kapsamından taşınmazın aynına ilişkin bir dava olmadığı anlaşılmaktadır. Sözleşmenin feshi ve verilenlerin iadesi istemine ilişkin davalarda yetki konusunda özel bir düzenleme bulunmadığına göre, yetkili mahkeme genel yetki kuralı gereği davalının yerleşim yeri mahkemesidir. HMK'nın 6/1. maddesi uyarınca "Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir."...

    Mevcut uyuşmazlığın tüketici mahkemelerinde görülmesi için davaya konu sözleşmenin resmi şekilde düzenlenmesi gerekli olmayıp, şekil şartına uyulup uyulmadığı hususunun tüketici mahkemesince tartışılarak bir karara varılması gerektiğinden, 6502 sayılı Kanun kapsamındaki uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. Somut olayda, dava taraflar arasındaki devremülk sözleşmesinin cayma hakkı kullanıldığından bahisle sözleşmenin feshi ve verilenin iadesi istemine ilişkin olup, dava dilekçesi ve dosya kapsamından taşınmazın aynına ilişkin bir dava olmadığı anlaşılmaktadır. Sözleşmenin feshi ve verilenlerin iadesi istemine ilişkin davalarda yetki konusunda özel bir düzenleme bulunmadığına göre, yetkili mahkeme genel yetki kuralı gereği davalının yerleşim yeri mahkemesidir. HMK'nın 6/1. maddesi uyarınca "Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir."...

      "İçtihat Metni" Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava eser sözleşmesinin feshi, sözleşme konusu makinenin davalıya iadesi ve sözleşme gereği ödenen bedel ile menfi zarar karşılığı 125.000,00 TL'nin tahsili istemi ile açılmış, mahkemece davanın kısmen kabulü ile sözleşmenin feshine, dava konusu makinenin davalıya iadesine ve sözleşme bedeline mahsuben ödenen 47.200,00 TL'nin davalıdan tahsiline dair verilen karar davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma ilâmı gereğince inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş reddi...

        "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Asıl ve karşı davalar kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi, tazminat talebine ilişkin olup mahkemece asıl davanın reddine, karşı davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı karşı davalının tüm, davalı karşı davacıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davacı davasında davalıların murisi ile aralarında düzenlenen 11.11.2008 tarihli gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesine göre sözleşmenin imzalanmasından hemen sonra işe başlayarak...

          CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacı tarafça ayıp ihbar sürelerine riayet edilmediğini, davacının iyi niyetli olmadığını, müvekkilinin davacı şirkete makinelerin kullanımı hakkında bilgi verdiğini ve beraberinde kullanım kılavuzlarını da gönderdiğini, sözleşmenin feshi ve bedel iadesi talep edilmeyeceğini, kullanıcıdan kaynaklı hatalardan dolayı müvekkiline kusur izafe edilemeyeceğini, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine talep etmiştir. KANITLAR: İcra Dosyası, Sözleşme, vs. KANITLARIN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME : Dava, taraflar arasındaki sözleşme nedeniyle, davacının davalıdan tazminat istemine ilişkindir. Bilindiği üzere, davaların birleştirilmesi başlıklı 6100 sayılı HMK.nun 166....

            Dairemizin 22/10/2014 tarih, 2014/7542 E - 2014/16209 K. ilamında da belirtildiği üzere sözleşmede herhangi bir sebep gösterilmeksizin fesih hakkının bulunduğuna dair bir hüküm olması halinde dahi, sözleşmenin feshi için haklı bir sebebin bulunması gerekmektedir..." şeklindedir. TMK'nun 2. maddesi gereğince, hak ve borçların kullanımı ve ifasında dürüstlük kurallarına uyulması gerekmekte olup, bu ilkeye somut dosyada olduğu gibi taraflarca imzalanmış sözleşmenin yürütümü ve feshi sürecinde de uyulması gerekmektedir. Her ne kadar sözleşme ile davalıya sebep göstermeksizin feshi hakkı tanınmış ise de, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2015/15206 E. 2016/4748 K. 27/04/2016 tarihli ilamında da belirtildiği şekilde, böyle bir fesih yetkisinin bulunması halinde dahi haklı bir sebebin bulunması gerekmektedir....

              Verilen kararın hak ve menfaatler dengesini aşırı ölçüde bozması halinde; Mahkemece, ayıp oranında bedel indirimi veya ücretsiz onarım isteme hakkının da değerlendirilmesi gerekecektir. Olayımız yönünden yapılan değerlendirmede ise aracın 2009 yılında satışının yapıldığı, dava tarihine kadar yaklaşık 2 yıl boyunca kullanıldığı dikkate alındığında sözleşmenin feshi ve aracın bedeline hükmedilmesinin TMK 2. maddesindeki hakkaniyet ilkesine aykırı olacağı açıktır. Dairemizin kural olarak uygulaması ayıplı değer ile ayıpsız değer arasındaki farka hükmetmek ise de davacı dava dilekçesinde aracını takasa vermek istediğini açıkladığına göre araçta bulunduğu belirtilen gizli ayıbın 2.el bedelini ne kadar etkileyeceği saptanıp ayıpsız 2.el bedeli ile arasındaki farka hükmedilmesi gerekir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 29.03.2010 gününde verilen dilekçe ile malın ayıplı olmasından kaynaklanan sözleşmenin feshi, nama ifa istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 03.11.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, ayıplı meydana getirilen eserden ötürü sözleşmenin feshi yapılan ödeme tutarı 7104.78 TL’nin tahsili olmadığı takdirde ücretsiz olarak ayıpların giderilmesi istemlerine ilişkindir. Davalı, yüklenici eserde ayıp olmadığını davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, eserin sökülerek davacıya iade edilmesi koşuluyla davacının yaptığı ödeme miktarı olan 7104.78 TL’nin davalı yükleniciden tahsiline karar verilmiştir. Hükmü, davalı temyiz etmiştir....

                  Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın 10 yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açıldığını, davacının bu davayı açmakta hak ve ehliyeti bulunmadığını, dava konusu taşınmazın 6292 sayılı Kanun kapsamında iadeye tabi taşınmazlardan olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava konusu taşınmazın 6292 sayılı Kanunun 7. maddesine göre iadeye tabi taşınmazlardan olmadığı gerekçesiyle tapu iptali ve tescil talebine ilişkin davanın, davacı ve davalılar arasındaki satış vaadi sözleşmelerinin ise geçerli olduğu kabul edilse de vaad borçlusu olan davalılar adına tapu kaydı oluşturulmadığından sözleşmenin feshi koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle tazminat talebine ilişkin davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                    124.000,00 TL kesin teminat verdiklerini, bunlardan başka sözleşmenin ifası için gerekli olan şantiye yerini aylık 2.000,00 TL bedel ile kiraladıklarını bu yer için 60.000,00 TL civarında masraf yaptıklarını, 43.000,00 TL'ye portif ve 63.000,00 TL'ye kepçe satın aldıklarını, bunlardan sonra kararlaştırılan 210 günlük sürede işin teslimi için çalışmaya başladıklarını, ancak her hakediş döneminde sözleşmenin 11. maddesinde belirtilen sürede ödemelerin yapılmadığını, bu nedenle zarara uğradıklarını, ardından davalının işin tek taraflı tasfiyesine gitmesinin sözleşmeye aykırılık teşkil ettiğini belirterek teminatın iadesi ile 25.000,00 TL maddi ve 75.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında maddi tazminat talebini ıslah ederek 100.483,00 TL'sına çıkarmıştır....

                      UYAP Entegrasyonu