Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, Borçlar Yasası'nın 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan sözleşmenin haksız feshedildiğinin tespiti, haksız fesih sebebiyle cezai feshin ortadan kaldırılması, verilen teminat mektuplarının iadesi, taraflar arasındaki muarazanın men'i, 100.000 USD giderimin davalıdan tahsili, birleşen dava; Borçlar Yasası'nın 365/II. maddesi uyarınca sözleşme bedelinin arttırılması veya sözleşmenin feshi, taraflar arasındaki muarazanın önlenmesi istemine ilişkindir....

    Davalı, sözleşmenin feshi ve elatmanın önlemesi davasında alınan karar gereğince bakiye satış bedelini ödediğini, ödenen miktarın talep edilen ecrimisil tutarından daha fazla olduğunu davacının ecrimisil talep etme hakkı bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, sözleşmenin feshi nedeniyle davalı kullanımının kötüniyetli olduğu kabul edilerek belirlenen ecrimisilin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hâkimi ...'in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 890.59....

      T4 04/11/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; dava konusu uyuşmazlığın kaynağı olan taşınmazın Mudurnu'da yer aldığından taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi olan Mudurnu Mahkemelerinin işbu davaya bakmakta yetkili olduğunu, davacı tarafın varlığını iddia ettiği alacağın zamanaşımına uğradığını, uyuşmazlık konusu sözleşmede kararlaştırılan teslim tarihinin yaşanan mücbir sebep neticesinde geciktiğini sözleşmenin geçersizliği ileri sürülerek bedel iadesi talep edilmesinin kabul edilebilir nitelikte olmadığını beyanla öncelikle yetki itirazının kabulü ile dosyanın yetkisizlik nedeniyle reddine, haksız ve mesnetsiz davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini savunmuştur. Taraflara usulüne uygun olarak tebligat yapıldığı ve taraf teşkilinin sağlandığı, delillerin dosya arasına alındığı görülmüştür....

      İlk derece mahkemesince sözleşmenin feshi talebinde açılan davada tapunun davacı tüketiciye geçtiği görülerek tapu iptali ve tescilinde hüküm kurulduğu anlaşılmıştır. Taşınmazın aynına ilişkin davalarda kesin yetki kuralı gereğince taşınmazın bulunduğu yer mahkemeleri yetkilidir. 6100 sayılı HMK’nın 12/1. maddesi gereğince “Taşınmaz üzerindeki ayni hakka ilişkin veya ayni hak sahipliğinde değişikliğe yol açabilecek davalar ile taşınmazın zilyetliğine yahut alıkoyma hakkına ilişkin davalarda, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir.” hükmüne yer verilmiştir. Yargıtay'ın emsal kararların da sözleşmenin feshi talepli davanın sonucunda taşınmazın devrinin söz konusu olması halinde feshedilen sözleşmenin sonucu olarak da tapunun eski hale getirilmesi gerekeceği belirtilir. Yargıtay 13....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi DAVACILAR-K.DAVALILAR : ... ve ... DAVALI-K.DAVACI : Özel Candan Eğt. İşl.A.Ş. DAVA TÜRÜ : Alacak, tazminat Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı alacak ve tazminat davasına dair kararın temyiz incelemesi duruşmalı olarak davacı-karşı davalı ve davalı-karşı davacı tarafından süresi içinde istenilmekle gün tayin edilerek taraflara gönderilen davetiyelerin tebliğ edilmesi üzerine belli günde davacı-karşı davalılar vekili Av.... ve davalı-karşı davacı vekili Av.... geldiler. Hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Asıl dava, kiraya verenler tarafından açılan erken tahliye nedeniyle cezai şart, yoksun kalınan kira geliri nedeniyle tazminat ve hor kullanma bedelinin tahsiline ilişkindir....

        HUMK'nun 8/ll-1 madde ve fıkrasında İcra ve İflas Kanununun onuncu babında yer alan 269 ve 272 nci ve sonraki maddeleri hükümleri hariç olmak üzere, kira sözleşmesine dayalı her türlü tahliye, akdin feshi yahut tesbit davaları, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ve bunlara karşılık olarak açılan davalara Sulh Hukuk Mahkemesinde bakılacağı hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda, kiracı tarafından açılan dava taraflar arasındaki kira sözleşmesinin haklı nedenlerle fesholunduğunun ve sözleşmeden kaynaklanan borcun bulunmadığının tespiti ile zararlarının tazminine ilişkindir. Dava sözleşme kurulduktan sonra, kiralananın tesliminden ve kira bedelinin ödenmesinden sonra açılmıştır....

          aidatların ve mahrum kalmış oldukları yıllık kira bedellerinin iadesi ile en yüksek faizin uygulanmasını talep ve dava etmiştir....

          Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, davalı idare ile 624 yatak kapasiteli, içinde 2 adet havuz ve işyerleri bulunan dava konusu taşınmazı 23.03.2001 başlangıç tarihli sözleşme ile kiraladığını, sözleşmenin il genel meclisi kararı ile 3 yıl için uzatıldığını, ne var ki akdin her iki taraf bakımında da tahammül edilmez hale geldiğini, bu yüzden 20.03.2008 tarihli feshi ihbar yazısıyla davalıya sözleşmenin feshedildiğinin ihtar edildiğini, davalı idarenin ise feshi kabul etmediğini, böylelikle fesih konusunda taraflar arasında çekişme çıktığını, mevcut çekişmenin giderilmesini, kiralananın ruhsat alınabilecek kısımlarında kiracılık sıfatının tespitini, diğer kısımlar yönünden sözleşmenin feshini, fesih istenen bölümler için borçlu olmadıklarının tespitini, 104 yataklı Çelik Palas oteli için ruhsat alınmak üzere kendilerine yetki verilmesini, sözleşmenin tamamen feshi halinde değer artışından meydana gelen tazminat, mahrum kalınan kar...

            yaptığı yemin edası üzerine davacının yapmış olduğu 2.000 TL'lik ödemenin taraflar arasındaki 22.03.2010 tarihli sözleşmeden önce gerçekleşen iş nedeniyle olduğunun açıklığa kavuştuğu, bedelin kısmen ödenmesinin sözleşmenin feshi olarak değerlendirilemeyeceği, sözleşmenin devam ettiği ve bu nedenle davacının sözleşmenin 5. maddesi uyarınca 9.440 TL olan sözleşme bedelinin %50'si olan 4.720 TL'yi ödeme yükümlülüğünün bulunduğu, ancak bu bedel ödendikten sonra davalının işe başlama yükümlülüğünün doğacağı, bu nedenle 2.000 TL peşinat dışında kalan takip konusu 4.720 TL asıl alacak ve 3.766,74 TL işlemiş faiz istemi nedeniyle davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir....

              Hukuk Dairesince, taraflar arasındaki sözleşmenin devre mülk sözleşmesi olduğu ve sözleşmeye konu taşınmazın ise davacı adına 24/03/2016 tarihinde tapuya tescil edildiği, sözleşmenin feshi ve ödenen bedelin iadesi halinde aynı zamanda tapu iptal ve tescil de gerekeceğinden davacı talep etmese de bu yönde karar verilmesi gerektiği, bu durumda taşınmazın aynına ilişkin olması nedeniyle taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinin HMK m.12 gereği kesin yetkili olduğu, kesin yetki hususunun mahkemece resen yargılamanın her aşamasında göz önünde bulundurulması gerektiği, somut olayda dava konusu taşınmazı Yalova Termal ilçesinde olduğundan ... Asliye Hukuk Mahkemesi (tüketici mahkemesi sıfatıyla) ihtilafa bakmakla görevli olduğu gerekçesiyle İstinaf Başvurusunun kabulü ile ... 6. Tüketici Mahkemesi'nin 2017/1011 Esas, 2017/542 Karar sayılı mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın yetkili ve görevli ......

                UYAP Entegrasyonu