Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, müdahalenin men'i, taşınmazın tahliyesi ve ecrimisil istenilmiştir. Mahkemece davada görevsizlik kararı verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava dilekçesinde, üzerinde kat mülkiyeti kurulmuş olan anataşınmazdaki bodrum katta bulunan ortak alana yapılan müdahalenin men'i, taşınmazın tahliyesi ve ecrimisil bedelinin tahsili istenilmiş, mahkemece uyuşmazlığın hizmet sözleşmesi ve İş Kanunu hükümlerinden kaynaklandığından, iş mahkemesinin görevli olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir. 1-El atmanın önlenmesi ve tahliye davası yönünden uyuşmazlık, Kat Mülkiyeti Yasası hükümlerinden kaynaklanmaktadır....

    Bu doğrultuda dava ilk derece mahkemesince her ne kadar müdahalenin önlenmesi olarak nitelendirilerek intifa değeri üzerinden harç ikmali yapılarak vekalet ücreti ve yargı giderinin bu miktara göre hesaplanması doğru görülmemiştir. Ticari ilişkinin bayilik sözleşmesine bağlı kira sözleşmesi olduğu belirlenmekle kiralananın tahliyesi olarak değerlendirilerek Harçlar Kanununun 17. maddesi gereği taşınmazın 1 yıllık kira bedeli toplamı üzerinden harç alınması ve dava değerinin bu tutar olarak kabulü gerekmektedir. Bu durumda kira akdine kıyasen taşınmazın davalı tarafça kira bedeli olarak kayıt düşülen, davacı tarafça da istasyon işleticilik ücret bedeli olarak faturalandırılan aylık 10.620-TL'nin bir yıllık toplamı olan 127.440-TL üzerinden harç alınması ve bu tutarın dava değeri olarak kabulü ile davalı aleyhine bu tutar üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilmelidir....

      Dava, davalı taraf ile yapılmış olan Gayrimenkul Satış Sözleşmesi'nin feshi nedenine dayalı Müdahalenin Önlenmesi ve Taşınmazın Tahliyesi talebine ilişkindir. Konu ile ilgili benzer mahiyette bulunan Yargıtay 3. HD.'nin 2022/6303 Esas, 2022/7969 Karar, 19/10/2022 tarihli ilamı "...Davacı, davalıların murisi ile aralarında 12.08.2008 tarihli konut satışına ilişkin sözleşme bulunduğunu, dairenin teslim edildiğini, taksitlerin zamanında ödenmediğini sözleşmenin 9. maddesi uyarınca temerrüt ihtarı gönderildiğini, borç ifa edilmediğini ileri sürerek sair hakları saklı tutularak davalı tarafından işgal edilen taşınmaza vaki el atmanın önlenmesine karar verilmesini istemiştir. Davalılara dava dilekçesi tebliğ edilmemiştir....

      Dava, sözleşmenin feshi ile taşınmaza vaki müdahalenin men’i ve cezai şartın tahsili isteğine ilişkindir. Davada tahliye nedenine dayalı bir istek yoktur. Bu nedenle ve dava olunan miktara göre davaya bakmaya Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir. Öyle ise mahkemece işin esası incelenmeli ve ortaya çıkacak sonuca uygun bir karar verilmelidir. Dava dilekçesinin belirtilen gerekçeyle görev yönünden reddedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA11.5.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Hukuk Dairesi'nin 02/06/2021 tarih, 2021/784 Esas, 2021/816 Karar sayılı ilamı "Davacı tarafın istinaf dilekçesinde de belirtildiği gibi, taşınmazın mülkiyeti davacıda olup, uyuşmazlık taraflar arasında yapılan harici gayrimenkul satış sözleşmesi gereğince davalının ödemesi gereken taksitleri ödemediği iddiasına dayalı gayrimenkul satış sözleşmesinin feshi, el atmanın önlenmesi(taşınmazın tahliyesi) taleplerine ilişkin olup, taraflar arasında mülkiyet uyuşmazlığı bulunmadığından ve mahkemece eldeki dava ile taşınmazın aynıyla ilgili uyuşmazlık halledilmeyeceğinden uyuşmazlığın 6502 sayılı Yasa'nın 73/A-1.d maddesindeki dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümlerin uygulanmayacağı sınırlı olarak sayılan "tüketici işlemi mahiyetinde olan ve taşınmazın aynından doğan uyuşmazlıklar" niteliğinde bulunmadığı görülmüştür....

        Hukuk Dairesi'nin 02/06/2021 tarih, 2021/784 Esas, 2021/816 Karar sayılı ilamı "Davacı tarafın istinaf dilekçesinde de belirtildiği gibi, taşınmazın mülkiyeti davacıda olup, uyuşmazlık taraflar arasında yapılan harici gayrimenkul satış sözleşmesi gereğince davalının ödemesi gereken taksitleri ödemediği iddiasına dayalı gayrimenkul satış sözleşmesinin feshi, el atmanın önlenmesi(taşınmazın tahliyesi) taleplerine ilişkin olup, taraflar arasında mülkiyet uyuşmazlığı bulunmadığından ve mahkemece eldeki dava ile taşınmazın aynıyla ilgili uyuşmazlık halledilmeyeceğinden uyuşmazlığın 6502 sayılı Yasa'nın 73/A-1.d maddesindeki dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümlerin uygulanmayacağı sınırlı olarak sayılan "tüketici işlemi mahiyetinde olan ve taşınmazın aynından doğan uyuşmazlıklar" niteliğinde bulunmadığı görülmüştür....

        Kiralayan tarafından düzenlenen tek taraflı feshi ihbar ile kira sözleşmesinin sona erdirilmesi ve buna bağlı olarak davalı alt kiracının fuzuli şagil olduğundan bahsedilmesi mümkün değildir. Davacı kendi kiracısına yönelik akdin feshi ve tahliye davası açtığından veya sözleşmenin karşılıklı olarak feshedildiğinden bahsetmemiştir. Bu durum karşısında alt kiracı olan davalının kullanma hakkını yitirdiğinden söz edilemeyeceğinden davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabul kararı verilmesi doğru değildir. Öte yandan, kabul şekline göre de davalı aynı zamanda taşınmazın ¼ paydaşı olan dava dışı Hızır Hacasüleymanoğlu’nun da kiracısı olup davalının bu paya yönelik kiracılığının devam ettiğinin nazara alınmaması da doğru değildir. Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır....

          Davacı taraf kira sözleşmesine konu kantinin 6570 sayılı kanun hükümlerine tabi olduğu ve bu kanun hükümlerine göre sözleşme devam ettiği halde sözleşmeye aykırılık davranıldığı gerekçesi ile kira sözleşmesinin iptal edildiği ve yeniden ihaleye çıkılmasına ve tahliyesine karar verildiğini bildirerek muarazanın meni ve müdahalenin menine karar verilmesini talep etmiştir.Dava sırasında davacının idari yoldan tahliyesi sağlanmıştır.Davacı vekilinin 23.11.2009 tarihli dilekçesinde idari yetki ile tahliye edilmeleri nedeniyle müdahalenin meni davasının konusuz kaldığını ancak müdahalenin meni talebi yönünden davalarının devam ettiğini 2011/4628-12681 beyan etmiştir.Davacı tarafın kiralanan taşınmazın 6570 sayılı kanununa tabi olduğu,bu yüzden kira sözleşmesinin devam ettiğini iddia etmiş,davalı taraf ise taşınmazın 2886 sayılı kanun hükümlerine tabi olduğunu savunduğuna göre ve buna göre kira sözleşmesinin iptali ile yeniden ihaleye çıkılmasına karar aldığına göre dava konusu kira sözleşmesi...

            Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Arsa sahipleri tarafından açılan dava, sözleşmenin feshi, menfi zararın tazmini, müdahalenin önlenmesi ve şantiye binasının kâl'i; yüklenici şirket tarafından açılan birleşen dava ise sözleşmenin feshi, kâr mahrumiyeti ve menfi zararın tazmini istemlerine ilişkindir. Mahkemece asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine dair verilen karar davalı ve birleşen dosyada davacı şirket tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı ve karşı davacı şirketin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Asıl davada davacılar vekili davalı şirketin sözleşme konusu taşınmazlara vâki müdahalesinin önlenmesini de istemiş, ancak bu istemini harçlandırmamıştır....

              K A R A R Davacı, davalı kayyım tarafından idare edilen taşınmazın 300 m2 lik inşaat dahil kısmını, 1.7.1998 başlangç tarihli 1 yıl süreli sözleşme ile kiraladığını, sözleşme gereğince süre bitiminden 1 ... önce feshi ihbar yapılmadığı için sözleşmenin yenilenerek devam ettiğini, davalının 14.1.2003 tarihli yazı ile ... yapılaşmanın önlenmesi gerekçesiyle sözleşmenin feshedildiğinin bildirildiğini, oysa kira sözleşmesinin geçerliliğinin koruduğunu ileri sürerek davalı yanca yapılan müdahalenin önlenmesi, zilyetliğinin korunması ve bu şekilde yaratılan muarazanın menine karar verilmesini istemiştir. Davalı kayyım, davacının kullanımında bulunan natamam inşaatın, çatısının örtülmek ve denize bakan cephesinin kamufle edilmek suretiyle tamamlandığını, davacının inşaat izni almadan ... yapı yaptığını, sözleşme gereğince sabit yapı yapılmasının mümkün olmadığını, kamu menfaati gereği sözleşmenin feshedildiğini savunarak davanın reddini dilemiştir....

                UYAP Entegrasyonu