Davacı tarafça yapılan ödemenin iadesi hususundaki talebi yönünden; uyuşmazlık değeri istinaf sınırının altında kalmış ve taraflarca istinafa getirilmemiş olmakla istinaf incelemesi sadece davacının manevi zarara ilişkin talebi yönünden yapılmıştır. Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. Duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir. Acı ve elemin manevi zarar olarak nite- lendirilmesi sonucu tüzel kişileri ve bilinçsizleri; öte yandan acılarını içlerinde gizleyenleri tazminat isteme haklarından yoksun bırakmamak için yasalar, manevi tazminat verilebilecek olguları sınırlamıştır....
Davalı tarafından taraflar arasındaki sözleşmenin davacı tarafa herhangi bir yazılı ihtar çekilmeden sonlandırıldığı, bu itibarla yapılan feshin sözleşmeye uygun bir fesih olarak kabulünün mümkün olmadığı anlaşılmaktadır. Buna göre davalı tarafından davacı tarafa sözleşmenin haksız feshi nedeniyle bir tazminat ödemesi gerekir. Ancak burada ödemesi gereken tazminatın ne miktarda olacağı hususu sözleşmede açıkça belirtilmemiştir. Sözleşmenin iptali başlıklı 12. Maddede en az 20 günlük mehil verilerek sözleşmenin feshedilebileceği kabul edildiğine göre, sözleşmenin haksız feshi halinde talep edilebilecek mahrum kalınan kâr miktarı da 20 günlük kârdan fazla olmaması gerektiği anlaşılmaktadır. Ancak Yargıtay yerleşik uygulamasına göre de verilecek tazminat miktarının yine davacı taşıma firmasının aynı nitelikte bir sözleşme yapabilmesi için gerekli makul süreyi aşmayacak şekilde belirlenmesi gerekir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2016/1117 KARAR NO: 2018/252 DAVA TARİHİ: 17/12/2010 KARAR TARİHİ: 20/03/2018 DAVA: Sözlemenin Haksız Feshi nedeniyle Maddi ve Manevi Tazminat KARAR TARİHİ: 27/10/2021 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353....
Mahkemece Yargıtay ilgili Yüksek Dairesi'nin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; taraflar arasındaki sözleşmenin davalı tarafından sözleşmenin 9.2 b maddesinde öngörülen süre ve şekle uyulmadan feshedildiği, bu nedenle anılan madde hükmü uyarınca davacının üç aylık hizmet bedelini talep edebileceği, davacının manevi tazminat talebinin ise yerinde olmadığı gerekçesi ile davanın maddi tazminat yönünden 115.449,51 TL üzerinden kısmen kabulüne, manevi tazminat talebinin ise reddine karar verilmiştir. Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, hizmet sözleşmesi uyarınca, sözleşmenin haksız feshi nedeni ile uğranılan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Yanlar arasında imzalanan sözleşmenin 9/b maddesi “Müşteri işbu sözleşmede belirtilmeyen bir gerekçeyi ileri sürerek sözleşmeyi sona erdirmek istediği takdirde asgari 3 ay önceden noter marifeti ile feshi ihbar yapabilir.....” hükmünü içermektedir....
, taraflar arasındaki yapılan sözleşmenin iptaline, ödeme tarihinden itibaren faizi ile birlikte verilen ödemelerin ve edimlerin sebepsiz zenginleşme nedeniyle iadesine, uğranılan maddi manevi zarar, ziyanın ve inşaatın bitirilmemesi nedeniyle uğranılan müspet karın tazminine karar verilmesini talep etmiştir....
Mahkemece, sözleşmenin anılan maddesinde “ … belirtilmeyen bir gerekçeyi ileri sürerek … ” ibaresinin ihtarnamede sadece sözleşmenin feshi ibaresiyle dar tutulması ve bu şekilde yorumlanması ve sözleşmenin haksız fesih sebeplerini ortaya çıkardığı hususunun göz ardı edilmesi doğru görülmemiştir. Bu nedenle davanın esasına girilerek maddi tazminat yönünden tarafların bu konuyla ilgili ileri sürdüğü tüm delil ve belgeler birlikte değerlendirilip, gerekirse konusunda uzman bir bilirkişi heyeti de seçilerek bu yönde gerekli incelemelerin yaptırılarak haklılık durumları da gözetilmek suretiyle açıklamalı, gerekçeli, ve denetime elverişli rapor alınıp oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ve yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir....
HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : SÖZLEŞMENİN FESHİ VE BEDEL İADESİ Taraflar arasında görülen sözleşmenin feshi ve bedel iadesi davası sonunda verilen karar taraf vekillerince yasal süre içerisinde (davalı ... vekilinin temyizi adli yardım istekli) temyiz edilmiş olmakla, dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, gabin ve temsil yetkisinin köyüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı sözleşmenin feshi ve tazminat isteğine ilişkindir. Davacı ......
---sözleşmenin feshi nedeniyle --- bloke edilen bedelin, sözleşmenin yapılması sırasında harcanan --- alacakları olduğunu, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla, --- maddi ve ---- manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir....
Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Asıl dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan nama ifaya izin ve yetki verilmesi, olmadığı takdirde tazminat; karşı dava ise sözleşmenin feshi, tapudaki şerhin terkini, maddi-manevi tazminat istemlerine ilişkin olup, mahkemece yapılan yargılama sonunda asıl davanın reddine, karşı davanın sözleşmenin feshi, terkin ile ıslah dilekçesi de gözetilerek maddi tazminat talebinin kabulü ile manevi tazminat talebinin reddine dair verilen karar, davacı-karşı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Mahkemece, toplanan deliler ve bilirkişi raporuna göre; taraflar arasındaki sözleşmenin, sözleşme hükümleri gözetilerek ve özellikle 34/2 maddesi gereği feshedilmiş olduğu ve aynı hüküm çerçevesinde bozucu şartın gerçekleşmiş bulunduğu sözleşmenin bu hükmü çerçevesinde sona ermesi karşısında tazminat isteminin yerinde görülmediği gibi, davacı şirket ile davalı Yeni Ortadoğu Oto. Tic. AŞ. arasında imzalanan sözleşmenin 34/2. maddesi hükmü çerçevesinde bozucu şartın gerçekleşmiş olduğundan tazminat istenemeyeceği, davalıların kendi istekleri ile feshi dürüstlük kuralına aykırı bir şekilde gerçekleştirmedikleri, davacının davalıların danışıklı ve muvazaalı işlemlerle davacının zararına sebep olduklarını ispatlayamadığı, feshin saklı olduğu gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....