Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asıl dava, taraflar arasında yapılan KKİS'nin geçersizliğinin tespiti, bunun mümkün olmaması halinde sözleşmenin feshi ile meni müdahale ve ecrimisil talebine, karşı dava ise sözleşmenin feshi halinde uğranılan zararın tahsili istemine ilişkin olup, asıl davacılar bir kısım arsa maliki, davalı -karşı davacı yüklenicidir....

Bu halde, davacının sözleşmenin haksız nedenle feshi nedeniyle uğranılan zararlarının tazmini isteminin değerlendirilmesi gerekmektedir. Davacı taraf sözleşmenin haksız feshi nedeniyle uğranılan kar mahrumiyeti, portföy tazminatı ve reklam ve tanıtım giderleri talep edilmektedir.Yoksun kalınan kar istemi bakımından; taraflar arasında yapılan sözleşmenin belirsiz süreli olduğu, sözleşmenin herhangi bir ihbarda bulunulmaksızın davalı tarafça haksız olarak feshedildiği, davacı yanın sözleşmenin haksız olarak feshedilmesi nedeniyle uğradığı müspet zararı talep edebileceği, davacının olağan fesih süresinin sonuna kadar belirlenecek süre ile kar mahrumiyeti isteminde bulunabileceği, her ne kadar sözleşmenin 10....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalı ile aralarında imzalanan 26.01.2007 tarihli gayrimenkul satış sözleşmesi hükümleri gereğince taşınmazın davalıya teslim edildiğini, fakat davacının sözleşmede belirlenen bedeli ödemeyerek yükümlülüklerini yerine getirmediğini ileri sürerek sözleşmenin feshi ile davalının taşınmazdan tahliyesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, sözleşme hükümlerinin yerine getirilmemesi sebebiyle sözleşmenin feshi ve taşınmazın tahliyesi isteminden kaynaklanmaktadır....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu iptali, tescil, alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Davacı, davalıdan 24.10.2008 tarihli harici sözleşme ile bir taşınmaz satın aldığını, yabancı ülke vatandaşı olduğu için tapuda tescilin yapılamadığını ancak akdedilen sözleşmenin 8. maddesine göre satış bedelini ödediği ve aynı sözleşmenin 12. maddesine göre taşınmazın davalı tarafından kendisine boş ve iyi bir şekilde bırakılması gerektiği halde bu şartlarda bir teslimin gerçekleşmediğini, taşınmazın halen kaba inşaat halinde olduğunu, taşınmazın adına tescilini bu mümkün değil ise sözleşmenin feshi ile davalıya yaptığı 53.000 euro ödemenin faizi ile birlikte iadesini istemiştir....

        Ancak, depozito sadece abonenin kullanım borcu olarak ödenmeyen borçlarına yönelik bir güvence teşkil etmektedir.Sözleşmenin erken feshi sebebiyle sözleşmenin feshi sonrası davalının tahakkuk ettirdiği cezai şart faturası ise ödenmemiş enerji kullanım faturası olarak kabul edilemez.Bu nedenle davacının sözleşmenin feshi sebebiyle ödediği güvence bedelini geri alması gerektiği,ayrıca sözleşmenin erken feshi iddiasına dayalı olarak davalının ceza tahakkuk faturası yönünden açtığı davanın ise başka bir alacak davası olduğu kabul edilmelidir. İst 34 XX 211/277 E.sayılı davada, elektrik şirketinin davacı olduğu ve güvence bedelini mahsup ettikten sonra ceza faturasından kalan bakiye alacağın edildiği takibe karşı yapılan itirazın iptalinin talep edildiği anlaşılmıştır....

        -TL meblağlı fatura bedeli ödenmediğinden alacak talebinde bulunduğu, faturaya konu malın karşı davalı tarafından teslim alındığının ispat edilemediği, karşı davacının hem sözleşmenin feshini hem de mahrum kalınan kârı talep ettiği, sözleşmenin feshi halinde müspet zarar niteliğindeki mahrum kalınan kârın talep edilemeyeceği, mahkemece davacı karşı davalı ... lehine 75.000....

          Taraflar arasındaki alacak ve sözleşmenin feshi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kabulüne, karşı davanın feragat nedeniyle reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl davada davacı-karşı davada davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Asıl davada davacı vekili, müvekkili ve diğer arsa sahipleri ile davalı arasında 13.05.2008 tarihinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, ancak davalının müvekkiline isabet eden iki adet daireyi teslim etmediğini, bu nedenle davalının 17 aylık kira alacağından sorumlu olduğunu ileri sürerek, 17.000,00 TL'nin faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş; karşı davada ise, karşı dava şartlarının oluşmadığını, davalının kendi kusuruna dayanarak sözleşmenin feshini talep edemeyeceğini savunarak, karşı davanın reddini istemiştir....

            Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2009/493 Esas sayılı dosyasında talep edilen sözleşmenin 7.6. maddesinde kararlaştırılan, sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 158/II. maddesinde tanımlanan ifaya ekli ceza olmadığından çekincesiz olarak ifanın kabul edilmesi sebebiyle cezai şart isteme hakkı düştüğünden davanın reddi gerektiği gerekçesinde isabet bulunmamakta ise de; davacı tarafından bu davada talep edilen 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 106/II. maddesinde ifade edilen müspet zarar kapsamındaki gecikme tazminatı olup, sözleşmenin feshi halinde istenemeyeceği ve birleşen 2009/493 Esas sayılı dosya davacısının birleşen davadaki dilekçesine göre sözleşme 25.11.2015 tarihinde ... 52....

              - KARAR - Davacılar vekili, müvekkillerinin murisi yüklenici .... .... ..... ile davalı arasında 18.02.2011 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiğini, binaların imali sırasında ... .... .. .. 17.07.2012 tarihinde intihar ettiğini, davalının davacıların müzayaka durumundan faydalanarak 06.09.2012 tarihinde sözleşmenin feshi ve ibraya ilişkin sözleşme imzalattığını, oysa inşaatın geldiği seviye itibariyle davalının sebepsiz zenginleştiğini ileri sürerek, şimdilik 10.000,00 TL'nin temerrüt faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında istemini 669.006,18 TL'ye çıkartmıştır. Davalı vekili, taraflar arasındaki 06.09.2012 tarihli fesih sözleşmesinin geçerli olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir....

                Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Asıl dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan nama ifaya izin ve yetki verilmesi, olmadığı takdirde tazminat; karşı dava ise sözleşmenin feshi, tapudaki şerhin terkini, maddi-manevi tazminat istemlerine ilişkin olup, mahkemece yapılan yargılama sonunda asıl davanın reddine, karşı davanın sözleşmenin feshi, terkin ile ıslah dilekçesi de gözetilerek maddi tazminat talebinin kabulü ile manevi tazminat talebinin reddine dair verilen karar, davacı-karşı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu