Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ada ... ve ... numaralı parseller için ayrı ayrı arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri imzalandığını, ancak davalının, tamamlamadan inşaatı terk ettiğini ileri sürerek, sözleşmelerin geriye etkili feshini, davalılar adına yüklenici tarafından devredilen tapu kayıtlarının iptali ile davacılar adına tescilini talep ve dava etmiş; ıslah işlemi ile, davalı üçüncü kişilerin ... numaralı parseldeki inşaatı yargılama sırasında tamamladıkları nedeniyle, ... numaralı parsele ilişkin sözleşmenin geriye etkili feshi, aynı parselde davalı ... adına kayıtlı 5 numaralı bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ve tescilini, ... numaralı parseldeki inşaatta bulunan eksik ve kusurlu işler bedeli ile gecikme tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir....

    Asıl davada yüklenici ... vekili, sözleşmenin geriye etkili feshi halinde herkesin mağdur olacağını, davacıya bırakılan eksikliklerin giderilebileceğini savunarak, sözleşmenin geriye etkili feshi talebinin reddini talep etmiştir. Birleşen davada davacı ..., arsa sahibi ... ile yüklenici ... arasında yapılan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca davalı yükleniciye bırakılan A Blok 6 nolu işyerini satın aldığını ve beş yıldır kullandığını ancak arsa sahibinin tapuyu vermediğini ileri sürerek, dava konusu yerin tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tescilini talep etmiş, müdahil olduğu asıl davada ise sözleşmenin feshi talebinin reddini istemiştir. Mahkemece, yapılan yargılama sonunda, davalı yüklenici ...'...

      Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından; sözleşme tarihinden itibaren 30 ay içerisinde inşaatın bitirilmesi gerekmesine karşın inşaatın fiilen başlamadığı, menfi zarar talebinden feragat edildiği gerekçesiyle sözleşmenin geriye etkili feshi ile tapu kaydında bulunan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi şerhinin terkinine ve menfi zarar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Mahkemece, taraflar arasında 14.01.2008 tarihinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi imzalandığı, konut tesliminin 30.07.2010 olarak kararlaştırıldığı, konutun tapusunun 29.06.2009 tarihinde davacı adına tescil edilmiş olduğu ve davalılar tarafından 01.06.2012 tarihinde konutun teslime hazır hale geldiğine dair bildirimin davacıya gönderildiği ve 05.06.2012 tarihinde tebliğ edilmiş olduğu, davacının 06.06.2012 tarihinde davalılara fesih ihtarı çektiği, bu durumda sözleşmenin feshi değil varsa gecikme nedeni ile tazminat veya tapu iptali ile ödenen bedelin talep edilebileceği, davacının bu yönde bir talebi olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, davalılardan satın alınan bağımsız bölümün taahhüt edilen tarihte teslim edilmemesi nedeniyle sözleşmenin feshi ve satış bedelinin iadesi istemine ilişkindir....

          Davacının anılan maddedeki koşulların varlığını ileri sürerek bedel artırım veya sözleşmenin feshi talebi bulunmadığından davanın uyarlama davası olarak nitelendirilmesi mümkün değildir. Yanlar arasındaki 05.11.2010 tarihli sözleşme nakit bedel karşılığı düzenlenmiş olup, fesih tek taraflı irade beyanı ve bunun karşı tarafa ulaşması ile hukuki sonuç doğuracağı, arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmelerinde olduğu gibi fesih ve ileriye etkili fesih ile tasfiye için mahkeme kararına ihtiyaç bulunmamaktadır. İş sahibi tarafından sözleşmenin feshi halinde feshin haksız olduğu, fesih gerekmeyip tasfiye gerektiği ve bunun sonuçları ile ilgili eda davası açılması mümkündür. Davacının davasında tasfiye talebi yanında eda istemi bulunmamaktadır....

            Davacı arsa sahibi bu maddeye dayanarak kira bedeli isteminde bulunduğu gibi, ayrıca gecikme tazminatı isteminde de bulunmuştur. Taraflar arasındaki sözleşmede gecikme tazminatı verilmesine ilişkin bir hüküm yer almamaktadır. Gecikme tazminatının dayanağı BK'nın 106. maddesidir. Dairemizin yerleşmiş uygulamasına göre sözleşmede bir düzenleme olmasa dahi istek halinde rayiç bedellere göre gecikme tazminatı verilmesi kabul edilmektedir. Mahkemece 8.453,33 TL gecikme tazminatının karar altına alınmasında bir isabetsizlik görülmemiştir. Gecikme tazminatı davacıya ait bağımsız bölümlerin teslimi gereken tarihten itibaren teslim edildiği tarihe kadar hesaplanmıştır. Sözleşmenin 14. maddesinde yer alan kira bedeli de yine bağımsız bölümlerin davacıya teslim edilmesi gereken tarihten teslim edildiği döneme ilişkindir....

              Sözleşmenin 15. maddesinde kararlaştırılan ceza sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte olan mülga 818 sayılı BK'nın 158/II. maddesinde tanımlanan ifaya ekli ceza olduğundan kural olarak sözleşmenin feshi halinde talep edilemez ise de, sözleşmenin az yukarıda belirtilen maddelerindeki düzenleme ile yapılması gerekli uyarının tebliğ tarihinden itibaren geçecek 20 gün sürede dahi gecikme cezasının uygulanacağı kabul edildiği ve bu sürenin feshedilmeyen cezalı süre niteliğinde olduğu, bu sürenin dışında gecikilen süre için fesih halinde dahi cezai şart istenebileceğine dair sözleşmede hüküm bulunmadığından, davacı iş sahibinin feshedilemeyecek süre olan 20 gün için gecikme cezası isteyebileceğinin kabulü gerekir....

                Davacı tarafın kira alacağı ve gecikme tazminat talepleri yönünden yapılan değerlendirmede ise kira alacağı ve gecikme tazminatı talepleri sözleşmenin ileriye doğru feshine ilişkin müspet zarar talepleri olup sözleşme geçersiz olduğundan talep edilemeyeceğinden davacı tarafın bu konudaki taleplerinin reddine, davacı tarafın ilk talebi kabul edildiğinden daire karşılığı inşaat sözleşme bedeli 500 TL olmakla bu miktar üzerinden davacı vekili yararına ücreti vekalet ve yargılama giderlerine hükmedilmiş, bundan ayrı olarak davacı tarafın kira alacağı ve gecikme tazminat talepleri yönünden ise dava dilekçesinde belirtmiş olduğu diğer taleplerinin reddine karar verilmekle davalı vekili yararına da ücreti vekalete hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. " gerekçesiyle taraflar arasındaki Kayseri 8....

                  CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı şirketin sipariş mektubunda kararlaştırılan takvime uygun hareket etmediğini, borcunu ifada temerrüde düştüğünü, sözleşme konusu emtianın teslimatını 50 günlük gecikme ile ancak 30.06.2017 tarihinde gerçekleştirdiğini, teslimatın gecikmeli yapıldığından gecikilen 50 gün için sipariş mektubunda düzenlendiği şekilde gecikme tazminatı uygulaması yapılacağının 24.07.2017 tarihinde, davacıya fax yolu ile iletildiğini, akabinde dava konusu 28.07.2017 tarihli faturanın düzenlenerek davacının cari hesap alacağından mahsup edildiğini, davacıya borcun bulunmadığını, sözleşmenin 5. maddesinde gecikme olması durumunda ödenecek cezanın gecikme tazminatı olduğunu, bu hükmün alacaklının borcun geç ifa edilmesi dolayısıyla uğradığı zararı karşılamayı amaçladığını, gecikme tazminatının istenebilmesi için teslimde ihtirazi kayda gerek bulunmadığını, söz konusu madde ile kararlaştırılanın ifaya ekli ceza koşulu değil gecikme tazminatı olduğunu müvekkil şirketin...

                    İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ : Mahkemece; asıl dosyadaki talep bakımından yapılan incelemede; feshin ileri etkili sonuç yaratması ve kira tazminatı hususu yönünden yapılan incelemede sözleşmenin ifasında kusurlu olan yüklenicinin temerrüde düşmesi halinde arsa sahibi akti fesh ederse bu feshin kural olarak geri etkili sonuç doğuracağı, ancak inşaatın ulaştığı seviyeye göre feshin ileriye etkili sonuç doğurmasının da kabul edilebileceği, vaki sözleşmeye dayalı olarak davacının sözleşme kapsamında edim borcu olarak arsa payının devir borcunun yarısını yerine getirdiği, bir başka ifadeyle edim borcunu tam yerine getirmediği, buna karşın yüklenicinin edim borcu olan iki daireyi teslim etme borcunu yerine getirmediği, bir başka ifadeyle bir daireyi sözleşme hükmü doğrultusunda bir başka parselden verdiği, sözleşmeye konu parsel ile ilgili ifraz tevhit çalışması olmadığı gibi inşaat ile ilgili de bir çalışma da olmadığı, tüm bu değerlendirmeler sonucu davacı tarafın sözleşmenin ileriye...

                    UYAP Entegrasyonu