Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dairemizin ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun yerleşik karar ve içtihatları uyarınca sözleşme kapsamında ödenen bedelin iadesi talep edilmiş olmakla sözleşmeden dönüldüğünün kabulü gerektiği, seçimlik hak kullanıldıktan sonra bundan dönülmesi ve sözleşmeden dönen davacının tapu iptâl ve tescil talebinde bulunması mümkün olmadığından davanın reddine karar verilmesi yerine yanlış değerlendirme sonucu davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, temyiz eden davalı yararına bozulması uygun bulunmuştur..." denilerek, sözleşmenin geçmişe etkili olarak sona erdirme iradesinin sözleşmeden dönme olduğu ifade edilmiştir. 818 sayılı Borçlar Kanununda hemen hiçbir yerinde "dönme" sözcüğü kullanılmayarak, bütün dönme hükümleri "fesih" kelimesiyle çevrilmişti....

    Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesine karşı cevap dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğundan bahisle, davalının istinaf talebinin reddini istemiştir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek inceleme yapılmıştır. Dava, resmi şekilde yapılmayan ve tapu devri de bulunmayan devre mülk sözleşme iptali ve ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir. Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara, sadece devre mülk sözleşmesinin resmi şekilde yapılmaması sebebiyle geçersizliği nedeniyle iptaline karar verilmesi gerekirken, (bkz. benzer mahiyette Yargıtay 13....

    Noterliğinin 3881 yevmiye nolu 09.02.2018 tarihli ihtarname gönderilerek ödenen bedelin iadesi ile asansörün iade alınmasının talep edildiğini, davalıya gönderilen ihtarnameden bir sonuç alınamadığını, 05.02.2018 tarihli teklif uyarınca başka bir firma ile anlaşıldığını ve 26.000,00 TL (KDV Hariç) tutarında yeni bir asansör yapılması konusunda sözleşme imzalandığını ileri sürerek fazlaya ve sair alacaklarına ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 05.10.2017 tarihli sözleşmeden dönülerek ayıplı malın davalıya iadesi ile davalıya sözleşme gereği müvekkili tarafından ödenmiş olan bedelden şimdilik 5.000,00 TL'nin işlemiş reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline ve arızalı asansörün tamiri için harcanan 4.327,40 TL'nin işlemiş reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi isteğinde bulunmuştur....

      -K A R A R- Davacılar vekili, müvekkilleri ile davalı arasında yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi gereği, davalıya 293.000,00 TL ödeme yaptıklarını, ancak yapılması kararlaştırılan evin teslim edilmediğini, evin zamanında teslim edilmemesi nedeniyle, sözleşme uyarınca, iflas tarihine kadar 9.088,00 TL alacaklarının bulunduğunu, iflas masasına yaptıkları başvurunun reddedildiğini ileri sürerek, müvekkillerinin alacağının kabulü ile masanın bu alacağı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, alacağın varlığının yargılamayı gerektirdiği için talebin reddedildiğini, BK.108.maddesi gereğince seçimlik hakkını sözleşmeden dönme yönünde kullanan davacının ancak menfi zararını talep edebileceğini, sözleşmenin ifasına bağlı gecikme zararının istenemeyeceğini, arsa bedelinin davacıya iadesi gereken miktardan düşülmek suretiyle alacağın hesaplanması gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir....

        Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin pandemi nedeniyle devlet tarafından alınan kararlar ve yayınlanan genelgeler nedeniyle fuarı ertelemek zorunda kaldığını, belirlenen tarihte yurt dışından misafirlerin pandemi nedeniyle katılamayacak olmaları nedeniyle fuar katılımcıları tarafından ertelenmesinin talep edildiğini, müvekkili şirketin fuar tarihini değiştirme hakkının bulunduğunu, fuar tarihinin değiştirilmesi katılımcılara sözleşmeyi fesih ve ödenen bedelin iadesi hakkını vermediğini belirterek davanın reddini istemiştir. Dava, sözleşmeden dönülmesi nedeniyle ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir....

          Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin pandemi nedeniyle devlet tarafından alınan kararlar ve yayınlanan genelgeler nedeniyle fuarı ertelemek zorunda kaldığını, belirlenen tarihte yurt dışından misafirlerin pandemi nedeniyle katılamayacak olmaları nedeniyle fuar katılımcıları tarafından ertelenmesinin talep edildiğini, müvekkili şirketin fuar tarihini değiştirme hakkının bulunduğunu, fuar tarihinin değiştirilmesi katılımcılara sözleşmeyi fesih ve ödenen bedelin iadesi hakkını vermediğini belirterek davanın reddini istemiştir. Dava, sözleşmeden dönülmesi nedeniyle ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir....

            Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/... esas sayılı dosyasında ise; fesih tarihinden sonra yapı denetim bedelinin ödemediğinden bahisle denetim işini yapan şirket tarafından arsa maliki hakkında başlatılan takibe itirazın iptali davası sonucu ....290,00 TL'nin ödendiğini, bu bedelin sözleşmenin ... ve ... hükümleri gereğince asıl davada istenen tazminattan mahsubunu talep ve dava etmiştir. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin .... maddesinde düzenlenen cezanın, sözleşmeden dönme cezası niteliğinde olduğu ve borçluyu edim yükümlülüğünden kurtardığı, yüklenicinin sözleşmeden dönmesi halinde ise, yüklenici tarafından arsa sahibinin arsasına yapılan inşaatta kullanılan malzemeleri söküp götürme imkanının bulunmadığı, sözleşme gereği ödemesi gereken geciken süre kira bedeli ile dönme cezasının mahsubundan sonra kalan imalat bedelinin talep edilebileceği, imalat bedelinin toplam 469.128,......

              net olarak ortaya konulması gerektiğini, davacının kar mahrumiyeti iddiasını kabul etmediklerini, davacının müvekkil şirkete gönderdiği ihtarnamesinde bedel iadesi talebiyle sözleşmeden dönme iradesini ortaya koyduğunu, sözleşmeden dönme ile birlikte makinanın çalışmadığı süreye ilişkin kar kaybının talebi mümkün olmadığını, davacı tarafın, hem satış bedelinin iadesi hem de kar mahrumiyeti talebinde bulunması hukuken mümkün olmayıp reddi gerektiğini, davaya konu makinanın müvekkil şirkete usulüne uygun olarak teslim edilmediğinden, davacı tarafın faiz talebinde haksız olduğunu, müvekkil şirkete teslim edilmeyen makinanın bedeline ilişkin ihbar tarihinden itibaren faiz yürütülmesi mümkün olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

              fuarların da düzenlendiği, davalı basiretli tacirin sözleşme tarihinde mevcut olan bir salgın hastalığı gözetmesi ve ona göre borç taahhüdüne girmesi gerektiği kanaatine varılarak davacı tarafça dönülen sözleşme için ödenen bedelin iadesi gerektiği, davacı tarafından sözleşmeden dönme iradesini belirten ihtarnamenin 25/11/2021 tarihli tebliğinden sonra ihtarnamede belirtilen 3 iş günü sonrasından itibaren gerçekleşen temerrüde göre işleyecek avans faizinin kabulüne karar vermek gerekmiştir....

                Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; "...Böylelikle; davacıya teslim edilen tüm ürünlerde yüzde oranları farklı olmakla berabar ayıp bulunduğu ve ayıpların niteliğine göre tüketicinin kullanmaya zorlanmayacak oranda olduğu ve tüketicinin ayıplı ürünlerden dolayı sözleşmeden dönmekte haklı olduğu kanaatine varılmış, davalı tarafın davacıya teslim edilen ürünlerin teşhir ürünü olup davacının teşhir ürünü satın aldığı yönündeki savunmasını ispatlayamamış olması karşısında davanın satıcı Yaprak T5 yönünden kabulüne ve ayıplı ürünlerin davalı satıcıya iadesi ile ürün bedeli olarak ödenen 28.000,00 TL nin Yaprak T5'den alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir....

                UYAP Entegrasyonu