Davacı tanıkları dinlendiğinde bu durumu teyit ettikleri ödemeler konusunda kendi aralarında bir anlaşma bulunduğu ve birbirlerinden herhangi bir hak alacak talebi bulunmadığı seri davadaki her iki davacının eşleri olan tanıkların ifadeleriyle ispatlandığı anlaşıldığından davacının aktif husumet ehliyeti bulunduğu ve 100.000,00- TL ödemenin davacı adına yapıldığı kabul edilmiştir. Davacının Kanun düzenlemesi ve sözleşme şartlarına göre sözleşmeden dönmesi için dönme beyanını davalıya bildirdiği, 180 günlük sürenin dolduğu anlaşıldığından davacının ödemesi gereken tazminatın hesaplandığında Sözleşme değerinin 527.000- TL olarak düzenlendiği %2 lik tutarının 10.540,00- TL olarak belirlenmiştir. Davacı adına 100.000,00- TL ödediği belgelerle sabit olduğu dikkate alındığında sözleşmeden dönme nedeniyle ödenen bedelden tazminat miktarının mahsubuyla davacının 89.460,00- TL talep edebileceği anlaşılmıştır....
İddia, savunma, dosya kapsamı ve istinaf nedenleri hep birlikte değerlendirildiğinde; karar vermeye elverişli bilirkişi raporuna istinaden satışa konu üründe üretimden kaynaklı kullanıma engel teşkil edecek nitelikte ayıp bulunduğu ve davacının seçimlik hakkını sözleşmeden dönme ve bedel iadesi yönünde kullanıldığı anlaşılmakla, ilk derece mahkemesince yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. O nedenle davalı istinaf talebinde haklı değildir. Bu değerlendirmeler ile dava konusu uyuşmazlığa ilişkin yasal düzenlemeler doğrultusunda, tüm dosya kapsamında toplanan delillere göre; davalının istinaf başvurusunun HMK m.353/1- b-1 uyarınca oybirliğiyle esastan reddine karar verilmesi sonuç ve kanaatine varılmakla aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme. (2) Alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır.(3) Satıcı, alıcıya aynı malın ayıpsız bir benzerini hemen vererek ve uğradığı zararın tamamını gidererek seçimlik haklarını kullanmasını önleyebilir. (4)Alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir. (5)Satılanın değerindeki eksiklik satış bedeline çok yakın ise alıcı, ancak sözleşmeden dönme veya satılanın ayıpsız bir benzeriyle değiştirilmesini isteme haklarından birini kullanabilir." hükmünü haizdir. Cihazın başlık kısmının sökülmesi ve iade edilmemesi nedeniyle davalının sorumluluğu bulunmakta olup alıcının TBK'nın 227.m seçimlik haklarından birini kullanabileceği anlaşılmıştır. Alıcı 227/1-1 m.gereğince satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme hakkını kullanmıştır....
Sözleşmeden dönme halinde, TBK. m. 229/1-III ve II'de alıcıya ayıplı mal devrinden dolayı uğramış olduğu doğrudan zararları ile diğer (dolaylı) zararların giderilmesini isteme hakkı tanınmıştır. Ayrıca alıcının TBK. m. 227/II'ye göre genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı da bulunmaktadır. Mahkemece, yukarıda açıklanan esaslara göre, davacı alıcının sözleşmeden dönme isteminin kabulü ile varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde bedelden indirim kararı verilmesi doğru olmamış mahkeme kararının bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı lehine BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 30.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 05/11/2019 NUMARASI : 2019/244 ESAS - 2019/1218 KARAR DAVA KONUSU : Sözleşmeden Dönme ve Bedel İadesi KARAR : İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK'nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı dava dilekçesinde özetle; Davalıdan 34 XX 739 olan şu andaki plakası 34 XX 623 Plaka sayılı renault marka 2005 model aracı Bolu 5....
Bu durumda mahkemece, davacının akdin kendisinin kusuru olmaksızın ifasının imkânsız hale geldiği iddiası kanıtlanamadığı, davalı arsa sahibinin davacı yetkilisine verdiği vekâletnamedeki yetkilerini kullanmaması için vekâletten azletmesi, sözleşmeden dönme niteliğinde olmayıp tarafların sözleşmeden dönme konusunda iradeleri uyuşmadığı ve davacının TBK'nın 137 ve 138. maddelerine göre bir talebi de bulunmadığında davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme sonucu kısmen kabulü doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur....
Dava ayıptan doğan hakların kullanılmasına ilişkin olduğundan mahkemece yapılması gereken öncelikle ayıbın açık veya gizli olup olmadığı tespit edilerek süresinde ayıp ihbarında bulunulup bulunulmadığının belirlenmesi, süresinde ayıp ihbarında bulunulmuş ve zamanaşımı süresi de dolmamışsa (zamanaşımı definde bulunulduğundan) sözleşmeden dönme hakkının kullanılmasının dosya kapsamına ve duruma göre hakkaniyete uygun olup olmadığının değerlendirilmesi, durum sözleşmeden dönmeyi haklı kılıyorsa bu talebe göre, durum sözleşmeden dönmeyi haklı kılmıyorsa satış bedelinden indirime gidilerek, sonucuna göre bir karar vermekten ibaretken yazılı gerekçeyle ve eksik incelemeyle karar verilmesi doğru olmadığından bu husus her iki davalı yararına bozmayı gerektirmiştir. 3- Kabule göre de davanın görülmesi sırasında ve hüküm fıkrasında nisbi harcın davalılardan alınmasına dair karar verilmemiş olması doğru olmamıştır....
Dava ayıptan doğan hakların kullanılmasına ilişkin olduğundan mahkemece yapılması gereken öncelikle ayıbın açık veya gizli olup olmadığı tespit edilerek süresinde ayıp ihbarında bulunulup bulunulmadığının belirlenmesi, süresinde ayıp ihbarında bulunulmuş ve zamanaşımı süresi de dolmamışsa (zamanaşımı definde bulunulduğundan) sözleşmeden dönme hakkının kullanılmasının dosya kapsamına ve duruma göre hakkaniyete uygun olup olmadığı değerlendirilmesi, durum sözleşmeden dönmeyi haklı kılıyorsa bu talebe göre, durum sözleşmeden dönmeyi haklı kılmıyorsa nisbi yönteme göre bedel tazminatı belirlenip sonucuna göre bir karar vermekten ibaretken yazılı gerekçeyle ve eksik incelemeyle karar verilmesi doğru olmadığından bu husus her iki davalı yararına bozmayı gerektirmiştir. 3- Kabule göre de davanın görülmesi sırasında ve hüküm fıkrasında nisbi harcın davalılardan alınmasına dair karar verilmemiş olması doğru olmamıştır....
İşsahibinin genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır. Eser, işsahibinin taşınmazı üzerinde yapılmış olup, sökülüp kaldırılması aşırı zarar doğuracaksa işsahibi, sözleşmeden dönme hakkını kullanamaz." hükmü düzenlenmiştir....
Dairemizin ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun yerleşik karar ve içtihatları uyarınca sözleşme kapsamında ödenen bedelin iadesi talep edilmiş olmakla sözleşmeden dönüldüğünün kabulü gerektiği, seçimlik hak kullanıldıktan sonra bundan dönülmesi ve sözleşmeden dönen davacının tapu iptâl ve tescil talebinde bulunması mümkün olmadığından davanın reddine karar verilmesi yerine yanlış değerlendirme sonucu davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, temyiz eden davalı yararına bozulması uygun bulunmuştur..." denilerek, sözleşmenin geçmişe etkili olarak sona erdirme iradesinin sözleşmeden dönme olduğu ifade edilmiştir. 818 sayılı Borçlar Kanununda hemen hiçbir yerinde "dönme" sözcüğü kullanılmayarak, bütün dönme hükümleri "fesih" kelimesiyle çevrilmişti....