Dava konusu olayda, davacı tercih hakkını öncelikle bedel iadesi, olmadığı takdirde aracın yenisi ile değiştirilmesi olarak kullanmışsa da, daha sonra 19.09.2006 tarihli ıslah dilekçesi ile aracın geçirmiş olduğu trafik kazası ve pertotal işlemi nedeniyle aracı iade etmesinin mümkün olmadığını bildirerek, satış bedelinden sigorta şirketinden almış olduğu tazminat miktarını mahsup ederek kalan 5.075,00 YTL'nin ödetilmesini istemiştir....
Dava, ayıplı araç satışından kaynaklanan bedel iadesi istemine ilişkindir. Dosyanın incelenmesinde davanın 11.10.2012 tarihinde davacı tarafından sunulan dava dilekçesi ile açılmış olduğu, davacının daha sonra dosyaya sunduğu deliller ekinde 18.10.2012 tarihli servis fişinin de bulunduğu ve davalıların davacı tüketicinin dava açıldıktan sonra bu tarihte yetkili servis istasyonunda dava konusu otomobilin airbaginin değiştirilmek suretiyle tamir edilmiş bulunduğu ve bu haliyle davacı tüketicinin seçimlik hakkını dava tarihinden sonra tamirden yana kullanmak suretiyle tüketmiş bulunduğu savunmasını da ileri sürdükleri görülmüştür. Öte yandan; ilk derece yargılama makamınca hükme esas alınan bilirkişi asıl ve ek raporlarının incelenmesinde ayıplı olduğu öne sürülen bu airbag ünitesinin halen arızalı/ayıplı olduğuna dair bir belirleme de yapılmadığı anlaşılmaktadır....
Davacı ..., 05.03.2009 tarihinde açtığı bu dava ile ayıplı işler nedeniyle bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme talebinde bulunmuştur. 4 nolu bağımsız bölümde işçilik ve malzeme hatalarından kaynaklanan açık ve gizli ayıplar bulunduğu bilirkişi raporu ile tespit edilmiştir. Davacı ...’in dairenin tesliminden itibaren 30 gün içerisinde açık ayıplar yönünden herhangi bir ihbarda bulunmadığı ve ihbar koşulunun yerine getirilmediği açık olduğu gibi mahkemenin de kabulündedir. Mahkemece, gizli ayıplar için zaman aşımı süresinin 5 yıl olduğu, davacının bu süre içinde 4077 sayılı tasanın 4. maddesindeki haklarından sözleşmeden dönme hakkını kullanabileceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Bilirkişi raporuna göre, gizli ayıp olarak nitelendirilen ayıplar ilk yağışlı havalarda ortaya çıkabilecek niteliktedir. Öyle olunca, teslimden sonraki ilk yağışlı havalarda gizli ayıpların davacı ... tarafından öğrenildiğinin kabulü gerekir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, tüketicinin taraf olduğu ayıplı araç satım sözleşmesi uyarınca sözleşmeden dönme ve satış bedelinin iadesi istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır....
ve satış bedelinin iadesi talep edilmekle dava dilekçesinin sözleşmeden dönme beyanı yerine geçtiği ve sözleşmenin dönme ile sona erdirilmesini sağladığı, yukarıda atıf yapılan yargı içtihadının da bu yönde olduğu ve satım sözleşmesine de uygulanabileceği, tüm bu sebeplerle taraflar arasındaki sözleşmenin ayıp nedeniyle davacının (dava dilekçesi ile) dönme yönünde seçimlik hakkını kullanması ve bu beyanın dava dilekçesinin tebliği ile davalıya yöneltilmiş olması nedeniyle sona erdiği, yine bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere dava konusu cihazdan davacının mevcut durumu itibariyle yararlanmasının mümkün olmaması nedeniyle davacının sözleşmeden dönme seçimlik hakkını kullanmasının somut olayda dürüstlük kuralına ve hakkaniyete uygun olduğu, tarafların birbirinden aldığı/verdiği edimleri geri iade etmesi/alması gerektiği kanaatine varılmış, davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
ve satış bedelinin iadesi talep edilmekle dava dilekçesinin sözleşmeden dönme beyanı yerine geçtiği ve sözleşmenin dönme ile sona erdirilmesini sağladığı, yukarıda atıf yapılan yargı içtihadının da bu yönde olduğu ve satım sözleşmesine de uygulanabileceği, tüm bu sebeplerle taraflar arasındaki sözleşmenin ayıp nedeniyle davacının (dava dilekçesi ile) dönme yönünde seçimlik hakkını kullanması ve bu beyanın dava dilekçesinin tebliği ile davalıya yöneltilmiş olması nedeniyle sona erdiği, yine bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere dava konusu cihazdan davacının mevcut durumu itibariyle yararlanmasının mümkün olmaması nedeniyle davacının sözleşmeden dönme seçimlik hakkını kullanmasının somut olayda dürüstlük kuralına ve hakkaniyete uygun olduğu, tarafların birbirinden aldığı/verdiği edimleri geri iade etmesi/alması gerektiği kanaatine varılmış, davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
K A R A R Davacı davalıdan 07.12.2009 tarihinde sözleşme ile araç satın aldığını aracın arıza çıkardığını ve ayıplı olduğunu belirterek, araç bedelinin en yüksek faiziyle iadesini maddi ve manevi zaralarının davalıdan tazminine karar verilmesini istemiştir. Davalılar aracın ayıplı olmadığını Lpg sisteminden kaynaklanan ve giderilebilir nitelikte bir arızanın olduğunu davacının taleplerini haksız olduğunu belirterek davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir....
"belirtmişlerdir 4822 Sayılı Yasa ile değişik 4077 Sayılı Yasanın 4.md.sinde “ayıplı mal ambalajında, etiketinde tanıtma ve kullanma kılavuzunda yada reklam ve ilanlarında yer alan satıcı tarafından bildirilen veya standardında veya teknik kuralında tespit edilen nitelik veya niteliğini etkileyen niceliğine aykırı olan yada tahsis veya kullanım amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikleri içeren mallar ayıplı mal” olarak tarif edilmiştir. Aynı maddenin 2 fıkrasında ise ayıplı mal tüketicinin bedel iadesini içeren sözleşmeden dönme malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi yada ücretsiz onarım isteme hakkına sahip olduğu açıklanmaktadır. Satıcı tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür” hükmü mevcuttur....
Öncelikle, konu ile ilgili yasal düzenlenmelerin incelenmesi gerekir: 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 4822 sayılı Kanunla değişik "Ayıplı Mal" başlıklı 4. maddesi; “Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda ya da reklam ve ilanlarında yer alan veya satıcı tarafından bildirilen veya standardında veya teknik düzenlemesinde tespit edilen nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan ya da tahsis veya kullanım amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar, ayıplı mal olarak kabul edilir. Tüketici, malın teslimi tarihinden itibaren otuz gün içerisinde ayıbı satıcıya bildirmekle yükümlüdür. Tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir....
Ayıplı maldan doğan doğrudan zararının giderilmesi. Satıcı, kendisine hiçbir kusur yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alıcının diğer zararlarını da gidermekle yükümlüdür. Yasal düzenlemeler kapsamında somut olayın değerlendirilmesinde; Davalı tarafından, davacıya satılan baskı makinesinin ayıplı olduğu, malın baştan ayıplı satıldığı ve ayıbın sonradan parça değişimi ve tamiratlar ile giderilemediği, bu kapsamda davacı alıcının sözleşmeden dönme hakkının bulunduğu, davacının bu hakkını kullanarak, işbu davada, malı iade ederek mal için ödemiş olduğu bedeli ve malın tamiri için yapılmış olan masrafları talep ettiği, davacının TTK'nın 229....