Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 30/10/2007 tarihinde kesinleşen, 2006/360 esas, 2007/340 karar sayılı ilamı ile taşınmazın tapu kaydına bağış ve satılamaz kaydı işlendiğini, davalının taşınmazda gösterdiği dispanser faaliyetlerinin azaltılarak 2012 yılında sonlandığını, mevcut hali ile taşınmazın bağışlayanın arzusuna uygun olarak kullanıldığından bahsedilemeyeceğini ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile mirasçılar adına tescilini istemişlerdir....
Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 17/05/2011 NUMARASI : 2009/75-2011/332 Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Davacı vekili, müvekkili ile davalı ... Gıda İnş. Petrol Tekstil Ürünleri Sanayi ve Tic. A.Ş. arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince arsa paydaşı olan müvekkilinin tüm edimlerini yerine getirdiğini ancak davalı yüklenicinin edimini yerine getirmediğini ileri sürerek, sözleşmeden doğan hakları karşılığı müvekkili adına isabet eden dükkanların tapu kaydının iptali ile adına tescilini talep ve dava etmiştir. Davalı ....Gıda İnşaat Petrol ve Tekstil Ürünleri San. ve Tic....
kaydının alıcıdan gizlendiği ve bu satışın gizli ayıplı satiş olduğu, davacı ile yapılan satış sözleşmesindeki anlaşılan bedelin aracın ayıpsız olması halinde belirlenen 65.000,00 TL ye yakın bir tutar üzerinden belirlenerek satışın 64.000,00 TL üzerinden gerçekleştirilerek ayıbın gizlendiği, davalının davacıya ayıplı mal satışında bulunduğu, Yargıtay İçtihatlarına göre davacı araç satın almasından önce satın alacağı aracın durumunu araştırmak zorunda olmadığı, satıcı aracın açık veya gizli ayıbını açıkça bildirmek zorunda olduğunun bildirildiği, eğer araç satın alındıktan sonra bahse konu gizli ayıp ortaya çıkarsa davacının bedel indiriminde bulunma hakkının olduğunun belirtildiği, bu yüzden yukarıda da belgelendiği gibi dava konusu aracın ağır hasar kaydının olması ve bu ağır hasar kaydının davacıdan gizlenmesi sebebiyle de davalının kusurlu olduğu, hazırlanan raporun gerekçeli, denetime elverişli ve hükme esas alınabilir nitelikte olduğu, davacının ilk talebi her ne kadar sözleşmeden...
İlgili Hukuk 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un 30 uncu maddesi; "..(3) Tüketicinin mal veya hizmet tedarikine ilişkin sözleşmeden cayması ve buna ilişkin bildirimin cayma süresi içinde ayrıca kredi verene de yöneltilmesi hâlinde, bağlı kredi sözleşmesi de herhangi bir tazminat veya cezai şart ödeme yükümlülüğü olmaksızın sona erer. (4)Bağlı kredilerde, mal veya hizmet hiç ya da gereği gibi teslim veya ifa edilmez ise satıcı, sağlayıcı ve kredi veren, tüketicinin satış sözleşmesinden dönme veya bedelden indirim hakkını kullanması hâlinde müteselsilen sorumludur. Tüketicinin bedelden indirim hakkını kullanması hâlinde bağlı kredi de bu oranda indirilir ve ödeme planı buna göre değiştirilir. Tüketicinin sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, o güne kadar yapmış olduğu ödemenin iadesi hususunda satıcı, sağlayıcı ve kredi veren müteselsilen sorumludur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Miras Taksim Sözleşmesine Dayalı Tapu İptali Ve Tescil Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. K A R A R Davacılar vekili, dava konusu 3 nolu bağımsız bölümün ortak murisleri ... adına kayıtlı olması gerekirken ... adına kaydedildiğini, taşınmazın davacılar ve davalının eşi ...'ın annesi ... adına kaydedileceği konusunda anlaşıldığını, buna karşı davalının eşi olan ...'a devir yapıldığını, onun da eşi davalıya devrettiğini belirtip tapu iptali ve tescile karar verilmesini istemiştir . Davalı, davanın reddini savunmuştur . Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Uyuşmazlık, ayıp ihbarının süresinde olup olmadığı, zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediği, imalat ayıplı ise davacının sözleşmeden dönme hakkını kullanmasının somut olaya uygun olup olmadığı, dönme kanuna uygun değilse bu halde eksik ve ayıplı imalattaki eksikliklerin giderilmesinin bedelinin ne olacağı, davacıya iadesi gereken bedelin ne olduğu noktasındadır....
Tüketicinin seçimlik hakkını hangi yönde kullandığı hususunda tereddüt var ise de, davacıya bu talebi hakkında değişim hakkını mı, ya da sözleşmeden dönme hakkını mı kullanacağı hususu açıklattırılmak suretiyle sonuca gidilmesi gerekir. Somut olayda ilk derece mahkemesince araca yapılan masrafların ve değer kaybının tahsiline verilmiş ise de davacı tüketicinin seçimlik hakkını sözleşmeden dönme ve tazminat yönünde kullanmış olduğunun kabulü gerekir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır. Uyuşmazlığın sözleşmeden dönme ve araç bedelinin iadesi yönünde çözülmesi gereklidir. Davacı vekili araç satış bedelinin noter senedindeki satış bedelinden fazla olduğunu bildirmiş ve buna dair delillerini bildirmiştir. Mahkemece davacının araç satış bedelinin daha fazla olduğuna dair deliller toplandıktan sonra sonucuna göre karar vermesi gerekir....
Davalı T4 vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle görev ve yetki itirazında bulunarak; müvekkilin abisi ve diğer davalı T6'nun yanında çalıştığını, oto galeri işi yapmadığını, dava konusu ikinci el aracın satışı için siteye ilan verdiğini, davacının araç satış sözleşmesiyle aracı satın aldığını, aracın ekspertiz incelemesinden kusursuz olarak çıktığını, davacının kendi hatasıyla şansımanı bozduğunu, müvekkil ve abisi ve diğer davalı T6'nun Marda Oto Expertiz ile bir bağının bulunmadığını beyan ederek davanın reddini istemiştir. Davalı T6 vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle görev ve yetki itirazında bulunarak, davacının iddiasının kötüniyetli olduğunu, aracın müvekkile ait olmadığını, bu sebeple kendisine ait olmayan aracın ya da kardeşinin borç ve alacaklarından sorumlu tutulamayacağının aşikar olduğunu beyanla davanın reddini istemiştir....
O halde, mahkemece, davalı tarafça öne sürülen boya kalınlığı üst limit değeri nazara alınmaksızın, bu konuda rapor düzenlemeye ehil ve donanımlı bir Üniversiteden, konularında uzmanların bulunduğu, (özellikle kimya mühendisi) akademik kariyere sahip 3 kişilik bilirkişi kurulundan, tüm dosya kapsamı değerlendirilmek suretiyle, yukarıda işaret edilen noktalar bakımından, teknik verileri gösterir, bu verileri yorumlar mahiyette ve bu yorumların nedenlerini açıklayıcı, taraf, Mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli, taraf itirazlarını karşılar nitelikte rapor alınmalı; bu rapor alınırken var ise araçtaki boya kalınlığının araç üzerinde oluşturacağı değer kaybının tespiti de istenerek, ortaya çıkan sonuca göre, yalnızca lokal bir bölgede yer alan boya kalınlığının sözleşmeden dönme ve bedel iadesini gerektirip gerekmediği husunda değerlendirme yapılması suretiyle tüketicinin yasa ile düzenlenmiş bulunan seçimlik haklarını kullanırken objektif iyiniyet kuralları içerisinde hareket etmek zorunda...
TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 19/03/2021 NUMARASI : 2018/646 ESAS, 2021/188 KARAR DAVA KONUSU : Sözleşmeden Dönme ve Ödenen Bedelin İadesi KARAR : Taraflar arasındaki davada; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulduğundan ve sonrasında istinaftan feragat edildiğinden, dosyanın tevdi edildiği Dairemiz Üye Hakimi Arzu Kendir tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda; GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı yüklenici-satıcı tarafından davacıya teslimi gerçekleştirilen ayıplı taşınmaz nedeniyle sözleşmeden dönme, ayıplı dairenin davalıya iadesi ve taşınmaz satış bedelinin güncel değeri ile davacının mahrum kaldığı kira gelirinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir....