Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda, davacı, 27.12.2010 tarihinde satın aldığı aracının kilometresi ile oynanmış ve hasarlı olması nedeniyle ayıplı olduğunu iddia ederek satış bedelinin iadesi ya da ayıplı araç satılması nedeniyle 4.000,00 TL. nin davalıdan tahsili için eldeki davayı açmıştır. Davalı bedel iadesi şartlarının oluşmadığını savunmuştur. Mahkemece, dava konusu ayıbın sadece aracın km'sinin indirilmesinden kaynaklandığı, sözleşmeden dönme yerine semenin indirilmesinin hakkaniyete daha uygun olduğu ve buna göre davacının zararının 1.500,00 TL olduğu, davacının diğer taleplerinin yerinde olmadığı gerekçesiyle sözleşmeden dönerek bedelin iadesi talebininin reddine karar verilmiştir. Alınan bilirkişi raporunda dava konusu aracın kilometresinin indirilmiş olması nedeniyle gizli ayıplı olarak satıldığı tespit edilmiştir. Satıcı ayıpların varlığını bilmese bile bundan davacıya karşı sorumludur. Davalı satıcının ayıba karşı tekeffül borcu bulunmaktadır....

    Somut olayda aracın gizli ayıplı olduğu, davacının seçimini bedel iadesi yönünden kullandığı açıktır.Yeni alınan bir araçta bu denli çok arızanın meydana gelmesinin araçtan beklenilen faydayı ve sürekli kullanımı engeller nitelikte bulunduğu, bu nedenle davacının sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebinin yerinde olduğu, Mahkemece de bu ilkeler dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir. Dairemizce yapılan değerlendirmede; davaya konu aracın gizli ayıplı olduğu ve süresinde ayıp ihbarının yapıldığı, davacının sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebinde bulunduğu, ilk derece mahkemesinin kabul kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddî olay ve hukukî değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, bu suretle davalı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b-1 maddesi hükmü gereğince esastan reddine karar verilmiştir....

      Somut olayda aracın gizli ayıplı olduğu, davacının seçimini bedel iadesi yönünden kullandığı açıktır.Yeni alınan bir araçta bu denli çok arızanın meydana gelmesinin araçtan beklenilen faydayı ve sürekli kullanımı engeller nitelikte bulunduğu, bu nedenle davacının sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebinin yerinde olduğu, Mahkemece de bu ilkeler dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir. Dairemizce yapılan değerlendirmede; davaya konu aracın gizli ayıplı olduğu ve süresinde ayıp ihbarının yapıldığı, davacının sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebinde bulunduğu, ilk derece mahkemesinin kabul kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddî olay ve hukukî değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, bu suretle davalı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1- b-1 maddesi hükmü gereğince esastan reddine karar verilmiştir....

      Noterliği ... yevmiyeli araç satış sözleşmesi ile ... plakalı ... model aracı davalılardan satın aldığını, müvekkili daha önce birden ... araç satın aldığından davaya konu araç için de davalı şirkete güvenerek internet sitesindeki ihale ilanındaki fotoğraflara bakarak görüp teklifte bulunduğunu, teklifi uygun görüldüğünü ve aracı satın aldığını, araç müvekkilinin dükkanına geldikten sonra incelendiğini ve araçta bazı problemlerin olduğunu anladığını, bu sebeple uzman Makine Mühendisi bilirkişisine aracını incelettiğini ve ... plakalı otomobilin Şase ve Motor numaraları ile araç gövdesi ve üzerindeki motor belgeleri ile uyumlu olmadığını, model aksesuar ve kozmetik özelliklerinin farklı olduğunu, araç plaka tescil ve belgelerinin aracı olmadığını ayrıca aracın piyasada cenç (change) olarak tabir edilen araçlardan olduğunu öğrendiğini, müvekkiline satılan ... plakalı aracın ayıplı ticari mal satışından dolayı TTK da bulunan sözleşmeden dönme ve satış bedeli olan 25.000,00 TL'nin 28/04/2021...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı vekili, davacının 78 yaşında okuma-yazması bulunmayan hasta ve yaşlı bir kadın olduğunu, evlat edindiği kızı ve damadı ile birlikte yaşarken yeğeni olan ... ile karısı olan davalı ... tarafından kendi evlerine götürülüp ölünceye kadar bakma akti yaptırıldığını, ancak davacıya davalı tarafından bakılmadığını ileri sürerek 928, 930, 1977, 1611 ve 1913 parsel sayılı taşınmazların tapusunun iptali ile davacı adına tescilini istemiştir. Davalı, iddiaların doğru olmadığını, sözleşmeden dönme koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalının yapılan akit gereği üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar vermiştir....

          Eldeki davada davacının sözleşmeden dönme hakkını kullanması nedeniyle, ayıbın niteliğine göre sözleşmeden dönme hakkının kullanılmasının tarafların hak ve menfaatleri gözetilerek aşırı bir dengesizliğe neden olup olmayacağının, bunun yerine ücretsiz onarım veya satış bedelinden indirim yapılmasının taraflar arasındaki hak ve menfaat dengesine daha uygun olup olmayacağının değerlendirilmesi gerekmektedir....

            sözleşmeden dönme iradesini davalı tarafa noter aracılığıyla bildirdiğini ve 256,26 TL noter masrafı yaptığını ileri sürerek davacı müvekkilinin sözleşmeden dönme hakkını kullandığı gözetilerek 169.920,00 TL sözleşme bedelinin 15/05/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte istirdatı ile sözleşme konusu aracın davalı tarafa iadesine, sözleşmeden haklı sebeple dönen davacı şirketin uğradığı 1.613,26 TL zararın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyli birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

              bütün filtreler, klima, alternatör kayışı değiştirildiği'' anlaşılmaktadır.Yine mahkemece keşif yapılarak araç incelenmiş, aracın göstergesinde 123.732 km sürüş yapmış olduğu, davacının, özellikle araçtan ıslık sesi ve motordan uğultu sesi geldiği şikayetinin devam ettiği hususunda, aracı çalıştırmak ve araç sürüşü esnasında yapılan incelemede heyetin kesin bir tespit yapamamış ve bunu doğrulayamamış olduğu, bunun yanında davacının motorun yakıt eksilttiği şikayetinin de bulunduğu, ancak yapılan bu inceleme metodu ile bu şekildeki araç üzerinde görsel incelemeyle belirlenemeyeceği değerlendirmesi yapılmıştır....

                HMK nun ihtiyati tedbir kararma itiraz başlıklı 394. maddesinin 3. fıkrasında | İhtiyati tedbir kararının uygulanması sebebiyle menfaati açıkça ihlal edilen üçüncü kişiler de ihtiyati tedbiri öğrenmelerinden itibaren bir hafta içinde ihtiyati tedbirin şartlarına ve teminata itiraz edebilirler." hükmü yer almaktadır. Doğaldır ki davacının iddiasında haklı olup olmadığı yargılama sonunda tüm deliller toplandıktan, incelendikten ve değerlendirildikten sonra ortaya çıkacak ve davacının terditli talepleri hakkında karar verilecektir. Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan iş bu davada yüklenicinin temlikine dayalı tapu iptali ve tescili, tescil mümkün olmaz ise sözleşmenin iptali ve ödenen bedel ile müspet zararın tazmini ve ödemelerin durdurulması şeklinde terditli taleplerde bulunulmuştur....

                Hafta yüksek kırmızı " olarak özelliklerinin belirtildiği, taşınmazın davacıya tapu kaydına göre 03/09/2015 tarihinde tescil edildiği anlaşılmaktadır. 6502 sayılı yasanın 50. maddesinde, devretatil sözleşmesi düzenlenmiş olup taraflar arasındaki hukuki ilişki bu sözleşme kapsamındadır. Davacı sözleşme kapsamındaki tüm edimlerini yerine getirmiştir. Maddenin 9. fıkrasında "devretatile konu taşınmazın ön ödemeli satılması durumunda devir veya teslim tarihine kadar tüketicinin herhangi bir gerekçe göstermeden sözleşmeden dönme hakkı vardır. Devre tatil ve uzun süreli tatil sözleşmeleri hizmetin kullanıldığı tarihe kadar askıda kalan bir hizmet sözleşmesidir. Kullanma ve muayene şartının gerçekleşmesine kadar davacının her zaman için sözleşmeden dönme ve bedel iadesini talep etme hakkı mevcut olup, tapu devrinin gerçekleşmesi de kullanımın gerçekleştiği anlamını taşımaz."...

                UYAP Entegrasyonu