Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki sözleşmeden dönme ve tazminat davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen hüküm davalılardan ... Bankası A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Söz konusu dosya incelenmiş olup, temyiz harca tabi olup hükmü temyiz eden davalı .... vekili tarafından nispi temyiz harcı alındığına ilişkin kayıt ve belge dosyada yer almamaktadır. Harç alınmadan temyiz defterine kaydedilen temyiz dilekçeleri hakkına HUMK'nun 434/3 fıkrasında öngörülen, eksik harç ödenmesi halinde yapılacak işlemle ilgili kuralın benzetme yoluyla uygulanacağı 25/01/1985 tarihli ve 5/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında benimsendiğinden, anılan Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca işlem yapılmasından sonra yeniden Dairemize gönderilmesi üzere dosyanın MAHKEMESİNE İADESİNE, 20/10/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
Bilirkişi kurulu 30/12/2021 tarihli ek raporları ile yapılan değerlendirme ile özetle; nihai takdir ve değerlendirmesi mahkemeye ait olmak üzere; Daha önceki bilirkişi kök raporunda açıklanan hususlar doğrultusunda, görüşlerinde bir değişiklik olmadığı, Türk Borçlar Kanunu'nun 125.maddesinde; Temerrüde düşen borçlu, verilen süre içinde, borcunu ifa etmemişse veya süre verilmesini gerektirmeyen bir durum söz konusu ise alacaklı, her zaman borcun ifasını ve gecikme sebebiyle tazminat isteme hakkına sahiptir. Alacaklı, ayrıca borcun ifasından ve gecikme tazminatı isteme hakkından vazgeçtiğini hemen bildirerek, borcun ifa edilmemesinden doğan zararın giderilmesini isteyebilir veya sözleşmeden dönebilir. Sözleşmeden dönme hâlinde taraflar, karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulurlar ve daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebilirler....
Mahkemece, davaya konu olan ürünün satın alındığı 07/04/2014 tarihinde yürürlükte bulunan 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun ayıplı mal başlıklı 4. maddesine göre ürünün iadesiyle sözleşmeden dönme ve bedelinin tahsili taleplerinin satıcı firmadan talep edilmesi gerektiği, dava dosyasında ise ithalatçı olan firmadan talep edildiği anlaşıldığından, davanın husumet sebebiyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, eldeki dava ile ayıplı motorsikletin iadesi ile ödediği bedellerin tahsili istemine yönelik eldeki davayı açmıştır....
Bu durumda davacının peşin ödediği kira bedellerinin geri verilmesini istemekle B.K.nun 106. madddesindeki seçimlik hakkını (yetkisini) sözleşmeden dönme yolunda kullandığının kabulü gerekiir. Davacı kiracı sözleşmeden dönmekle, bu sözleşme ilişkisi geçmişe etkili olarak ortadan kalkmıştır. Dönme hakkı bozucu yenilik doğuran haklardandır. Gerçekten bu yetkinin kullanılması var olan bir hukuksal ilişkiyi ortadan kaldırır. Dönme ile sona eren sözleşme ilişkisi artık sonuç doğurmayacağı gibi önceden doğmuş borçlarda son bulacağından yanların bozmadan önce birbirlerine verdikleri şeyler var ise bunların karşılıklı olarak geri verilmesi gerekir. Açıklanan bu nedenle davacı kiracı döndüğü kira sözleşmesine dayanarak, davalı kiralayana tüm verdiklerini geri istemekle haklıdır....
Alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır. Satıcı, alıcıya aynı malın ayıpsız bir benzerini hemen vererek ve uğradığı zararın tamamını gidererek seçimlik haklarını kullanmasını önleyebilir. Alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir. Satılanın değerindeki eksiklik satış bedeline çok yakın ise alıcı, ancak sözleşmeden dönme veya satılanın ayıpsız bir benzeriyle değiştirilmesini isteme haklarından birini kullanabilir." şeklinde düzenleme yapılmıştır. Somut olayda, dosya kapsamına göre güvenin satış ve teslim tarihinden önce yavrusunu attığı, sözleşme gereği güvenin gebe olması gerektiğinden edimin ayıplı olduğu sabittir. Davacı alıcı, sözleşmeden dönmediğine göre, menfi zarar kapsamında olan güve için yaptığı masrafları talep etmesi mümkün değildir....
Mahkemece, davacının açtığı itirazın iptali davasının dava şartı yokluğundan reddine, davanın esası hakkında karar verilmediğinden, davalının tazminat isteminin reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, davacının davalıdan satın aldığı devre mülklerin tapusunun teslim edilmesine rağmen, kullanıma hazır hale getirilmemesi nedeniyle, sözleşmede belirtilen cezai şart bedeli isteminden kaynaklanmaktadır. Oysa ki, mahkemece bu talep sözleşmeden dönme ve ödenen bedelin iadesi olarak algılanmış ve verilecek kararla tapu iptal ve tescil hükmü kurulması gerektiğinden, kesin yetkili mahkemenin sözleşmenin yapıldığı ve taşınmazların bulunduğu ... mahkemeleri olduğu düşünülerek, yetkisiz Sivas İcra Dairesinde takip yapılmış olması nedeniyle, dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir....
Davacılar vekili, ---- tarihinde belirsiz alacak ve manevi tazminat taleplerini açıklamaya yönelik dilekçe sunduğu anlaşılmıştır. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın belirsiz alacak davası olmadığını, açılan davanın miktarı biliniyor veya tespit edilebiliyorsa böyle bir dava açılamayacağını, manevi tazminat şartlarının oluşmadığını ve manevi tazminat yönünden zamanaşımına uğradığını, eksik harcın tamamlatılması gerektiğini, adli müzaheret talebiyle ilgili koşulların oluşmadığını, sözleşmenin---- tarihinde tarafların karşılıklı ferih, irade ve beyanlarıyla feshedildiğini, tüm hukuki sonuçları ile ortadan kalktığını, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacılara yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/318 KARAR NO : 2023/268 DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 01/04/2022 KARAR TARİHİ : 30/03/2023 KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 11/04/2023 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında 23.10.2019 tarihinde ... tarihleri arasında yapılması planlanan ....Fuarına katılım için sözleşme imzalandığını, ancak fuarın planlanan tarihlerde yapılamadığını, pandemi önlemlerinin azaltıldığı dönemde de fuar organizasyonunun düzenlenmediğini, önlemlerin azaltılmasıyla birlikte fuar yapma olanağı oluşması hatta geçen süre içinde farklı organizatörler tarafından fuarların yapılmasına rağmen davalı tarafın herhangi bir fuar girişiminde bulunmayıp sürekli olarak tarih erteleme suretiyle borcunu yerine getirmediğini, bu sebeple sözleşmeden dönme...
dönme koşullarının oluşup oluşmadığı huşusu: davacının davalıdan sözleşme bedelinin ve şimdilik ---- sözleşmede belirtilen aylık -----oranındaki faiziyle tahsiline yönelik taleplerinin uygun hükmedilmesi talebinin yerinde olmadığı; şöyle ki dosya kapsamındaki deliller kapsamında davacının sözleşmeyi ----- yönündeki pek çok beyanına açıkça anlaşılmasına rağmen davalının sözleşmeden dönme/sözleşmenin aleyhine sözleşmenin -------- tazminatın tahsili talebinin yerinde olmadığı rapor edilmiştir....
Tüketici hükümde belirtilen sözleşmeden dönme, satış bedelinin indirilmesi, aşırı masraflı olmadıkça ücretsiz onarım ya da mümkün ise misli ile değişim haklarından dilediğini kullanabilir. 6502 sayılı Kanunun m.83/1 hükmü uyarınca bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde genel hükümler uygulanır. Genel hüküm niteliğindeki 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun m.227/4 hükmüne göre alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir. Özellikle sözleşmeden dönme halinde tüketicinin bundan elde edeceği yarar ile bunun satıcıya getireceği zarar arasında bir oransızlık varsa ve ayıplı mal çok az giderle onarılabiliyorsa artık sözleşmeden dönmenin amaca aykırı olduğu kabul edilmektedir....