Şti. ile yapılan 20/04/2018 tarihli sözleşmeden doğan 5.672,30-TL,…Rest. İnş. Müh. - … Adi Ortaklığı ile yapılan 31/10/2017 tarihli sözleşmeden doğan 214.951,23-TL, … Oto San. ve Tic. A.Ş. ile yapılan 25/10/2017 tarihli sözleşmeden doğan 432,29-TL,… Danış. Ltd. Şti. ile yapılan 08/09/2017 tarihli sözleşmeden doğan 2.986,20-TL, … Oto San. Ltd. Şti. ile yapılan 25/09/2017 tarihli sözleşmeden doğan 861,26-TL, … Asansör San. ve Tic. A.Ş. ile yapılan 08/12/2016 tarihli sözleşmeden doğan 98,97-TL,,… Oto San. ve Tic. A.Ş ile yapılan 22/04/2017 tarihli sözleşmeden doğan 409,54 TL, … Oto San. ve Tic. A.Ş ile yapılan 16/12/2016 tarihli sözleşmeden doğan 637,06-TL, … Geoteknik Hiz. İnş. ve Tic. Ltd. Şti. ile yapılan 15/12/2016 tarihli sözleşmeden doğan 341,28-TL, … Dijital Medya İl. Dan. Ltd. Şti. ile yapılan 29/09/2016 tarihli sözleşmeden doğan 94,80 TL, … Mim. Mob. Tas. İnş. Ltd. Şti. ile yapılan 18/11/2016 tarihli sözleşmeden doğan 1.097,80 TL,… Bir Yapı Den. Ltd....
Aynı kanunun 10. maddesinde sözleşmeden doğan davalar için, sözleşmenin ifa edildiği veya davalı ya da vekilinin dava tarihinde orada bulunması kaydıyla, sözleşmenin yapıldığı yer mahkemesinin de yetkili olduğu, belirtilmiştir ki, bunlar da özel yetkiye ilişkin düzenlemelerdir. Davacı, davasını özel veya genel yetkili mahkemelerden herhangi birinde açabilir. Dava konusu olayda davacı, davalıya sattığı sütten doğan alacağının tahsili için takip başlatmış, başka bir ifade ile sözleşmeden kaynaklanan para alacağının ödetilmesini talep etmiştir. Borçlar Kanununun 73. maddesine göre sözleşmeden doğan para borcu, sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa, alacaklının ödeme zamanındaki ikametgahında ödenir. Alacaklı, bu para borcunun ödenmesi için kendi ikametgahında takip başlatıp dava açabilir....
Aynı kanunun 10. maddesinde sözleşmeden doğan davalar için sözleşmenin ifa edildiği veya davalı ya da vekilinin dava tarihinde orada bulunması kaydıyla, sözleşmenin yapıldığı yer mahkemesinin de yetkili olduğu belirtilmiştir, sözü edilen bu düzenlemeler özel yetkiye ilişkindir. Davacı, davasını özel veya genel yetkili mahkemelerden herhangi birinde açabilir. Dava konusu olayda davacı, sözleşme ve faturalardan doğan alacağının tahsili istemli olarak eldeki davayı açmıştır. Başka bir ifade ile sözleşmeden kaynaklanan para alacağının tahsilini talep etmiştir. Türk Borçlar Kanunu'nun 89. maddesinin 1. fıkrasına göre sözleşmeden doğan para borcu, sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa, alacaklının ödeme zamanındaki ikametgahında ödenir. Alacaklı, bu para borcunun ödenmesi için kendi ikametgahında takip başlatıp, dava açabilir. Dava konusu olayda alacaklı davacı para alacağının ödetilmesi için ikametgahı olan Ankara Asliye Hukuk Mahkemesinde alacak davasını açmıştır....
Davalı asil, dava dışı...adına kesim yaptığını, şirketin sözleşme koşullarını değiştirerek, kesimden arta kalan atıkları da kendisinin değerlendirmeye başladığını ve bu hususta 27.11.2013 tarihli ek sözleşme imzalandığını, bu sözleşmenin imzalanması ile davacı ile yaptığı sözleşmenin kendisi açısından konusuz kaldığını, sözleşmeden doğan edimi kusuru olmaksızın ifa edemediğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, iddia,savunma,toplanan deliller, yapılan yargılama doğrultusunda, sözleşmeden doğan edimin yerine getirilmesinde davalı açısından kusursuz imkansızlık halinin söz konusu olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı yan 29.08.2012 tarihli sözleşme uyarınca davalının tavuk atıklarını kendisine vermeyi taahhüt ettiğini, bu taahhüdünü yerine getirmemesi sebebiyle sözleşmeden doğan alacak ve cezai şart alacaklarını istediğini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Sözleşmeden Doğan Alacak DOSYANIN DAİREYE GELİŞ TARİHİ: 25.12.2017 K A R A R Dava, sözleşmeden doğan alacak isteğine ilişkindir. Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 14.01.2017 tarih ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 20.01.2017 günlü ve 2017/1 sayılı Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilip 27.01.2017 tarihli ve 29961 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.02.2017 günü yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (13.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 11.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Aynı kanunun 10. maddesinde sözleşmeden doğan davalar için sözleşmenin ifa edildiği veya davalı ya da vekilinin dava tarihinde orada bulunması kaydıyla, sözleşmenin yapıldığı yer mahkemesinin de yetkili olduğu belirtilmiştir, sözü edilen bu düzenlemeler özel yetkiye ilişkindir. Davacı, davasını özel veya genel yetkili mahkemelerden herhangi birinde açabilir. Dava konusu olayda davacı, sözleşme uyarınca davalının oğlunun kendisine ait öğrenci yurdundaki barınma ücretini ödemediği iddiasıyla davalıya karşı takip başlatmış, başka bir ifade ile sözleşmeden kaynaklanan para alacağının tahsilini talep etmiştir. Türk Borçlar Kanunu'nun 89. maddesinin 1. fıkrasına göre sözleşmeden doğan para borcu, sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa, alacaklının ödeme zamanındaki ikametgahında ödenir. Alacaklı, bu para borcunun ödenmesi için kendi ikametgahında takip başlatıp, dava açabilir....
Davalı vekili, müvekkilinin sadece 06/02/2009 tarihli genel kredi sözleşmesine kefil olduğunu, bu sözleşmeden doğan borcun asıl kredi borçlusu tarafından ödendiğini, davacı bankanın müvekkilinin imzasını içermeyen başkaca sözleşmelerden doğan kredi borcunu hukuka aykırı şekilde müvekkilinden tahsil etmeye çalıştığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama,toplanan deliller,benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacının icra takibinde 06/02/2009 tarihli genel kredi sözleşmesine dayandığı, bu sözleşmeden doğan borcun tamamen ödenmiş olduğu, dava dışı asıl borçlunun davacı banka ile 24.02.2012 tarihinde imzaladığı başka kredi sözleşmesi bulunmakta ise de davalının bu sözleşmede kefil sıfatıyla imzasının bulunmadığı, bu sözleşmeden doğan borçlardan dolayı davalının sorumluluğuna gidilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....
Taraflar arasında akdedilen finansal kiralama sözleşmesinin 28.1. maddesi “Sözleşmenin herhangi bir sebeple sona ermesi halinde, sözleşmeden doğan satın alma hakkını kullanmayan veya bu hakkı bulunmayan kiracı, kiralananı hasar ve gideri kendisine ait olmak üzere, kiralayanın uygun gördüğü yerde kiralayanın teslim ihbarından itibaren 5 (beş) gün içinde kiralayana iade ekmekle yükümlüdür. Kiralayan yaptığı ihbara rağmen kendisine teslim edilmeyen kiralananı bizzat geri almak için hasar ve gideri kiracıya ait olmak üzere her türlü fiili ve hukuki girişimde bulunabilir ve kiralananın iadesindeki gecikmeden doğan zararın tazminini kiracıdan talep edebilir “ 3226 Sayılı Finansal Kiralama Kanunu’nun 24. maddesi de; “ Sözleşme sona erdiğinde, sözleşmeden doğan satın alma hakkını kullanmayan veya bu hakkı bulunmayan kiracı finansal kiralama konusu malı derhal vermekle mükelleftir” hükümlerini içermektedir....
Aynı kanunun 10. maddesinde sözleşmeden doğan davalar için, sözleşmenin ifa edildiği veya davalı ya da vekilinin dava tarihinde orada bulunması kaydıyla, sözleşmenin yapıldığı yer mahkemesinin de yetkili olduğu belirtilmiştir ki bu da özel yetkiye ilişkin bir düzenlemedir. Davacı, davasını özel veya genel yetkili mahkemelerden herhangi birinde açabilir. Dava konusu olayda davacı davalı ile yaptığı ödünç sözleşmesine dayanarak alacağının ödenmediğinden bahisle sözleşmeden doğan para alacağının tahsilini istemiştir. Borçlar Kanununun 73. maddesine göre sözleşmeden doğan para borcu, sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa, alacaklının ödeme zamanındaki ikametgahında ödenir. Alacaklı, bu para borcunun ödenmesi için kendi ikametgahında dava açabilir....
- K A R A R - Dava, taraflar arasındaki bakım onarım sözleşmesinden doğan alacağın tahsili ve menfi tespit istemine ilişkindir.Menfi tespit ve alacak isteminin, taraflar arasındaki, asıl davada davacı-karşı davada davalıya ait ... adlı yatın, asıl davada davalı- karşı davada davacı şirket tarafından bakım ve onarımının yapılması hususunda imzalanan 30.01.2014 tarihli sözleşmeden kaynaklandığı, taraflar arasındaki sözleşmeden doğan alacak talebinin 6102 sayılı TTK'nın 1352/1. maddesi uyarınca doğan ve TTK'nın 5. kitabında yer alan alacağa ilişkin olduğu, bu nedenle davaya, Denizcilik İhtisas Mahkemesi'nin bakmakla görevli olduğu anlaşıldığından, mahkemece, işin esasına girilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde, yanılgılı gerekçeyle, davanın, mahkemenin görevsizliği nedeniyle usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....