Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 11.08.2009 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 28.12.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, sözleşme koşullarının yerine getirilmemesi sebebiyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davalılar, “sözleşme” başlıklı 27.10.2007 tarihli sözleşmeye konu borcun nakit ve taşınmaz mülkiyetinin aktarılması suretiyle ödendiğini, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, mülkiyet aktarımına ilişkin istemin reddine, kanıtlanan alacağa ilişkin davanın kısmen kabulü ile 5.020,00 TL’nin davalılardan ...’dan tahsiline karar verilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir....

    Mahkemece, taraflar arasında düzenlenen protokole göre tarafların şirket hissesi ve 7 parsel taşınmazın toplam 400.000 TL karşılığı devri borcunun düzenlendiği, protokolün 2. maddesine göre taşınmazlar üzerindeki petrol istasyonundaki şirket hisselerinin davalı tarafından devredildiği, 4. maddedeki düzenlemeye göre davacının 7 parsel taşınmazın devri için üzerine düşen 300.000 TL’ye yönelik ödeme yapmadığı ancak sözleşme sonrasında davalının devrettiği şirketin EPDK‘ya 120.000 TL borcunun olduğunun davacı tarafından öğrenildiği, bu durumu davacı sözleşme sırasında bilseydi sözleşmeyi yapmayacağı, buna göre davalının sözleşme öncesi sorumluluğunun bulunduğu, davacının tüm protokole göre yaptığı ödemelerin davacıya iadesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 105.158,77 TL’nin davacıya faiziyle birlikte iadesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

      Taraflar arasındaki araç mülkiyetinin devri olmazsa alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince araç tesciline ilişkin talebinin reddine, alacağa ilişkin talebin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince her iki tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü: Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir....

        Sigorta A.Ş. ise, dava konusu aracın sigortalı iken 5.7.1996 tarihinde çalındığını, şirket tarafından araç sahibine sigorta tazminatının ödendiğini, bu nedenle araç mülkiyetinin şirkete geçtiğini, davacının kendilerinden herhangi bir talepte bulunamayacağını savunarak, davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece, çalıntı aracın mülkiyetinin sigorta tazminatını ödeyen davalı ... Sigorta A.Ş.’ne geçmiş olması, diğer davalı ... ile de sözleşme ilişkisinin kanıtlanamaması nedenleriyle her iki davalı yönünden davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının davalılardan ......

          Yanlar arasındaki sözleşmenin 20/A ve 21/a maddeleri hükümlerince, davalı şirketin sözleşme süresinin sonunda, davacı idareye işin yürütülmesi için yapılmış ve yapılmakta olan tüm tesisleri, taşınır ve taşınmaz malları ve bunlar üzerindeki hakları tam çalışır olarak bedelsiz devretmesi gerekmektedir. Ancak, bu hükümler uyarınca davacı idareye devir edilmesi gereken taşınır taşınmaz mallar ve hakların devri için, ya sözleşmedeki imtiyaz süresinin dolmuş olması veya sözleşmenin taraflarından birince fesh edilmesi ve bu fesih işleminin kesinleşmiş olması gerekmektedir. Sözleşmeye göre imtiyaz süresi 19.10.2058 tarihinde dolacağından bu süre geçmeden taşınır ve taşınmaz mallar üzerindeki hakların devri, başka bir anlatımla kayıtlardaki 9.3.1998 tarihli sözleşme gereği davalı yararına konulan şerhlerin kaldırılması istenemez. Ne var ki; Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile davalı ......

            Yanlar arasındaki sözleşmenin 20/A ve 21/a maddeleri hükümlerince, davalı şirketin sözleşme süresinin sonunda, davacı idareye işin yürütülmesi için yapılmış ve yapılmakta olan tüm tesisleri, taşınır ve taşınmaz malları ve bunlar üzerindeki hakları tam çalışır olarak bedelsiz devretmesi gerekmektedir. Ancak, bu hükümler uyarınca davacı idareye devir edilmesi gereken taşınır taşınmaz mallar ve hakların devri için, ya sözleşmedeki imtiyaz süresinin dolmuş olması veya sözleşmenin taraflarından birince fesh edilmesi ve bu fesih işleminin kesinleşmiş olması gerekmektedir. Sözleşmeye göre imtiyaz süresi 19.10.2058 tarihinde dolacağından bu süre geçmeden taşınır ve taşınmaz mallar üzerindeki hakların devri, başka bir anlatımla kayıtlardaki 9.3.1998 tarihli sözleşme gereği davalı yararına konulan şerhlerin kaldırılması istenemez. Ne var ki; Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile davalı ......

              Yanlar arasındaki sözleşmenin 20/A ve 21/a maddeleri hükümlerince, davalı şirketin sözleşme süresinin sonunda, davacı idareye işin yürütülmesi için yapılmış ve yapılmakta olan tüm tesisleri, taşınır ve taşınmaz malları ve bunlar üzerindeki hakları tam çalışır olarak bedelsiz devretmesi gerekmektedir. Ancak, bu hükümler uyarınca davacı idareye devir edilmesi gereken taşınır taşınmaz mallar ve hakların devri için, ya sözleşmedeki imtiyaz süresinin dolmuş olması veya sözleşmenin taraflarından birince fesh edilmesi ve bu fesih işleminin kesinleşmiş olması gerekmektedir. Sözleşmeye göre imtiyaz süresi 19.10.2058 tarihinde dolacağından bu süre geçmeden taşınır ve taşınmaz mallar üzerindeki hakların devri, başka bir anlatımla kayıtlardaki 9.3.1998 tarihli sözleşme gereği davalı yararına konulan şerhlerin kaldırılması istenemez. Ne var ki; Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile davalı ......

                Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre, davacının davalıya ait ticari taksinin kullanım hakkını devir almak amacı ile aralarında 24.05.2001 tarihli adi yazılı sözleşme imzaladıkları, davacının bu sözleşme gereğince ödemiş olduğu bedelin iadesi için icra takibi yaptığı, aracın kullanım süresi sonunda davacı adına devri konusunda anlaşıldığı, çünkü tarafların mensup olduğu durakta bu şekilde bir teamülün oluştuğu, bu durumda resmi şekilde yapılmayan araç satış sözleşmesinin geçersiz olup, davacının sebepsiz zenginleşme hükümlerince talepte bulunabileceği ve zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Taraflar arasında yapılan 24.01.2005 tarihli sözleşme, ticari taksinin kiralanmasına ilişkin olup, mahkemece bu yön gözardı edilerek, yazılı biçimde davanın reddi doğru olmayıp, kararın bozulması gerekmiştir....

                  Davalı cevap dilekçesinde davacı tarafın aracın ithal olduğunu aracı satın alırken bildiğini ve piyasa değerinin çok altında satın aldığını, araç satış sözleşmesi tarihinde aracın ÖTV’den muaf olduğunu, dolayısıyla davalının sorumluluğunun olmadığını, davanın reddini, %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı talep etmiştir. Davalı taraf ayrıca yetki itirazında da bulunmuştur. Dava konusunun araç satış sözleşmesinden sonra ortaya çıkan araç vergi borcunun aracı sonradan satın alan davacı tarafından ödenmesi nedeniyle bunu aracı satan davalıdan tahsil etmek için başlattığı icra takibine itirazın iptali davası olduğu sabittir. Davalının adresi ... olup araç satış sözleşmesinde yetki konusunda sözleşme yapılmamıştır. HMK'nın 6. maddesine göre genel yetkili mahkeme davalının ikametgâhı mahkemesidir. HMK'nın 10. maddesine göre sözleşmeden doğan davalarda sözleşmenin ifa edileceği yerde de dava açılabilir. Yetki itirazı ilk itiraz olup davalı süresinde yetki itirazında bulunmuştur....

                    mülkiyetinin müvekkiline ait olduğunun tespitine ve targik kaydına tesciline aksi halde ise araç bedelinin yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline ve dava konusu aracın devir ve temliklerinin önlenmesi amacıyla tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu