Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/296 sayılı Kararı ile 3 metre eninde geçit hakkı tesis ediliği ve bu kararın tapu sicilinin beyanlar hanesine işlenmiş olduğu, dolayısıyla davacının geçit ihtiyacının bulunmadığı anlaşıldığından; davanın reddine karar verilmesi gerekirken, geçit ihtiyacı bulunmayan taşınmaz yararına geçit hakkı kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.05.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi 20.06.2019 tarih ve 2018/113 Esas, 2019/141 Karar sayılı kararında özetle; "...Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Dava, Türk Medeni Kanunu'nun 747. maddesine dayanılarak açılmış geçit hakkı kurulması istemine ilişkindir. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmeli ve geçit gereksiniminin nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının subjektif arzularına göre değil objektif esaslara uygun belirlenmelidir. Dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporları ile geçit hakkı için alternatifler belirtilmiştir....

    İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: Turhal 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/264 esas, 2022/66 karar sayılı kararında:" Eldeki davanın geçit hakkı istemine ilişkin olduğu, geçit hakkı davasının taşınmazından genel yola çıkmak için yeterli geçidi bulunmayan malik tarafından açılabileceği, icra edilen keşif ile sabit olduğu üzere davacının maliki olduğu taşınmazın genel yola bağlantısının bulunduğu, bu nedenle davacının geçit hakkı istemli işbu davasının dinlenmesinin mümkün olmadığı, kaldı ki bahçesine ve bodrumuna ulaşmak için geçit istediğini beyan ve iddia eden davacının, inşaat bilirkişisi raporunda ifade edildiği üzere, kendi parselindeki yapıda gerçekleştirebileceği bir kısım yapısal değişiklikle bahçesine ve bodrumuna rahatlıkla ulaşabileceği anlaşılmakla; -Davanın REDDİNE," karar verilmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 30.01.2013 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 08.05.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir. Davacılar, paydaş oldukları 21, 26 ve 27 parsel sayılı taşınmazların ulaşım yolu olmadığından davalıya ait taşınmazdan geçit hakkı kurulmasını talep etmişlerdir....

      Mahkemece, davanın 781 parsel sayılı taşınmaz üzerinden sahile geçişi sağlar nitelikte geçit hakkı kurulması istemiyle açıldığı, yasanın tanımadığı bir hakkın yargı yolu ile tesis edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir. Geçit hakkı tesisi davalarında, genel yola çıkmak için yolu bulunmayan taşınmazlar yararına araçla ulaşım sağlamaya yönelik olarak geçit tesis edilebilir....

        Davacılara ait 123 ada 9 parsel sayılı taşınmaz yararına geçit hakkı kurulmuş ise de; kesintisizlik ilkesi gereği akdi irtifakın kurulacağı parsellerin de bu belirlemelerde yer alması gerekirken; dava dilekçesinde lehine geçit istenilen 123 ada 10 parsel sayılı taşınmaz lehine geçit hakkı tesis edilmemiştir. Davacı tarafa makul süre verilerek davacıya ait parseller arasında akdi geçit hakkı kurulması sağlandıktan sonra geçit hakkı ile ilgili hüküm kurulması gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.04.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

          bir parçanın yol olarak kullanmak üzere müvekkili adına kayıtlı gayrimenkul lehine geçit hakkı tesisi, tespit edilecek geçit hakkının tapuya tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine "mutlak geçit ihtiyacı" veya "geçit yoksunluğu", ikincisine de "nispi geçit ihtiyacı" ya da "geçit yetersizliği" denilmektedir. TMK'nın 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Geçit hakkı kurulması davalarında amaç, genel yola bağlantısı olmayan taşınmazların yolla bağlantısının sağlanmasıdır. Bundan dolayı, geçit kurulurken ihtiyaç içinde olan taşınmazdan genel yola ulaşıncaya kadar aradaki bütün taşınmazlar üzerinden ve taşınmazların leh ve aleyhine geçit kurulacak şekilde kesintisiz olarak genel yola bağlanması sağlanmalıdır. Buna uygulamada "kesintisizlik ilkesi" denilir....

            Davacı vekili, geçit hakkının daha önceden kurulmuş olduğunu yargılama sırasında mahkemece alınan bilirkişi raporu ile öğrendiklerini, bu geçit hakkını kullanmak istediklerini, ancak davalılar tarafından bu alanın sürülmesi nedeniyle geçit hakkına müdahale edildiğini belirterek 18.11.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile geçit hakkı tesisine, mahkemece geçit hakkı zaten olduğundan hüküm tesis edilmeyecek ise geçit hakkı kurulu olan kısım için davalıların haksız müdahalelerinin önlenmesine, geçit hakkını kullanamaması nedeniyle müvekkilinin uğradığı zararın tespit ve tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Bu durumda mahkemece, davacı tarafın ıslah ile ileri sürdüğü talepleri hakkında araştırma yapılarak karar verilmesi gerekirken, geçit hakkı kurulması istemine ilişkin mevcut davada ıslah ile ileri sürülen hususların incelenemeyeceğinden söz edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....

              Dairemizin yukarıda belirtilen ilkelerine göre zorunluluk bulunmadıkça aleyhine geçit kurulacak taşınmazın bölünmemesi, ekonomik kullanım bütünlüğünün bozulmaması gerekir; Bilirkişi raporunda alternatifler gösterilmemiş, tek ve zorunlu geçit hakkı tesis edilecek yerin mahkeme tarafından geçit hakkı tesis edilen yer olduğunun yeterince ve bilimsel olarak açıklanamadığı görülmüştür. Mahkemece; taşınmazın bütünlüğü bozulmadan yola ulaşımın sağlanmasının mümkün olup olmadığı araştırılarak en uygun alternatiften geçit hakkı kurulmalı, başka yerden geçit hakkı tesis edilemeyeceğinin kesin olarak tespit edilmesi halinde şimdiki gibi geçit tesisinde zorunluluk varsa bunun nedeni kararın gerekçesinde açıklanarak geçit hakkı tesis edilmelidir....

                UYAP Entegrasyonu