Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Aynı kanunun 176/3 maddesinde yoksulluk nafakasının; nafaka alacaklısının yeniden evlenmesi ya da taraflardan birisinin ölümü halinde kendiliğinden; nafaka alacaklısının evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde de mahkeme kararı ile kaldırılacağı hükme bağlanmıştır. İş bu davada nafaka yükümlüsü davacı, nafaka alacaklısının yoksulluk halinin ortadan kalktığınından bahisle bu davayı açmış, Mahkemece, tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında değişiklik olmaması, kayda değer ve nafakanın kaldırılmasını zorunlu kılacak durumun olmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.Somut olayda taraflar 08.06.2009 tarihli karar ile boşanmışlardır....

    HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/374 KARAR NO : 2021/358 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : PAZAR (RİZE) 1.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 10/03/2020 NUMARASI : 2019/414 ESAS - 2020/305 KARAR DAVA KONUSU : BOŞANMA (SUÇ İŞLEME VE HAYSİYETSİZ HAYAT SÜRME NEDENİYLE) KARAR : Taraflar arasındaki davada mahkemece yapılan yargılama sonucunda verilen hüküm aleyhine süresi içerisinde istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmuş olmakla, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 17/04/2002 tarihinde evlendiklerini, bu evliliklerinden 07/04/2009 doğumlu Fatma Nur, 12/10/2005 doğumlu Batuhan ve 28/04/2003 doğumlu Halil İbrahim isimli 3 müşterek çocukları bulunduğunu, davalı eşin evlilik süresi boyunca kaçakçılık, uyuşturucu ticareti gibi suçlardan yargılandığını ve cezaevine girdiğini, bu davanın açılmasının bir diğer nedeninin ise davalı kocanın, müvekkiline...

    Davacı, kesinleşen boşanma kararı ile hükmedilen 250 TL yoksulluk nafakasının, davalının yoksulluğunun ortadan kalkması nedeniyle kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı, haksız olan davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, yoksulluğun boşanma sonucu olmadığının yanısıra davalının evinin olması, geçimine yeterli miktarda ölüm aylığı alması ile yoksulluğun ortadan kalktığı kanaati ile davanın kabulüne, aylık 250 TL olan yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. TMK'nun 176/3.maddesi uyarınca; irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka, davalı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır....

      Bu işleme davacı eşin katılımı söz konusu olamaz.... kendisine bu yeri devreden Kemal üzerindeki tescilin yolsuz olduğunu biliyor olsa bile; bu tescilin yolsuz olduğunu ileri sürme hakkı, taşınmaz üzerinde "ayni hakkı" olana aittir. Kanun, taşınmaz üzerinde ayni hakkı bulunmayana, tescilin yolsuz olduğunu ileri sürme hakkı vermemiştir. (TMK. m. 1024/3) Davacının taşınmaz üzerinde ayni bir hakkı yoktur. O, sadece konutun "aile konutu" vasfında olması nedeniyle, kanun gereği "rızası gereken eş" durumundadır ve rızası, eşinin tasarrufları bakımından aranır. Bu bakımdan davacının,... üzerindeki kaydın iptalini isteyemeyeceği, bu yönde bir dava hakkının bulunmadığı gözetilerek, isteğin reddi yerine, yasal olmayan gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulmasını doğru bulmuyorum. Bu sebeple bozma gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluk görüşüne katılmıyorum....

        Davalının, evlenme tarihinden sonra nafaka talep etmediği gözetilerek, yargılama giderleri ve vekalet ücretiyle sorumlu tutulmaması gerekirken, mahkemece, yanılgılı değerlendirme sonucu davalının yargılama giderlerinden ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmuş olması doğru görülmemiştir. Ne var ki; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 3 fıkrasında yer alan "Davacının yaptığı 99,75 TL yargılama gideri ile 1.500,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine" ifadesinin hükümden çıkartılarak hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 20.11.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

          Davada; davalının sigortalı olarak çalışmaya başlaması nedeniyle yoksulluktan kurtulduğu ileri sürülerek, davalı lehine hükmedilen aylık 250 TL yoksulluk nafakasının kaldırılması istenilmiştir. Mahkemece; davalının 1250 TL maaşla çalışmaya başlaması nedeniyle yoksulluk durumunun ortadan kalktığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. TMK.’nun 176/3.maddesi uyarınca; irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır. Davacı, yukarıdaki yasa hükmü gereğince; davacının yoksulluğunun zail olduğu iddiasıyla nafakanın kaldırılmasını istemektedir. Bu durumda, öncelikle yoksulluk kavramı üzerinde durmak gerekir....

            ın defalarca katılanın yüzüne, kalçasına ve vücudunun çeşitli yerlerine tekme ve yumrukla vurduğunun anlaşılması karşısında, katılanda meydana gelen kemik kırığından, aynı suç işleme kararının icrası kapsamında iştirak halinde eylemlerini gerçekleştiren her iki sanığın da sorumlu olduğu, sanık hakkında TCK'nin 87/3. maddesi gereğince artırım yapılmasının isabetli olduğu ancak; suçun silahtan sayılan tahta sandalye ve bira şişesi kasası ile işlenmesi nedeniyle TCK'nin 86/3-e maddesi gereğince de artırım yapılması gerektiği gözetilmeden eksik ceza tayini ve yine adli tıp kriterleri açısından kemik kırıklarının hayat fonksiyonlarına etkisinin hafif (1) ila ağır (6) derece şeklinde sınıflandırılması ve 5237 sayılı TCK'nin 87/3. maddesinde kemik kırığının hayat fonksiyonlarına etkisine göre cezanın en fazla (1/2) oranında artırılmasının öngörülmüş olması karşısında, katılanın adli raporunda vücudundaki kemik kırıklarının hayat fonksiyonlarını müştereken ağır (4.) derecede etkilediği belirtilmesine...

              DAVA Davacı-davalı erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; kadının sadakatsiz olduğunu ve davranışları ile evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını iddia ederek zina, onur kırıcı davranış, haysiyetsiz hayat sürme ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedeniyle boşanmalarına ve erkek lehine 500.000,00 TL maddî, 500.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava ile karşı davaya cevaba cevap dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin erkeğin kusurlu davranışları nedeniyle temelinden sarsıldığını ileri sürerek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedeniyle boşanmalarına, kadın için aylık 2500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini istemiştir. III....

                Davalı - karşı davacı vekili 05.12.2017 tarihli cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların Türk Medeni Kanunu'nun 161. maddesi gereğince zina, aksi halde aynı Yasanın 163. maddesi gereğince haysiyetsiz yaşam sürme, aksi halde yine aynı Yasanın 166/1. maddesi gereğince evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak boşanmaları ile müvekkili lehine 50.000 TL maddi ve 50.000 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....

                olmadığı gerekçesi ile kadın vekilinin kadının davasının reddi, kusur belirlemesi, erkeğin birleşen davanın terditli olarak açılmasına rağmen fer'î niteliğinde talep edilen haysiyetsiz hayat sürme hukuksal sebebi ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuksal sebebi ile tedbir nafakasının süresi ve müşterek çocuk Salih ...'...

                  UYAP Entegrasyonu