İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ; "...Gazipaşa Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile)'nin 27/05/2008 tarihli, 2006/168 Esas ve 2008/74 Karar sayılı kararı ve Gazipaşa Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile)'nin 19/04/2016 tarihli, 2016/72 Esas ve 2016/214 Karar sayılı kararı birlikte değerlendirildiğinde, Mahkememizin 17/09/2021 tarihli celsesinde davacı vekilinin yaptığı ıslah beyanı ile davanın, davalı T7 ile davacı arasında mevcut soy bağının reddi istemine ilişkin olduğu, Gazipaşa Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile)'nin 27/05/2008 tarihli, 2006/168 Esas ve 2008/74 Karar sayılı kararı ile, açılan soybağının reddi davasının hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verildiği, kararın Yargıtay denetiminden geçerek 05/02/2013 tarihinde kesinleştiği, Gazipaşa Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile)'nin 19/04/2016 tarihli, 2016/72 Esas ve 2016/214 Karar sayılı kararı ile, açılan soybağının reddi davasının kesin hüküm nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verildiği, kararın Yargıtay denetiminden geçerek...
İşte bu noktada, nüfus kütüğünde yer alan doğru olmayan kayıtlar, ilgilileri veya Cumhuriyet Savcısı tarafından açılacak olan kayıt düzeltme davası ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak adlandırılmakta olup zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir (YHGK, 11.02.1998, 2- 87/77 sayılı kararı) Soybağının reddi davası ile kayıt düzeltme davası, sonuçları (hane dışına çıkarmak) bakımından benzerlik göstermekte ise de, içerik ve yargılama kuralları açısından kendi özel hükümlerine bağlıdır. Soybağının reddinde, kişisel duruma ilişkin nüfus kaydında yer alan bilgi doğru olarak meydana gelmiş ve kütüğe tescil edilmiştir. Ancak bu doğru daha sonra soybağının reddi davası ile teknik anlamda bir yanlışlığa dönüştürülmüştür....
de 23.05.2011 tarihinde soybağının reddi davası açtığı, açılan davada yapılan DNA testleri sonucunda davacı çocukların babasının davalı olduğunun %99,99 ihtimalle ortaya konduğu ve davanın reddedildiği anlaşılmıştır. 38....
Bu halde, Türk Medeni Kanununun 426/2'nci maddesi uyarınca, çocuğu davada temsil etmek, hak ve menfaatlerini korumak üzere kayyım atanması için yetkili vesayet makamına ihbarda bulunulması, atanacak kayyımın davaya iştirakinin sağlanarak davanın kayyım huzuruyla görülmesi; çocuk da soybağının reddi davası açma hakkına sahip olduğundan (TMK. m. 286/2), doğumun ananın önceki evliliği içinde olduğu gözetilerek, kayyıma çocuk adına soybağının reddi davası açması için yetki verilmesi, kişisel durum sicilinin düzeltilmesine ilişkin işbu davada karar verilmesi, kayyım tarafından açılacak soybağının reddi davasının sonuçlanmasına bağlı olduğundan, sözü edilen davanın sonucuna kadar yargılamanın bekletilmesi (HMK. m. 165/1), hasıl olacak neticesine göre karar verilmesi gerekir. Açıklanan hususlar gözetilmeden, resmi sicilin anlam ve içeriğini bozacak şekilde doğum tarihinin tashihine karar verilmesi doğru bulunmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Soybağının Reddi-Babalık Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm babalık davası yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre yerinde bulunmayan bütün temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 04.10.2007...
"İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık mahkeme tarafından soybağının reddi ve babalık davası olarak vasıflandırılmış ve bu yönde hüküm kurulmuş bulunduğundan, inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 24.01.2014 tarihli 2014/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 18. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 18. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi.16.06.2014(Pzt.)...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık mahkeme tarafından soybağının reddi davası olarak vasıflandırılmış ve bu yönde hüküm kurmuş bulunduğundan inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 24.01.2014 tarihli 2014/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 18. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 18.Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi.17.02.2014 (Pzt.)...
Davacı istinaf dilekçesi ile; davayı açabilmesi için öncelikle Mustafa Ekinci çocuğu olduğunu ispatlaması, babasının nüfusuna kaydı ve mirasçı olduğunun belirlenmesi gerektiğini, bu konuda açtığı davanın 30.12.2021 tarihinde karara çıktığını, Nüfus Müdürlüğü sistemine 15.05.2022 tarihinde yansıtıldığını, kendi babalık davası sonrası Mustafa Ekinci nüfusuna kaydedildikten sonra süresi içinde dava açtığını belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava, mirasçı tarafından açılan soybağının reddi davasıdır. İlk derece mahkemesince duruşma açılmadan dosya üzerinden aktif husumet yokluğu nedeni ile davanın reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamında alınan nüfus kayıtlarının incelenmesinde; davacının 06.05.2022 tarihinde kesinleşen mahkeme kararı neticesinde babası Mustafa Ekinci olarak soybağının düzeltildiği, davalı T2'nin 01.09.1999 doğumlu olup Mustafa ve Leyla çocuğu olduğu, babası Mustafa Ekinci'nin 25.07.2020 tarihinde vefat ettiği görülmüştür....
Gerçekleşen bu duruma göre; dava, soybağının reddi değil, Türk Medeni Kanununun 294. maddesine dayanan sonradan evlenmeyle kurulan soybağına itiraz, birleşen dava ise babalığın tespiti niteliğindedir. Davacı ile davalı ... arasındaki soybağı, davacının annesi... ile davalı ...'ın sonradan evlenmesiyle kurulmuş olup, bu şekilde kurulan soybağına itiraz davası açılabilmesi için yasada öngörülen hak düşürücü süre geçmiştir. Sonradan evlenmeyle kurulan soybağı da iptal edilmemiştir....
İşte bu noktada, nüfus kütüğünde yer alan doğru olmayan kayıtlar, ilgilileri veya Cumhuriyet savcısı tarafından açılacak olan kayıt düzeltme davası ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak adlandırılmakta olup zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir (YHGK, 11.02.1998, 2-87/77 sayılı kararı) Soybağının reddi davası ile kayıt düzeltme davası, sonuçları (hane dışına çıkarmak) bakımından benzerlik göstermekte ise de, içerik ve yargılama kuralları açısından kendi özel hükümlerine bağlıdır. Soybağının reddinde, kişisel duruma ilişkin nüfus kaydında yer alan bilgi doğru olarak meydana gelmiş ve kütüğe tescil edilmiştir. Ancak bu doğru daha sonra soybağının reddi davası ile teknik anlamda bir yanlışlığa dönüştürülmüştür....