WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nin babasının davalı ... olduğunun tespiti istenmiş, birleşen dosya dava dilekçesinde ise davacı ...'nin babasının müteveffa ... olmadığı ileri sürülerek soybağının reddine karar verilmesi istenmiş; mahkemece, birleşen davanın nüfus kaydının düzeltilmesi, asıl davanın ise babalığın tespiti davası olarak nitelendirilerek her iki davanın da kabulüne dair verilen karar asıl dosya davalısı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. 04.06.1958 ve 15/6 Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı gereğince, maddi olayları açıklamak taraflara ve ileri sürülen olayları hukuken nitelemek ve uygulanacak kanun hükümlerini tesbit etmek ve uygulamak görevi hakime aittir. Buna göre asıl dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun'nun 301. maddesi kapsamında çocuk tarafından açılan babalığın tespiti istemine ilişkindir....

    TMK'nin 286. maddesi gereği babalık karinesinin çürütülmesi soybağının reddi davası açılarak ortadan kaldırılabilir. Bunun dışında çocuk ile baba arasında kurulan soybağının ortadan kaldırılması imkânı bulunmamaktadır. Bir diğer deyişle Asliye Hukuk Mahkemesinde açılacak kayıt düzeltme davası ile baba adının düzeltilerek soybağının reddi imkânı bulunmamaktadır. Ancak burada dikkat edilmesi gereken husus şudur: soybağının reddi davası ancak babalık karinesinin kapsamında yer alan, dolayısıyla babalık karinesinden faydalanan çocukların soybağının ortadan kaldırılmasını sağlayan bir davadır. Babalık karinesinden faydalanma söz konusu olmaksızın, kocanın nüfus kütüğüne kaydedilen çocukla koca arasında soybağının kurulması söz konusu olmadığı için, böyle bir durumda çocuk ile koca arasında soybağının bulunmadığının tespitine yönelik olarak açılacak dava, soybağının reddi davası değil, yanlış kaydın düzeltilmesi amacına yönelik kayıt düzeltme davasıdır....

    Ve 2019/296 K. sayılı dosyası ile küçüğe kayyum olarak T1'un atandığını, anılan nedenlerle davalarının kabulü ile T4 ve T3 olan soybağının reddi ile, soybağının T1 ve T3 olarak yazılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalılara usulüne uygun dava dilekçesi tebliğ edildiği, davalıların duruşmaya katılmadıkları gibi davaya karşı cevaplarını sunmadıkları incelenmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece; davanın TMK 291/1 ve HMK 115. maddeleri gereğince reddine, karar verilmiştir....

    in soyadının verilmesi istenilmiş, birleşen dava dosyasında ise davacı vekili dava dilekçesinde, küçük ... ile ... arasındaki soybağının tespit ve tescili istenilmiştir. Mahkemece asıl dava ile birleşen davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm birleşen dava davalılarından ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Dava, nüfus kaydının düzeltilmesi ve soybağının (babalığın) tespiti hakkında olup Hukuk Muhakemeleri Kanununun 103/1-b ve c maddesine göre, nüfus ve soybağı davaları adli tatilde görülecek davalardan olduğundan, temyiz süresinin uzaması hakkındaki aynı yasanın 104. maddesi uygulanamaz. Mahkeme kararı davacı vekiline 08.07.2013 günü tebliğ edilmiş olup, temyiz harcı 06/09/2013 tarihinde yatırılmış, temyiz dilekçesi ise 30/09/2013 tarihinde temyiz defterine kaydedilmiştir....

      Mersin 1.Aile Mahkemesi ise, davanın soybağının reddi ya da iptaline yönelik olmadığını, nüfus kayıtlarındaki yanlışlığın düzeltimine ilişkin olduğunu belirterek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur . Dava ile küçük ...'nın davacılar ... ile ...'nın çocuğu olduğu halde, nüfusa davacı ...'nın anne ve babası davalı ... ile ... 'nın çocuğu olarak kaydedildiği bildirilerek, küçük ...'ın davacılarının çocuğu olduğunun tespiti ile .... üzerindeki nüfus kaydının iptaline ve davacılar ... ile ... üzerine tescil edilmesi istenmiştir. Dava, anne ve babanın birlikte değiştirilmesine yönelik olup, Türk Medeni Kanunu hükümleri uyarınca soybağının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Bu durumda uyuşmazlığın Mersin 1.Aile Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince Mersin 1.Aile Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 15.04.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        nın davacının çocuğu olduğunun tespiti ve davalılar Hanım ile Mahir'in kütüğüne mükerrer yapıldığı iddia edilen nüfus kaydının iptali istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın babalık davası olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Aile Mahkemesi ise, uyuşmazlığın mükerrer nüfus kaydının iptali ile hatalı kaydın düzeltilmesi davası belirtilerek yetkisizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Aile Mahkemeleri TMK.nun 282. ve devamı maddelerinde sınırlı olarak belirtilen soybağının reddi (TMK.nun 286 vd) babalık, tanıma, tanımanın iptali gibi davalara bakmakla görevlidir. Davanın kabul edilmesi halinde anne adının değiştirilmesinin yanında çocuğun nüfusta babası gözüken kişi olan Mahir ile soybağının iptali de gerekeceğinden, dava bu niteliği itibariyle bir nesep davasıdır....

          sonra, müvekkil ile davacı arasında nesep bağı olup olmadığı yönünde DNA testi yapılması gerektiğini, bu nedenle öncelikle soybağının reddi davasının bekletici mesele yapılmasını talep etmiştir....

          Soybağının reddi davası ile kayıt düzeltme davası, sonuçları (hane dışına çıkarmak) bakımından benzerlik göstermekte ise de, içerik ve yargılama kuralları açısından kendi özel hükümlerine bağlıdır. Soybağının reddinde, kişisel duruma ilişkin nüfus kaydında yer alan bilgi doğru olarak meydana gelmiş ve kütüğe tescil edilmiştir. Ancak bu doğru daha sonra soybağının reddi davası ile teknik anlamda bir yanlışlığa dönüştürülmüştür. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur (HGK 30.01.2008 gün 2008/2-36-47 sayılı kararı). Dosya içindeki bilgi ve belgelere göre davalı ..., 01.01.1966 doğumlu olarak davacı ... ile eşi ...'nın çocukları olarak 09.01.1971 tarihinde nüfusa tescil edilmiştir. Somut olayda dava, davalı ...'ın, davacı ... ve eşi ...'...

            Anne olduğu iddia edilen.... yönünden ise, soybağının olamayacağı tartışmasızdır. Baba olduğu iddia edilen Müslüm yönünden ise,...'nin...'in annesi olduğunun tespiti halinde adı geçenler yönünden soybağı hakim hükmüyle değil Türk Medeni Kanunu'nun 282. maddesi uyarınca evlilik ile kurulmuş olacaktır. Dava dilekçesindeki iddiaların kabulü halinde, baba olduğu iddia edilen ... yönünden soybağı ilişkisi 1984 doğumlu...’nin anne olduğunun tespiti halinde yasa gereği kendiliğinden gerçekleştiğinden bu halde de soybağı davasından sözedilemez. Yukarıda açıklanan hususlar dikkate alındığında soybağı davaları ile nüfus düzeltim davaları arasında davanın tarafları dava açması süresi ve ispat kuralları bakımından ciddi ayrımlar bulunduğu açıktır. Bir davada olayları açıklamak taraflara, hukuki niteleme hakime aittir. Dava, gerçeğe aykırı olarak nüfus kütüğünde gerçek annesi ve babası yerine,... ve ... nüfusuna onların çocuğu olarak hatalı şekilde tescil edilen.....'...

              nun kendisinden olmadığını iddia ederek soybağının reddini istemiştir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden davacının ... isimli çocuk yönünden babasının kim olduğu bilinmediğinden bahisle daha önce 25.09.2009 tarihinde babalığın tespiti davası açtığı, mahkemece 11.12.2009 tarihinde yetkisizlik kararı verildiği, soybağının reddine ilişkin bu davayı ise 17.06.2011 tarihinde açtığı, 20.09.2011 tarihli oturumda da davacının, davalının hamile kaldığı dönemde kendisiyle birlikte olmadığını belirttiği, ayrıca dava dilekçesinde de en son 10.04.2010 tarihinde davalının annesi tarafından "bu çocuk senden değil" diye söylemesi üzerine bu çocuğun kendisinden olmadığını öğrendiğini belirttiği, bu tarih itibariyle de yasada öngörülen hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece Türk Medeni Kanununun 289. maddesinin Anayasa Mahkemesince iptal edildiğinin kabulü de doğru değildir....

                UYAP Entegrasyonu