Davacının, nüfus kaydına hatalı kaydedilen soyadının düzeltilmesine ilişkin talebinin adın ve soyadının değiştirilmesi değil, yanlış kaydedilen adın ve soyadının düzeltilmesi olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle, 5490 sayılı Kanun'un 36/1-a-b maddesi kapsamında olan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK.’nin 21. ve 22. maddeleri gereğince Karataş Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 24.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı, dava dilekçesinde, soyadının "..." olarak değiştirilmesini istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı, dava dilekçesinde "..." olan soyadının boşandığı eşinin soyadı olan "Yamanlıca" olarak tashih edilmiş ise de, işyerini kapatmış olduğundan soyadının tekrar baba soyadı olan "..." olarak düzeltilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Yasasının "Nüfus Kaydının Düzeltilmesine İlişkin Esaslar"ı düzenleyen 36. maddesinin (b) bendine göre ise "Aynı konuya ilişkin olarak nüfus kaydının düzeltilmesi davası ancak bir kere açılabilir."...
Babanın soyadını değiştirmiş olması değişiklik tarihinde reşit olan çocuklarının da soyadının değiştirilmesini gerektirmez. Ergin kişi dilerse ve koşulları varsa soyadının değiştirilmesini hakimden isteyebilir. Davacı ... evlenmekle eşinin "..." soyadını aldığı ve nüfus idaresinden de önceki soyadı olan "..."ı kullanmak konusunda bir istemi bulunmadığına göre mahkemece davacı ...'nın evlilik öncesindeki "..." olan soyadının "..." olarak değiştirilmesi ve tesciline karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 16.02.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
ya ait olduğunu ancak tapu kaydında soyadının yazılı olmadığını belirterek "..." olan soyadının eklenmesi istemine ilişkindir. Davalı davanın reddini savunmuş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hükmü davalı idare vekili temyiz etmiştir. Dava, tapu kaydında yazılmayan malik soyadının eklenmesi isteğine ilişkindir. Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet veya diğer hak sahiplerinin isim, soy isim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Eldeki davada dava konusu taşınmazın tapu kaydının incelenmesinde; 7200/28800 payın ölü ... mirasçıları adına kayıtlı olduğu görülmektedir. Davacının soyadının yazılmadığını belirtip, "..." soy adının eklenmesini istediği ..., ölü olduğu belirtilerek adına pay kaydı yapılan kişidir....
Davacının, nüfus kaydına hatalı kaydedilen soyadının düzeltilmesine ilişkin talebinin adın ve soyadının değiştirilmesi değil, yanlış kaydedilen adın ve soyadının düzeltilmesi olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle, 5490 sayılı Kanun'un 36/1-a-b maddesi kapsamında olan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK.’nin 21., 22. ve 23. maddeleri gereğince Gönen Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 06.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 22.06.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 23.11.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, murisi “ ... oğlu ... ... ...’a “ait 91 ve 93 parsel sayılı taşınmazlarda murisin soyadının tapu kayıtlarına yazılmadığını ileri sürerek, soyadının tapu kaydına yazılmasını istemiştir. Davalı, duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi vermemiştir. Mahkemece, murisin soyadının nüfus kayıtlarında yer almadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Soyadının değiştirilmesi istenilen kişinin mevcut soyadı ile hak ve borçlar edinmiş olması haklı sebepler varsa soyadının değiştirilmesine engel oluşturmaz. Bu durum, zarar görenlere, bunu öğrendikleri tarihten başlayarak bir yıl içinde değiştirme kararının kaldırılmasını dava etme hakkı verir. Somut olayda davacı yanın dava dilekçesinde ileri sürdüğü hususlar dosyada toplanan kanıtlar ve özellikle tanık anlatımı, anılan yasa maddesi hükmüne göre haklı neden sayılarak davanın kabulü ile davacının soyadının istem gibi değiştirilmesine hükmedilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiştir....
Mahkemece,davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm kesinleştikten sonra davacı, davalının nüfus kaydına göre soyadının ... değil, .... olduğunu öğrendiğini, kesinleşen kararı icra takibine koymasına rağmen infaz edemediğinden bahisle davalının soyadının tavzihen ... olarak düzeltilmesini istemiş; mahkemece, icra takip talepnamesinde ve dava dilekçesinde davalının soyadının ... değil, ... olarak gösterildiği ve bu şekilde karar oluşturulduğu gerekçesiyle tavzih talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Hakim, asıl hükmü değiştirecek ve kesin hükmü bertaraf edecek şekilde tavzih kararı veremez ise de, HUMK’nun 455 maddesi hükmü gereğince verdiği kararda müphem ve mütenakıs hükümler bulunduğu taktirde bu müphemliği ve mütenakıslığı giderecek şekilde düzeltme kararı verebilir....
C)İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin reşit olmadan evvel Alman vatandaşı kişilere evlat olarak verildiğini, bu sebeple ad ve soyadının değiştirildiğini, evlat edinme ile birlikte ad ve soyadının değiştirilmesinin kendisinin tasarrufu olmadığını, Anayasa Mahıkemesinin 2015/2944 sayılı kararında soyadının Schmid olarak değiştirilmesi talebiyle açılan davada ilk derece mahkemesinde davanın reddine dair verilen kararın Anayasanın 20. Maddesinde güvence altına alınan özel hayata saygı hakkını ihlal ettiğine hükmedildiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir. D)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, Nüfus kaydında ad ve soyadı değişikliği istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 23/10/2014 NUMARASI : 2014/250-2014/452 Dava dilekçesinde, davacının nüfustaki ad ve soyadının " olarak değiştirilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....