"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki soy bağının kurulması suretiyle mirasçılık belgesi verilmesine ilişkin olarak açılan davada İzmir Aile ve 10. Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için 2. Asliye Hukuk Mahkemesince gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R – Dava,soy bağının kurulması suretiyle mirasçılık belgesi istemine ilişkindir. HUMK’nun 25/II. maddesinde "iki mahkemenin aynı dava hakkında göreve veya yetkiye ilişkin olarak verdikleri kararlar temyiz edilmeksizin kesinleştiği takdirde görevli veya yetkili mahkeme Yargıtay’ca belirlenir" hükmüne yer verilmiştir....
Yargıtay bozma ilamında da açıkça belirtildiği üzere Fatma ve Sedanın babasının davalı Talip olduğu yönündeki iddia TMK'nın 301.maddesi kapsamında babalığın hükmen tespiti davası olduğundan ve davacı T1'nın dava açma ehliyeti bulunmadığından bu davanın aktif husumet ehliyeti yokluğundan reddine, süresi içerisinde davacı babaanne tarafından açılan soy bağının reddi davasının dosyadaki Adli Tıp Kurumu Raporu da gözetilerek kabulüne karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Mahkemece yapılacak iş, TMK 314/5 maddesi uyarınca davacıların evlat edinilmeden önceki nüfus kayıtlarını ilgili Nüfus Müdürlüğünden temin etmek gerekirse evlat edinilme dosyasından bu bilgiye ulaşmak davacıların baba yönünden kurulu soy bağı ilişkisinin olup olmadığını tespit etmek geçerli bir soy bağı varsa konu soy bağının kaldırılması hususunda dava açmaları için kendilerine süre ve imkan tanımak bu davanın sonucunu eldeki dava için bekletici mesele yapmak ve oluşacak sonuca göre karar vermekten ibarettir. Açıklanan eksikliğin giderilmesi gerekli araştırmanın yapılıp sonucuna göre bir karar verilmesi için ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın mahalline gönderilmesine dair aşağıdaki hükmü tesis edilmiştir....
Mahkemece yapılacak iş, TMK 314/5 maddesi uyarınca davacıların evlat edinilmeden önceki nüfus kayıtlarını ilgili Nüfus Müdürlüğünden temin etmek gerekirse evlat edinilme dosyasından bu bilgiye ulaşmak davacıların baba yönünden kurulu soy bağı ilişkisinin olup olmadığını tespit etmek geçerli bir soy bağı varsa konu soy bağının kaldırılması hususunda dava açmaları için kendilerine süre ve imkan tanımak bu davanın sonucunu eldeki dava için bekletici mesele yapmak ve oluşacak sonuca göre karar vermekten ibarettir. Açıklanan eksikliğin giderilmesi gerekli araştırmanın yapılıp sonucuna göre bir karar verilmesi için ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın mahalline gönderilmesine dair aşağıdaki hükmü tesis edilmiştir....
Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, soy bağının düzeltilmesi istemine ilişkindir. .. 11. Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın nesebin düzeltilmesi istemine ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ... 9. Aile Mahkemesince ise talebin soybağına ilişkin olmadığı, nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda; davacı, biyolojik annesinin ... babasının ise ... olmadığının tespitini, biyolojik annesinin ... ve babasının da ... olduğunun tespitini ve buna göre nüfus kayıtlarının düzeltilmesini talep etmiştir. Soybağının tespiti istendiğine göre dava soy bağının düzeltilmesi davasıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki soy bağının tashihi istemine ilişkin davada ... 9.Aile ve ... 9.Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, soy bağının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Aile Mahkemesi, HMK’nun 1,2. ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanun’un 36. maddeleri gereğince Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğunu belirterek görevsizlik kararı vermiştir. Asliye Hukuk Mahkemesi ise; açılan davanın nüfus kaydının düzeltilmesi niteliğinde olmayıp, soy bağının düzeltilmesi istemine ilişkin olduğunu belirterek görevsizlik kararı vermiştir....
Bu açıklamalara göre dava, çocukların baba yönünden soy bağının düzeltilmesi (soy bağının reddi ve babalığın tespiti) istemine ilişkin olup 4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun uyarınca bu tür bir davanın aile mahkemesinde, bulunmadığı takdirde aile mahkemesi sıfatı ile asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerekmekte olup mahkemece davaya genel görevli asliye hukuk mahkemesi olarak bakılması yerinde görülmediğinden açılan davanın soy bağının reddi istemine ilişkin olmasına rağmen davanın en baştan en sona nüfus kaydında düzeltim davasıymışcasına genel görevli asliye hukuk mahkemesinde görülmesi dikkate alındığında dava dosyasının istinaf incelemesinin ise dairemizin nüfus kayıtlarının düzeltilme davasının istinaf inceleme yeri olarak görevli olduğundan dolayı anılan gerekçe ile davanın soy bağının reddi olmasına rağmen dava dosyasının istinaf incelemesi için dairemize gönderildiğinin de anlaşıldığı oysaki açılan davanın soy bağının reddi davası...
Ancak, Zile T2 cevabi yazısı ve dosya kapsamına göre davacının babası Duran Tezel'in nüfus kaydı dışında Duran Tezel'in baba hanesinde yer alan ''İbrahim'' ve davacı tarafından soy bağının tespiti talep edilen '' Seyit Rıza'' ile ilgili nüfus kaydı bulunmadığı, Pir Seyit Rıza ile ilgili ölüme ilişkin belge bulunmadığından T2 cevabında belirtilen 1926 yılındaki yersel yazım öncesi ölenlerin aile kütüklerine tescil edilemeyeceği, soy bağının kurulması ve kayıtların düzeltilmesine yönelik talep ile dava açıldığı, açılan davaya ilişkin araştırmaya yönelik alınan cevap ve beyanlar ile Jandarma görevlilerince düzenlenen tutanaklar çerçevesinde davacının babası Duran ile başlayan hanedeki nüfus kayıtları hakkında üst soya ilişkin başkaca kayıt ve bilgiye rastlanmadığı, tanık beyanlarının da iddianın ispatı için yeterli olmadığı anlaşıldığından ilk derece mahkemesince ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı yön bulunmamaktadır....
Aile Hukuk Mahkemesince; "TMK 282 maddesine göre soy bağının kurulmasında çocukla ana baba arasında ya kan bağının bulunması, ya da evlat edinme ilişkisinin kurulması gerekir. Ana ile çocuk arasında soy bağı doğumla kurulur. Baba ile çocuk arasındaki soy bağı ise babanın ana ile evlenmesi, çocuğu tanıması veya hakim hükmü ile kurulur. Çocukla ana arasındaki soy bağının kurulabilmesi için çocuğun ana olduğu iddia edilen kadın tarafından doğrulduğunun tespit edilmesi yeterlidir. Kadının evli olup olmaması soy bağının kurulması için önemli değildir. TMK 285.maddesi babalık karinesini düzenlemiş olup, babalık karinesinin çürütülmesi, soy bağının reddi davası ile mümkündür. Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi, nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davalarının konusudur....
Asliye Hukuk Mahkemesi, talebin soy bağının düzeltilmesine ilişkin olduğu, soy bağının kurulmasına ilişkin düzenlemelerin Medeni Kanunun 282 vd maddelerinde düzenlendiği, bu davaya bakma görevinin Aile Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. Afyonkarahisar Aile Mahkemesi ise, iptali istenen hususun soy bağının reddi veya babalık davası olmadığı, nitelik itibariyle bu davanın soy bağının reddi davası değil nüfus kaydının düzeltilmesi davası olduğu, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Dava bu niteliğiyle bir nesep davası olmayıp, hatalı yapılan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkindir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesine yönelik olan ve Türk Medenî Kanununun 282 ve devamı maddelerinde düzenlenen soybağı kurulmasıyla ilgisi bulunmayan davanın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....