Kısmında yer alan Soy Bağının Kurulması başlıklı .... Bölümünün ..., ..., ... ve .... ayrımlarında yer alan maddelerden (TMK m.282 ila 320: Soy bağı, tanıma, babalık, evlat edinme vb) kaynaklanan davalar nedeniyle verilen hüküm ve kararlar, ...) 4721 sayılı TMK'nın .... Kitabının, Vesayet başlıklı .... Kısmında yer alan maddelerden (TMK m. 396-494) kaynaklanan davalar nedeniyle verilen hüküm ve kararlar, ...) 3561 sayılı Mal Memurlarının Kayyım Tayin Edilmesine Dair Kanuna göre verilen kayyım atanması ile ilgili davalar ile kayyımlık kararlarının kaldırılmasına ilişkin davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar,'ın temyiz incelemesinin Yargıtay Sekizinci Hukuk Dairesi'ne UYAP bilişim sistemi üzerinden devrine karar verilmiştir. Bu nedenle, iş bu dava türlerine ait Dairemizin esasına kayıtlı dosyaların UYAP bilişim sistemi üzerinden Dairesine gönderilmesine, esasın bu şekilde kapatılmasına ve dosyaların fiziki olarak dairesine teslimine karar verildi....
GEREKÇE: Mahkemece davanın tanıma beyanının tespitine ilişkin olmayıp, TMK'nun 301. maddesinde düzenlenen babalık davası olduğu, babalık davasının anne ve çocuk tarafından açılabileceği, baba olduğunu iddia eden davacının babalık davası açmakta aktif husumet ehliyeti bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Davalıya ait nüfus kaydının incelenmesinde; Yaman Aras isimli çocuğun 18/11/2019 doğumlu olarak davalı annenin bekarlık hanesine 02/03/2021 tarihinde tescilinin yapıldığı, baba ile soy bağının bulunmadığı görülmüştür. Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme hakime aittir....
başlayarak bir yıl ve her hâlde tanımanın üzerinden beş yıl geçmekle düşer.Çocuğun dava hakkı, ergin olmasından başlayarak bir yıl geçmekle düşer.Yukarıdaki süreler geçtiği hâlde gecikmeyi haklı kılan sebep varsa, sebebin ortadan kalkmasından başlayarak bir ay içinde dava açılabilir." hükmü dikkate alınarak yerel mahkemece davacıların babanın vefatından itibaren bir ay içerisinde dava açmamış oldukları gerekçesiyle davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiş ise de, söz konusu kararın netice itibariyle doğru olduğu ancak karar gerekçesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, dosya üzerinde yapılan incelemede davanın soy bağının reddi davası olduğu, davacının soy bağının reddi istenilen çocuk 2011 doğumlu T4'ın baba annesi olduğu, davacının oğlu Burak Kayan'ın çocuğun babası olduğu, 07/09/2017 tarihinde vefat ettiği göz önüne alındığında TMK 291.maddesinde "dava açma süresinin geçmesinden önce kocanın ölmesi veya gaipliğine karar verilmesi yada sürekli olarak ayırt etme gücünü...
Hukuk Dairesinin 2017/7996 Esas 2018/18504 Karar) Açılan soy bağının reddi davasında davacı babanın çocuk ile aralarında soy bağının bulunmadığına dair 26/11/2021 tarihli ATK raporuna ve tüm dosya kapsamında göre davanın kabulüne dair karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu itibarla; dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, dolayısıyla kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından, davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK'nın 353/1- b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
CEVAP VE KARŞI DAVA: Davalı T3 ve Kayyım vekilinin cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle;mahkememiz 2018/488 esas sayılı dosyası üzerinde müvekkilin kızı Şerife Tuncer'in davacının kızı olmadığı gerekçesiyle soy bağının reddi davası açıldığını açılan davayı kabul ettiklerini, davalı ile davacı tarafın boşanma davasının 10 yıl sürdüğünü ve bu süre zarfında müvekkilin imam nikahlı olarak Ali Günen ile evlendiğini ve küçük Şerife'nin dünyaya geldiğini, 2018/496 esas sayılı dosya yönünden ise Tuna ve T5 için soybağının reddi davası açıldığını, açılan davanın haksız olduğunu, Tuna ve Tuğçe'nin müvekkili ile davacının müşterek çocukları olduğunu, adli tıp raporunda T1'in Tuna ve T5'ın %99,9 oranında babası olduğunun kesinleştiğini, karşı davalarında ise soy bağının reddi davasının reddini talep ediyor ve biyolojik baba olan T1'in babalığına hükmedilmesi için karşı davalarını açtıklarını belirterek adli yardım taleplerinin kabulüne, asıl dava olan 2018/488 yönünden kabul beyanları doğrultusunda...
bulunduğu dönemde hiçbir resmi işlem gerçekleştiremediğini, mağdur olduğunu, açıklanan sebeple müşterek çocuk ile baba T1 arasında soy bağının kurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Buna göre, davalının bağıştan rücu için ayrı bir dava açmasına gerek olmadığı, bunu süresinde verdiği cevap dilekçesi ile defi olarak da ileri sürebileceği, hal böyle olunca davalı tarafından süresinde verilen cevap dilekçesi ile defi olarak ileri sürülen bağıştan rücu iddiasının değerlendirilmesinde isabetsizlik olmadığı gibi soy bağının reddi davasının davalı tarafça 27/10/2020 tarihinde açıldığı, soy bağının reddi davasındaki iddianın sabit olup olmamasının, bağışlamanın geri alınması koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında belirleyici olacağı, bu nedenle 1 yıllık hak düşürücü sürenin soy bağının reddi davasının kesinleştiği tarihten itibaren başlayacağı, hal böyle olunca davalının bağışlamadan rücu definin hak düşürücü süre içerisinde ileri sürüldüğü, soy bağının reddi davasında verilen karar ile davacının henüz evlilik birliği sonlanmadan başka bir erkek ile birlikte yaşamak sureti ile sadakatsizlik yaptığının sabit olması sebebi ile bağışlamadan rücu koşullarının oluştuğu, bu gerekçe...
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı T3 vekilinin 29/06/2021 havale tarihli istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 1- Dava nüfus kaydının düzeltilmesi davası olmasına rağmen usulen babalık karinesinin ancak soybağının reddi davasıyla sağlanabileceğini, soybağının reddi açısından da hak düşürücü sürenin geçtiğini, zira davacının müvekkillerinin üvey kardeşi olduğunu yıllar önce öğrendiğini ve akabinde de hiçbir girişimde bulunmadığını, sonrasında ise TMK. 2. maddesinde belirtilen dürüstlük ilkesine aykırı olarak müvekkilinin mirasçılık sıfatını sona erdirmek için iş bu davayı açtığını, müvekkilinin babası müteveffa Mustafa Kandemir ile DNA uyumunun bulunmadığı tespit edilmiş ise de, bu durum ancak hak düşürücü süre içerisinde vefat eden veya alt soyu tarafından soy bağının reddi davasında ileri sürülebileceğinden, iş bu nüfus kaydının düzeltilmesi davasında babalık karinesinin ortadan kaldırılamayacağını, görevli mahkemenin aile mahkemesi olduğu ve davanın soy bağının reddi davası olarak görülmesi gerektiğinin...
Asliye Hukuk ve ... 2. Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü K A R A R Dava, nüfus kayıt düzeltilmesi ist... ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın soy bağının düzeltilmesine ilişkin olduğu ve Aile Mahkemesinin görevine girdiği belirtilerek görevsizlik kararı verilmiştir. Aile Mahkemesi tarafından ise, davanın nüfus kaydının tashihine ilişkin olduğunu belirtip, görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Somut olayda; davacıların murisi olan ... Çatal'ın gerçek çocukları olmayan davalılar ..., ... Öztorun'un nüfus kayıtlarının iptali ile gerçek anne-babası olan ... ve ... Öztorun'un nüfuslarına, davalı ...'un nüfus kayıtlarının iptali ile gerçek anne-babası ...-... Öztorun'un nüfusuna kayıt edilmesine talep ve dava etmiştir....
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ: HMK 355. maddesine göre resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Dava; yolsuz tescil ve babalık davasına ilişkindir. Mahkemece bir ayrım yapılmaksızın davanın soybağı davası olduğu gerekçesi ile aile mahkemesinin görevli olduğuna, asliye hukuk mahkemesinin görevsiz olduğuna karar verilmiş, görevsizlik kararı davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Nüfus kayıtları incelendiğinde biyolojik anne-baba olduğu iddia edilen davalılar Suzan ve Ahmet'in doğum sırasında ve daha sonra hiç evli olmadıkları görülmektedir. Öncelikle çözümlenmesi gereken husus; davanın soybağının reddi-babalık veya nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davası olup olmadığıdır....