in soy isminin ... baba adının da .... şeklinde kayıt yapıldığını, davalının soyadının nüfus kaydındaki doğrusu olan ....olarak değiştirilmesini yine baba adının nüfus kaydındaki doğrusu olan..... olarak değiştirilip düzeltilmesini talep ettiği anlaşılmakla birlikte mahkememizin 09/07/2012 tarihli celseninde davacı vekili "her ne kadar dava dilekçesinde ...'in tapu kaydında soy isminin ... olduğunu ve bununda şahin olarak düzeltilmesini talep ettiğini, ancak bu hususun dava dilekçesinde sehven belirttiğini, ...'in gerek nüfus kayında gerekse tapu kaydında soy isminin .... olduğunu, ...'in baba adının düzeltilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı,davacının davasını ispatlaması gerektiğini belirterek davanın reddine yargılamanın niteliği gereği, masraf ve ücreti vekaleti karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece,davanın kabulü ile;dava konusu 808 parsel numaralı taşınmazın tapu kaydında malik hanesindeki .... oğlu ......
Davacı, babaannesi Ayşe kayden maliki/paydaşı olduğu 703 ve 814 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydında soy isminin 'Çelebi' yazıldığını ileri sürerek soy isminin nüfus kayıtlarına uygun olarak düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, iddianın ispat edilmesi gerektiğini bildirmiştir. Mahkemece, iddianın sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Toplanan delillerden ve tüm dosya içeriğinden, dava konusu 703 parsel sayılı taşınmazın ve 814 parsel sayılı taşınmazın 1/3 payının 'Bekir kızı Ayşe ' adına kayıtlı olduğu, davacının, babannesi olan Ayşe söz konusu taşınmazların tapu kaydında soy isminin yanlış yazıldığı iddiası ile eldeki davayı açtığı, ancak noksanın giderilmesi suretiyle temin edilen nüfus kayıtlarına göre davacının babası Mehmet sağ olduğu, davacının mirasbırakan Ayşe mirasçısı olmadığı anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 02.06.2008 gününde verilen dilekçe ile tapuda soy isim düzeltilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 02.07.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Mahkeme kararı hükmü temyiz edene usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olup, 15 günlük yasal süre geçirildikten sonra temyiz isteminde bulunulmuştur. HUMK'nun 432/4. maddesi ve 1.6.1990 tarihli ve 3/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince süresi geçirilen temyiz isteminin reddi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, süresinde olmayan temyiz isteminin REDDİNE, 18.11.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Çocuğun soy bağını değiştirmek HÜKÜM :Asıl Karar: Beraat, Ek Karar: temyiz isteminin reddi Katılanın yokluğunda verilip, 24/04/2015 tarihinde tebliğ edilen 26/03/2015 tarihli hükmü, 04/05/2015 havale tarihli dilekçe ile süresinde temyiz ettiği anlaşılmakla, tebliğnamedeki düşünceye iştirak olunmamış, temyiz dilekçesinin PTT yolu ile doğrudan mahkemeye gönderildiği gerekçesiyle usule aykırı olarak verilen temyiz talebinin reddine dair Mahkemenin 13/05/2015 tarihli ek kararı kaldırılarak, 26/03/2015 tarihli asıl karara yönelik yapılan incelemede; Yüklenen suçun yasal unsurları itibarıyla oluşmadığı dosya içeriğine uygun şekilde gerekçeleri gösterilerek Mahkemece kabul ve takdir kılınmış; katılanın temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden hükmün ONANMASINA, 05.11.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile Mahkemesi sıfatıyla) Dava dilekçesinde, anne ve baba isminin "..." ve "..." olarak soy isminin de "Sinir" olarak düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiş, mahkemece temyizin süresinde olmaması nedeniyle temyiz isteminin reddine ilişkin ek karar verilmiş, davacı tarafından temyiz talebinin reddine ilişkin ek karar temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Ek kararın temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Temyizin, kanuni süre geçtikten sonra yapıldığı mahkemece saptanmıştır. Bu nedenle temyiz isteminin reddi ile yasaya uygun bulunan red kararının ONANMASINA, 10.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
ın savunmasında, suçlamaları kabul etmediğini, olay yerinde bulunduğunu ancak ateş edildiği esnada içeriye kaçtığını, kendisinde silah ya da tabanca bulunmadığını, diğer taraftaki şahısların ellerinde silah olduğunu savunduğu, her ne kadar tefrik edilen dosyada bir kısım sanıklar ve ... soy isimli şahısların beyanlarında sanığın elinde tabanca gördüklerini belirtmişler ise de; olayın görgüye dayalı tarafsız tanığı bulunmadığı gibi bu tip taraf sayısı çok olan olaylarda taraflardan birinin diğer taraftan daha çok şahsın ceza almasına dönük beyanlarda bulunmasının mümkün olduğu, ... soy isimli kişilerin beyanlarında belirttikleri şekilde sanığın savunmasının aksine herhangi bir silah kullandığına ilişkin kanıt elde edilemediği gibi svap raporlarında da sanıkla alakalı örneğe rastlanmadığı anlaşıldığından, sanık ... hakkında katılan ...'...
Ancak, davalı gerçek kişinin soy adı ... olduğu halde mahkeme kararının başık kısmında soy adı ... olarak yazılıp, hüküm yerinde dahil soy adı ... olarak yazılması doğru değil ve bu nedenle davalı gerçek kişinin temyiz itirazı yerindeyse de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, gerekçeli kararın başkı kısmında “...” olarak yer alan davalı soy adının “...” yine hüküm fıkrasında birinci bendde ikinci satırda yer alan “DAVALI ... ADIAN TAPUYA” cümlesi hükümden çıkartılarak, bunun yerine; “DAVALI ... ÇİFTCİ ADINA TAPUYA” cümlesinin yazılması suretiyle düzeltilmesine düzeltilmesine ve hükmün H.Y.U.Y.’nın 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, aşağıda ... onama harcının gerçek kişiye yükletilmesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 08.04.2010 günü oybirliğiyle karar verildi....
SUÇLAR : Kasten öldürme HÜKÜMLER: İstinaf başvurularının esastan reddi ve düzeltilerek esastan reddi kararı TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ: Temyiz başvurularının esastan reddi ile hükümlerin onanması 2024/3875 Esas Sayılı Dosya ile Bağlantılı Yapılan İncelemede; 1.Her ne kadar katılan ... vekili, katılan sanıklar ..., ... ve ... müdafi ile katılan sanık ...'ın maktuller ... ve ...'...
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı Serkan'ın Ereğli 1.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2008/499 E- 2010/463 K sayılı kararı ile boşandıklarını, tarafların müşterek çocukları T5 velayetinin davacı anneye verildiğini, çocuk ve davacı müvekkilinin Almanya'da yaşadıklarını, çocuğun soy isminin Yılmaz olarak görünmesinin hukuki ve fiili durumda sorunlar teşkil ettiğini, çocuğun soy isminin anne soy isminden farklı olmasından dolayı problemler yaşandığını, müvekkili olan davacı annenin yeni bir evlilik yaptığını ve Şahin soy ismini aldığını, bu nedenle davanın kabulü ile müşterek çocuk T5 soy adının Şahin olarak tashih ve nüfusa tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Cevap dilekçesi: Davalı kurum temsilcisi cevap vermemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davanın reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Çocuğun soy bağını değiştirmek HÜKÜM : Mahkumiyet Besni Cumhuriyet Başsavcılığının 10.05.2011 tarihli iddianamesi ile, sanıklar ...,...,... ve ....hakkında çocuğun soy bağını değiştirme suçundan açılan kamu davasının yargılaması sonucunda, hüküm başlığında CMK.nın 232. maddesi uyarınca sanıkların açık kimlik bilgilerine yer verildiği, ancak hükmün son fıkrasında infazda çelişkiye yol açacak şekilde sanık ... hakkında hüküm kurulurken sanığın isminin yazılmaması mahallinde düzeltilebilir maddi hata olarak kabul edilmiştir....