Davacı erkek vekili tarafından yerel mahkeme kararına karşı müvekkili lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğu yönünde istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmakla, dosya üzerinde yapılan incelemede; dosya içerisinde bulunan davacı vekili Av.Belgin Gök'e ait vekaletname genel vekaletname olup, soy bağının reddi davası ile ilgili özel yetkiyi içermemektedir. Soy bağının reddi davası açmak ve açılan davayı takip etmek kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hakkın kullanımı niteliğindedir. Bu bakımdan vekaletname de bu hususta özel yetkiyi gerektirir (HMK m.74)....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; Davacının soy bağı reddi davası açma hakkı olmadığından davanın usulden reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; Davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğinden bahisle ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : TMK 286 maddesi gereğince soy bağının reddi davası açma hakkı koca ve çocuğa tanınmış olup 291.madde de dava açma süresinin geçmesinden önce kocanın ölmesi veya gaipliğine karar verilmesi, ya da sürekli olarak ayırt etme gücünü kaybetmesi hallerinde kocanın alt soyu, anası, babası veya baba olduğunu iddia eden kişinin soy bağının reddi davası açabileceği hükme bağlanmıştır. Bu düzenlemeler karşısında annenin soy bağının reddi davası açma hakkı yoktur....
ilişkisi olmamalı ya da kurulmuş olan soy bağı ilişkisinin "soy bağının reddi davası" ile sonlandırılması gerekmekte olduğunu, bu şartları sağlamayan "soy bağının tespiti" davasının reddedilmesi gerektiğinin doktrin ve Yargıtay içtihatlarında tartışmasız olarak kabul edildiğini, zamanaşımı süresinin dolduğunu, beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Mahkemece, davacının muris .......ile soy bağı bulunmadığından davanın reddine karar verilmiştir Hükmü, davacı temyiz etmiştir. Kural olarak mirasçılık belgesi verilmesi ve iptali istemine ilişkin davalar miras bırakanın mirasçıları veya mahkemelerce yetki belgesi verilen kişiler tarafından açılabilir. Davacı soy bağına dayanmamış, ...... Hukuk Mahkemesinin 2013/214 Esas sayılı soy bağını ispat için açtığı dava dosyasında aldığı yetki ile davayı açmıştır. Bu nedenle mirasçılık belgesi istenen muris .......... ile soy bağını bu davada ispatlamak zorunda değildir. Mahkemece, .............'nın mevcut nüfus kaydına göre mirasçıları tespit edilmeli ve mirasçılık belgesi düzenlenmelidir. Bu nedenle davanın reddi doğru görülmemiş hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, istek halinde yatırılan harcın iadesine, 19.11.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacının resmi nikahlı eşi olan davalının diğer davalı ile birlikte evlilik birliğinin devamı sırasında cinsel ilişkiye girdikleri, davacının açtığı soy bağının reddi davasında Adli Tıp Kurumu'ndan alınan rapor ile çocuğun davacıdan olmadığının ve bu çocuğun babasının diğer davalı ... olduğunun anlaşıldığı, doğan çocuğunun davacının nüfusuna kayıt ettirildiği, soy bağının reddi davasının kabul edilerek küçüğün soy bağının düzeltildiği anlaşılmaktadır. Yerel mahkemece açıklanan olgular gözetilerek, davalıların eyleminin davacının aile bütünlüğüne ve kişilik haklarına saldırı oluşturduğu benimsenip davacı yararına uygun bir tutarda manevi tazminat takdir edilmesi gerekirken, yerinde olmayan yazılı gerekçeyle manevi tazminat isteminin tümden reddedilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir....
Bu açıklamalara göre dava, çocukların baba yönünden soy bağının düzeltilmesi (soy bağının reddi ve babalığın tespiti) istemine ilişkin olup 4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun uyarınca bu tür bir davanın aile mahkemesinde, bulunmadığı takdirde aile mahkemesi sıfatı ile asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerekmekte olup mahkemece davaya genel görevli asliye hukuk mahkemesi olarak bakılması yerinde görülmediğinden açılan davanın soy bağının reddi istemine ilişkin olmasına rağmen davanın en baştan en sona nüfus kaydında düzeltim davasıymışcasına genel görevli asliye hukuk mahkemesinde görülmesi dikkate alındığında dava dosyasının istinaf incelemesinin ise dairemizin nüfus kayıtlarının düzeltilme davasının istinaf inceleme yeri olarak görevli olduğundan dolayı anılan gerekçe ile davanın soy bağının reddi olmasına rağmen dava dosyasının istinaf incelemesi için dairemize gönderildiğinin de anlaşıldığı oysaki açılan davanın soy bağının reddi davası...
Çocukla nüfus kaydında babası olarak görünen erkekle kurulmuş bulunan soy bağının iptalini amaçlayan bu dava soy bağının reddine yöneliktir. Soy bağının reddi davasını kimlerin açabileceği, taraf teşkili ve diğer hususlar ancak görevli mahkemede tartışılabilir. Davaya bu niteliğiyle bakma görevi Aile Mahkemesine aittir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince Aile Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 03.07.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki soybağı reddi hukukuna ilişkin davada İstanbul 1. Aile ile 9. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, T.M.Y.'nın 286/2. maddesine göre açılan soy bağının reddi istemidir. Davacı, nüfus kaydında anne ve babası olan davalıların gerçek anne babası olduklarından şüphe ettiği, DNA tesbiti yapılması ve davalıların anne baba olmadıklarının tesbitini talep etmektedir. Davacının iddiası nüfus kaydındaki bir hatanın düzeltilmesinden ziyade, TMY'nın 286/2. maddesi uyarınca soy bağının reddi olduğu anlaşılmakla, TMY'nın 2. kitabında düzenlendiği anlaşılan uyuşmazlığın aile mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince İstanbul 1....
eski eşi davalı T3 "Kayan" olan soy ismini kullanmaktan men edilmesine, Kayan olan soy isminin önceki soy adı ile değiştirilmesine, davalı Zeynep'in Burak'ın nüfus kütüğünden silinmesine ve baba kütüğüne tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Tarafların İddia ve Savunmaları: Asıl dosyada davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununun 12. maddesi uyarınca Türk Vatandaşlığına kabul edildiklerini, evvelinde ise Suriye Arap Cumhuriyeti vatandaşı olduklarını, vatandaşlığa kabul süresi içerisinde müvekkillerinin soy isimlerinin değiştiğini, bu nedenle mağdur durumda bulunduklarını, müvekkillerinin eski soy isminin Almoukdad olduğunu, bu soy ismini kullanmak istediklerini, T5 eski soy ismi ile ticaret unvanına sahip şirketinin bulunduğunu ve bu durumun ticari hayatını olumsuz etkilediğini belirterek müvekkillerinin soy isimlerinin Almoukdad olarak değiştirilmesine, vekalet ücreti ve tüm yargılama masraflarının davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....