bağının değiştirilmesi nedeniyle hem TCK'nin 231/1. maddesinde düzenlenen çocuğun soy bağının değiştirilmesi, hem de 206. maddesinde düzenlenen resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 67/1. maddesinde hüküm altına alınan nüfus müdürlüğüne gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçlarının oluştuğundan söz etmek mümkün ise de; TCK'nin 206. maddesinde genel olarak her türlü yalan beyanın, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu‘nun 67/1. maddesinde bundan daha özel biçimde nüfus işlemlerinde yalan beyanın, TCK'nin 231/1. maddesinde ise sadece çocuğun soy bağı konusundaki yalan beyanın yaptırım altına alındığı nazara alındığında, TCK'nin 231/1. maddesinin her iki düzenlemeye göre de "özel norm" niteliğinde olup "özel normun önceliği" ilkesi uyarınca eylemin yalnızca TCK'nin 231. maddesindeki "çocuğun soy bağını değiştirmek" suçunu oluşturduğu gözetilmeden eylem ikiye bölünerek resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçundan da mahkumiyet hükmü kurulması...
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın hak düşürücü süreye uğradığını belirterek öncelikle bu sebeple reddine, aksi kanaat halinde davacının çocuğu olduğu yönünde müvekkilinin herhangi bir bilgisinin bulunmadığını, kaldı ki davacının nüfusta görünen baba ile soy bağı ilişki kaldırılmadıkça elde davayı açamayacağını, tazminatlar yönünden mahkemenin görevli olmadığını açıklayarak davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacının başka bir erkekle soy bağının bulunduğu, bu soy bağı geçersiz kılınmadıkça eldeki davanın dinlenemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir....
Ancak, Zile T2 cevabi yazısı ve dosya kapsamına göre davacının babası Duran Tezel'in nüfus kaydı dışında Duran Tezel'in baba hanesinde yer alan ''İbrahim'' ve davacı tarafından soy bağının tespiti talep edilen '' Seyit Rıza'' ile ilgili nüfus kaydı bulunmadığı, Pir Seyit Rıza ile ilgili ölüme ilişkin belge bulunmadığından T2 cevabında belirtilen 1926 yılındaki yersel yazım öncesi ölenlerin aile kütüklerine tescil edilemeyeceği, soy bağının kurulması ve kayıtların düzeltilmesine yönelik talep ile dava açıldığı, açılan davaya ilişkin araştırmaya yönelik alınan cevap ve beyanlar ile Jandarma görevlilerince düzenlenen tutanaklar çerçevesinde davacının babası Duran ile başlayan hanedeki nüfus kayıtları hakkında üst soya ilişkin başkaca kayıt ve bilgiye rastlanmadığı, tanık beyanlarının da iddianın ispatı için yeterli olmadığı anlaşıldığından ilk derece mahkemesince ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı yön bulunmamaktadır....
Mahkemece, davacı tarafından davalılar aleyhine açılan soy bağının reddi davasının kabulü ile, İzmir İli, Urla İlçesi, Balıklıova Mah. Cilt No: 13, Hane No: 57, Birey Sıra No: 4'de nüfusa kayıtlı T.C. Kimlik numaralı Hakkı ve Pehime'den olma 01/07/1920 doğumlu olup, 23/08/1996 tarihinde vefat eden Mustafa Fehmi Altındağ ile aynı hanede birey sıra no:9'da oğlu olarak kayıtlı görünen Mustafa Fehmi ve Ayşe'den olma 01/09/1970 doğumlu, T.C. Kimlik numaralı T3 arasındaki soy bağının reddine ve nüfus kayıtlarında aralarındaki soy bağının kaldırılmasına karar verilmiştir....
ın soy bağının düzeltilmesine ilişkin Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2013/366 Esas sayılı dava dosyaları bulunmamaktadır. 1)Eldeki dava dosyası ile birleşen Aile Mahkemesi'nin 2014/214 Esas sayılı dava dosyası ile, 2)Muris ....'in soy bağının düzeltilmesine ilişkin Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2013/366 Esas sayılı dava dosyalarının mahkemelerinden getirtilerek dosya içerisine konulması, ondan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın Yerel Mahkemesi'ne GERİ ÇEVRİLMESİNE, 07.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Sayılı dosyası ile soy bağının reddi davası açtığını, davalının başka bir kadın ile gayri meşru bir ilişki içerisine girdiğini ve babasının annesini aldattığını öğrenen müvekkili Sezgin'in davalının birlikte olduğu kadının çocuğuna ulaşarak annelerini uyarmasını istediğini, davalının bu durumu öğrendikten sonra utanç duyup ailesine döneceğine müvekkillerine karşı iftiralarla soy bağının reddi davası açtığını, davalının işlediği zinayı örtbas etmek amacıyla açtığı soy bağının reddi davasının müvekkillerini manen yıprattığını belirterek, müvekkilleri için ayrı ayrı 50.000,00- TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Aile Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde; davacı vekilinin talebinin soy bağının reddi davası veya nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davası olup olmadığının tespit edilmesinin zorunlu olduğu, TMK'nun 282. maddesi uyarınca çocuk ile ana arasında soy bağının doğumla, baba ile arasında soy bağının ise ana ile evlilik, tanıma veya hakim hükmü ile, ayrıca evlat edinme yoluyla ve kısaca af kanunları olarak nitelendirilen bir evlenme akdine dayanmayan birleşmelerden doğan çocukların soy bağlarının düzenlenmesine ilişkin kanunlara göre kurulacağı, aynı kanunun 39. ve Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 35/1 maddeleri uyarınca kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiç bir kaydının düzeltilemeyeceği ve bu kayıtlara şerh konulamayacağı, eldeki davada davalıların dedeleri olan T9'un nüfusuna eğitimlerini devam ettirmeleri amacıyla bilerek kaydedildiklerinin anlaşıldığı, bu hususun taraflarca baştan itibaren bilindiği, baştan yanlış kütüğe geçirilen çocuklar ile kayden baba arasında soy...
SAVUNMA: Davalı T7 vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesini, esas yönünden ise açılan davanın haksız ve yersiz olduğunu, soy bağının doğru olduğunu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER:Tarafların nüfus aile kayıt tablosu, yaptırılan zabıta araştırmaları, ve dava dosyası. İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: "Davanın HMK'nın 114/1- i ve 303'ncü maddeleri uyarınca daha önce aynı konuda kesin hüküm bulunması nedeniyle REDDİNE,"karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı; davanın reddi yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ :Soybağının Reddi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm feri müdahale talep eden tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı biyolojik baba soy bağının reddi davası açmış, ilk derece mahkemesince davanın kabulüne, davacı ile davalılar ... ve ... arasındaki soy bağının reddine, davacının davalılar ... ve ...’in babası olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalılardan ... ve ... yanında ferî müdahale talep eden ve müdahale talebi reddedilen tarafından istinaf edilmiştir. Müdahale talebinin kabulü hâlinde müdahil, davayı ancak bulunduğu noktadan itibaren takip edebilir....
GEREKÇE: Dava, soy bağının reddi talebine ilişkindir. Mahkemece, davacı asilin DNA testi için mahkeme kalemine başvurmaması sebebiyle davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. HMK.nun 355.maddesine göre; inceleme istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırı gördüğü takdirde bunu re'sen gözetir. Tüm dosya kapsamı ve istinaf başvurusu birlikte değerlendirildiğinde; 1- Öncelikle, soy bağının reddi davası, şahsa sıkı sıkıya bağlı bir hakkın kullanımı niteliğindedir. Davanın vekil eliyle açıldığı hallerde, vekile bu konuda özel yetki verilmiş olması gerektiğinden (HMK.m.74), davacı adına soy bağının reddi tespiti başvurusunda bulunan avukatın (bu aşamada davayı takip eden vekil olan Av. Yavuz Fidanoğlu - Av....