Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sosyal güvenlik denetmeninin yaptığı saptamalar, mahkememizce dinlenen tutanak tanıkları ve emniyet araştırmaları ile yerinde görülmüş ve davanın reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur" gerekçesi ile "1- Kanıtlanamayan davanın reddine" karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme hükmünün istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını ve davanın kabulü yönünde karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE : Dava, davacının 5510 sayılı Yasa'nın 56/2.fıkrası uyarınca boşandığı eşi ile birlikte yaşadığının tespit edilmesi nedeni ile kesilen ölüm aylığının yeniden bağlanması, ödenen aylıkların iadesine ilişkin Kurum işleminin iptali ve davacının borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir....

geçerli bağlanarak ödenmesi konusunda dosyanın yetkili müdürlüğe aktarılması" talebinde bulunduğunu, dosyanın ilgili birim olan "Yurtdışı Sözleşmeler ve Emeklilik daire Başkanlığına " gönderildiğini, söz konusu başkanlık tarafından düzenlenmiş borçlanma bedelinin 10.10.2016 tarihinde yatırıldığım, . kısmı aylığın bağlanması için Fransa dan " SE 208 12 TF" olarak adlandırılan formüllerin çeşitli defalar istendiğini, geç gelebileceği bilgisi verildiğini, müvekkilinin buna istinaden, 17.10.2016 tarihinde tahsis talebinde bulunduğunu, davalı"Kısmi aylık bağlanmadan tam aylık bağlanamayacağı" şifahi bilgisini verdiğinden dolayı müvekkil 03.01.2017 Tarihli dilekçe ile "Kısmi aylık talebi baki kalmak kaydı ile tam aylık bağlanması" talebinde bulunduğunu, İşlemlerin gecikmesinden dolayı, 09.05.2017 tarihli yazı ile Davalıdan, işlemlerin akıbeti hakkında bilgi talep erimiş ve "Kısmi aylık talebi baki kalmak kaydı ile tam aylık bağlanması" talebinin yenilendiğini, davalının 29.06.2017 tarihli "Aylık...

Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin 02.07.2021 tarihli ve 2021/214 Esas, 2021/1154 Karar sayılı kararı ile; 5510 sayılı Kanun’un geçici 1 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan hüküm gereğince davanın yasal dayanağı olan ve davacının hak sahipliğinin doğduğu tarih itibariyle uygulanması gereken 506 sayılı Kanun’un 68 inci maddesinde dul eşe ölüm sigortası kolundan aylık bağlanacağı ve bu aylığın tekrar evlenme ile sona ereceğinin hüküm altına alındığı, hak sahibine ölüm aylığı bağlanması ve kesilmesine ilişkin şartlar arasında sigortalının hak sahibi tarafından öldürülmemesi yönünde bir koşula yer verilmediği, öte yandan Sosyal Güvenlik Hukuku anlamındaki hak sahipliği ile mirasa hak kazanmanın yasal dayanaklarının ve tabi olduğu şartların farklı olduğu, Yargıtay 10....

    Sigortalının ölümü ile birlikte sağ kalan hak sahibi aile bireyleri gelir kaybına uğrayacak bu nedenle sosyal güvenlik yönünden bir korumaya gereksinim duyacaklardır. İşte bu noktada ölüm sigortası ile risk altında olan hak sahiplerinin sosyal güvenlik hakları koruma altına alınmıştır. Ancak sosyal güvenlik hakkının kullanımı yasa ile sınırlanmış ve belirli koşulların varlığına bağlanmıştır. Sigortalının ölümü ile birlikte sosyal güvenlik hakları koruma altına alınan hak sahiplerinin de ölüm sigortasından yararlanabilmeleri için kanun koyucu tarafından belirli sınırlamalar getirilmiştir....

      Emeklilik Sigorta Rejimine giriş tarihinin Türkiye'de sigorta başlangıç tarihi olduğunun ve yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum vekilince temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Eldeki davada; davacı, ... Emeklilik Sigorta Rejimine giriş tarihinin Türkiye'de sigorta başlangıç tarihi olduğunun ve yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitini istemiştir. Mahkemece; isteğin kabulüne karar verilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti ile ... Krallığı arasında akdedilen Sosyal Güvenlik Sözleşmesi'nde, ... ülkesinde çalışmaya başlanılan veya ......

        Arıcı, Türk Sosyal Güvenlik Hukuku, Ankara 2015, s.386). Bu risk, hak sahibi konumunda olan dul eş ve yetim çocuk yönünden etkili olacaktır. Sigortalının ölümü ile birlikte sağ kalan hak sahibi aile bireyleri gelir kaybına uğrayacak bu nedenle sosyal güvenlik yönünden bir korumaya gereksinim duyacaklardır. İşte bu noktada ölüm sigortası ile risk altında olan hak sahiplerinin sosyal güvenlik hakları koruma altına alınmıştır. Ancak sosyal güvenlik hakkının kullanımı yasa ile sınırlanmış ve belirli koşulların varlığına bağlanmıştır. Sigortalının ölümü ile birlikte sosyal güvenlik hakları koruma altına alınan hak sahiplerinin de ölüm sigortasından yararlanabilmeleri için kanun koyucu tarafından belirli sınırlamalar getirilmiştir....

          Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkındaki 2829 sayılı Kanunun amacı; hiçbir Kurumdaki hizmeti tek başına aylık bağlanmasına yeterli olmayan sigortalı ya da hak sahiplerine, değişik Kurumlardaki hizmet süreleri birleştirilmek suretiyle aylık bağlanmasını sağlamak, bu suretle değişik Kurumlardaki hizmetlerin ziyan olmasını önlemek olup, bazı Sosyal Güvenlik Kurumlarında geçen hizmet süreleri toplamının tek başına aylık bağlanmasına yeterli olması halinde; diğer Kurumlarda geçen hizmetlerin birleştirilmesinde; sigortalının, ya da, hak sahibinin iradesinin de bu yönde olması koşuluyla zorunluluk bulunmamaktadır....

            Kararın, dava konusu işlemin "emeklilik ikramiyesi ödenmesi" talebinin reddine ilişkin kısmının iptali ile emekli ikramiyesi ödenmesi istemi yönünden hüküm kurulmamasına ilişkin kısmına gelince; Mülga 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanun'un 1. maddesinde; "Bu Kanunun amacı; çeşitli sosyal güvenlik kurumlarına tabi olarak geçen hizmet sürelerinin birleştirilmesi suretiyle ilgililerin sosyal güvenliklerinin sağlanması usul ve esaslarının düzenlenmesidir." hükmüne; "Emekli İkramiyesi" başlıklı 12. maddesinin birinci fıkrasında ise; "Son defa T.C. Emekli Sandığına tabi görevlerden emekliye ayrılan ve kendilerine bu Kanun'un 8. maddesi uyarınca birleştirilen hizmet süreleri üzerinden aylık bağlananlara, T.C. Emekli Sandığına tabi daire, kuruluş ve ortaklıklarda prim veya kesenek ödemek suretiyle geçen sürelerinin toplamı üzerinden, 5434 sayılı T.C....

              d) 28 Haziran 1962 tarihinde Milletlerarası Çalışma Teşkilatı Genel Konferansı'nca Cenevre’de yapılan 46. toplantıda kabul edilen “1962 Sosyal Güvenlik Eşit Muamele Sözleşmesi” olarak adlandırılacak olan "Vatandaşlarla Vatandaş Olmayan Kimselere Sosyal Güvenlik Konusunda Eşit Muamele Yapılması Hakkında Sözleşme" 10.8.1971 tarih ve 13922 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 19.7.1971 tarih ve 1453 sayılı Kanun ile kabul edilmiştir. Bu sözleşmeyi uygulayan her üye, sözleşme mükellefiyetlerini kabul ettiği sosyal güvenlik dallarında, ülkesinde, bu sözleşmeyi uygulayan diğer üye Devletler vatandaşlarına, sosyal güvenliğe tabi olma ve yardımlardan yararlanmaya hak kazanma bakımlarından, kendi vatandaşlarıyla ile eşit işlem yapar....

                4956 sayılı Yasa, 08/08/2003 tarihi itibarıyla yürürlüğe girmiş ve bu kez 1479 sayılı Yasanın 45/c maddesi "yaşları ne olursa olsun evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan veya dul kalan ve bu Yasa ile diğer sosyal güvenlik Yasaları kapsamında çalışmayan, bu yasalar kapsamındaki çalışmalarından dolayı gelir veya aylık almayan kız çocuklarının her birine %25'i," oranında aylık bağlanır.” şeklinde değiştirilmiştir....

                UYAP Entegrasyonu