Sosyal Güvenlik Kurumu inceleme sonucu işverenin teşvikten yararlanamayacağına karar verdiğinde % 5 puanlık primi işverenden tahsil edecek aksi takdirde bu miktarı Hazineden yani genel bütçeden alacaktır. Prim borcunun doğup doğmadığı hususu prim ödeme durumunda olan işveren ile Sosyal Güvenlik Kurumu arasındaki ihtilaftır. Maliye Bakanlığı'nın prim borcunun doğumu ve prim teşvikinden kimlerin yararlanacağı konusunda görevi yoktur. Aksi halde 5510 sayılı Yasa ile Sosyal Güvenlik Kurumuna verilen görevlerin Maliye Bakanlığı’nca yerine getirilmesi gerekecektir. Yargıtay HGK'nun 05.04.2017 gün, 2017/21-387-657 E,K, 2016/21-2693 E., 2017/656 K. Sayılı ilamları da bu yöndedir. Somut olayda; davacı şirketin ......
Maddesine göre iş, sosyal güvenlik ve diğer ilgili mevzuat uyarınca yüklenici, istihdam edilen özel güvenlik görevlisinin işvereni olarak kabul edilecek ve mevzuattan doğan bütün borç ve yükümlülükler ile istihdam edilen tüm özel güvenlik görevlisinin özlük, yıllık ücretli izne ilişkin hakları ile ilgili kanun ve bunlara ilişkin tüzük, yönetmelik ve tebliğlerle belirlenmiş tüm yükümlülükler, yüklenici tarafından yerine getirileceğinin hükme bağlandığı, yine aynı şartnamenin 17. Maddesine göre ise yüklenici yürürlükteki iş ve sosyal güvenlik hukuku mevzuatı hükümlerine göre çalıştıracağı güvenlik görevlilerinin her türlü özlük haklarını karşılamak zorundadır. Mevzuata göre işçi alınması, işçi çıkarılması, işçi haklarının ödenmesi ve sair konularda (kıdem tazminatı hariç olmak üzere) tüm sorumluluğun yükleniciye ait olacağının kararlaştırıldığı, halihazırda Hizmet İşleri Genel Şartnamesi'nin 38/6 maddesi ile Satın Alım İhalesine ait Teknik Şartname'nin 17....
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, 79,54 TL tasarruf teşvik kesintisinin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte, 878,91 TL tasarruf teşvik kesinti nemasının da dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı işveren ... Tekstil San. Tic. A.Ş.’den alınarak davacıya verilmesine, davalılardan ... ve Dış Ticaret Müsteşarlığı, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı ve T.C. ... hakkındaki davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. 1) ... Tekstil San. Tic. A.Ş. ve T.C....
- K A R A R - Davacı vekilinin, davacı şirket ile davalı ... arasında 12.03.2008 tarihinde hizmet alımı sözleşmesinin imzalandığı, iş bu sözleşmenin 12.1 maddesine istinaden bankadan 305.000,00 TL bedelli kesin teminat mektubunun davacı tarafından davalı ...'a verildiği, davacı tarafından sözleşme konusu işler süresinde tamamlandığı, davalı ... tarafından da geçici kabul ve kesin hesaplar yapıldığı, taraflar arasında imzalanmış olan sözleşmenin 12.4.1 maddesine göre yapılan kesin hesap ve kabullerin ardından davalı tarafından tüm ilgili kurumlar ve SGK Beyoğlu Sosyal Güvenlik Merkezi ile yazışmalar yapılarak davacının borcu olmadığına dair yazılar alındığı, bu yazıların davalıya gönderildiği ve ulaştığı, bu sebeple de teminat mektubunun iadesinin talep edildiği, ......
Ancak devam eden uyuşmazlıklar ile tanımlanmamış hukuki durumlara yeni yasa veya düzenleyici kural "derhal yürürlüğe girme" niteliği nedeniyle uygulanacak ve hukuki sonuçlarını doğuracaktır. Bu gibi durumlarda yasaların geriye yürümesi değil ani etkisi söz konusudur. Sosyal güvenlik hukukunun ilgi alanı kamusal olup, otoritesi kamu düzenini ilgilendirmektedir. Bu nedenle sosyal güvenlik hukuku ile ilgili yasalar yürürlüğe girdiği tarihten itibaren derhal hukuksal sonuçlarının doğurur....
Sigortalı Lehine Yorum İlkesi ve Sosyal Güvenlik Hakkı: İş ve Sosyal Güvenlik Hukukunun temel ilkelerinden birisi de, işçi-sigortalı lehine yorum ilkesidir. İş hukukunun temel prensipleri arasında yer alan işçinin korunması ilkesinin bir sonucu olan işçi lehine yorum ilkesi, sosyal güvenlik hukukunda kendini sigortalı lehine yorum şeklinde göstermektedir. Sosyal güvenlik hukukunda genel amaç, bu haktan olabildiğince fazla kesimin yararlanabilmesi yani kapsamının genişletilmesidir. Diğer bir ifadeyle bu hukukun uygulanmasında esas alınacak temel ilkelerden birisi de şartlar elverdiği ölçüde sigortalı lehine yorum yapılmasıdır. Sosyal devlet; bireylere belirli bir sosyal güvenlik hakkı ve asgari gelir düzeyi öngören, sağlık ve refah hizmetlerinden serbestçe yararlanma ve belirli bir yaşa kadar eğitim olanağı sunan, bir takım sosyal riskleri önleyici tedbirler alan devlet anlayışıdır....
1) Halen yurt dışında bulunanlar; a) Yurt dışına çıkmadan önce Türkiye'de herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi çalışması olmayanlar Sosyal Sigortalar Kurumuna, b) Yurt dışına çıkmadan önce Türkiye'de son defa prim, kesenek ve karşılık ödenen sosyal güvenlik kuruluşuna, c) Ev kadınları Bağ-Kur'a yazılı olarak müracaat etmek suretiyle borçlanabilirler. 2) Türkiye'ye döndükten sonra yurtdışında geçen hizmetlerini borçlanmak isteyenler; a) Herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi olmayanlar, Sosyal Sigortalar Kurumuna, b) Müracaat tarihinde çalışmakta olanlar tabi oldukları sosyal güvenlik kuruluşuna, c) Başvuru tarihinde herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi olmamakla birlikte yurda dönüş tarihinden sonraki çalışmalarından dolayı son defa tabi oldukları sosyal güvenlik kuruluşuna, d) Hizmetlerinden bir kısmı yurt dışında iken borçlananlardan kalan hizmetlerini yurda dönüş yaptıktan sonra borçlanmak isteyenler ilk borçlanmayı yapan sosyal güvenlik kuruluşuna, e)...
Sosyal güvenlik hukukunun ilgi alanı kamusal olup otoritesi kamu düzenini ilgilendirmektedir. Bu nedenle sosyal güvenlik hukuku ile ilgili yasalar yürürlüğe girdiği andan itibaren derhal hukuksal sonuçlarını doğurur. Bu açıklamalar karşısında 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasa'nın 93. maddesinin somut olaya uygulayacağının kabulü ile mahkemece, 28.02.2009 tarihinden itibaren yapılan davaya konu kesintilerin yasal dayanağı olduğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,29.12.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ, GREV VE LOKAVT KANUNU [ Madde 3 ] "İçtihat Metni" Davacı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın söz konusu işkolu tespit kararının iptaline, yapılan asıl iş itibari ile R... İl Özel İdaresine Bağlı İşyerlerinin davacı sendikanın kurulu bulunduğu 17 sıra numaralı işkolunda olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, her iki davanın da reddine karar vermiştir. Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Davacı K... iş sendikası vekili dava dilekçesinde, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın 14 Nisan 2010 tarih ve 27552 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan 07.04.2010 tarih ve 2010/14 sayılı R......
Çoğunluk görüşüne aşağıda açıklanan gerekçeler ve özellikle sosyal güvenlik hakkının vazgeçilmez hak ve kamu düzeninden olması, resen araştırma ilkesinin geçerli olması, bordronun 4857 sayılı ... Kanunu, 6098 sayılı TBK ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu hükümleri ile 6100 sayılı HMK hükümlerine göre senet niteliğinin bulunmaması karşısında katılınmamıştır. 6. Sosyal Güvenlik Hakkının niteliği: Anayasa’nın 60. Maddesi uyarınca “Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar”. Belirtmek gerekir ki; Sosyal devlet olmanın bir gereği ve sonucu, sosyal güvenlik hakkının tüm bireylere sağlanması ve güvence altına alınmasıdır. Sosyal güvenlik hakkı vazgeçilmez bir anayasal haktır ve kamu düzenindendir. Hizmet tespiti, prime esas kazancın tespiti ve buna bağlı olarak yaşlılık aylığı, bir sosyal güvenlik hakkıdır....