Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Uygulamada uzun vadeli sigortalı kolları için açılsa da davanın açılacağı sigorta dalları bakımından herhangi bir ayrım yapılmamaktadır(...: Türk Sosyal Sigortalar Hukuku, 3. Bası, ... 2017 s: 478-479). 6. Yurt dışı işyerinde çalışan işçinin sosyal güvenlik hakkı: 6.1. Sosyal Güvenlik Hakkının niteliği: Anayasa’nın 60. Maddesi uyarınca “Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar”. Belirtmek gerekir ki; Sosyal devlet olmanın bir gereği ve sonucu, sosyal güvenlik hakkının tüm bireylere sağlanması ve güvence altına alınmasıdır. Sosyal güvenlik hakkı vazgeçilmez bir anayasal haktır ve kamu düzenindendir. 6.2. Sosyal devlet; bireylere belirli bir sosyal güvenlik hakkı ve asgari gelir düzeyi öngören, sağlık ve refah hizmetlerinden serbestçe yararlanma ve belirli bir yaşa kadar eğitim olanağı sunan, bir takım sosyal riskleri önleyici tedbirler alan devlet anlayışıdır....

    SAVUNMANIN ÖZETİ Davalı kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın usul ve yasaya aykırı olup reddinin gerektiğini, davacının 3201 Sayılı kanuna göre borçlanılmak suretiyle iç mevzuatımıza göre Türkiye’de geçmiş gibi değerlendirilen hizmeti ile ilgili olarak Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin uygulanmasının söz konusu olmadığını, yurt dışında ilk defa çalışmaya başlanılan tarihin ülkemizde de ilk defa işe giriş tarihi olarak dikkate alınmasının kanunen mümkün olmadığını, davacının ülkemizde sigortalı hizmeti bulunmaması nedeniyle hakkında sosyal güvenlik sözleşmesi hükümlerinin uygulanmasının söz konusu olmadığı gibi davacının Türkiye’de sigortalı hizmetinin bulunması halinde dahi sosyal güvenlik sözleşmesi hükümlerinin ancak sözleşme hükümlerine göre kısmi aylık bağlanmasında uygulanması mümkün olup 3201 Sayılı Yasaya göre aylık bağlanmasında sözleşme hükümlerinin uygulanamayacağını, Mahkemece davacının Almanya hizmetleri ile ilgili primlerini iade alıp almadığının da araştırılması gerektiğini...

    Yalnızca sosyal yardım ve hizmetler ile sosyal sigortaları içeren, üniversitelerin ilgili fakülte ve bölümlerinde ders olarak öğrenimi sürdürülen dar anlamda ... söz konusu olduğu gibi, ... ile beraber konut hakkı, eğitim hakkı, işsizleri koruma ve kendilerine iş bulma, sağlığın, çocukların, tüketicinin, analığın korunması ve benzeri sosyal konuları barındıran geniş anlamda Sosyal Hukuk'tan da söz edilmekte, ülkemizde ise yerleşik olmayan anılan kavramlar yerine Sosyal Güvenlik Hukuku terimi kullanılmaktadır....

      İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 27/09/2022 NUMARASI : 2022/411 2022/621 DAVA KONUSU : Tespit (Sosyal Güvenlik Hukuku İle İlgili Tespit Davaları) KARAR : Taraflar arasındaki Tespit (Sosyal Güvenlik Hukuku ile ilgili Tespit Davaları) davasında Dörtyol 2. İş Mahkemesi ve İskenderun 1....

      Sigorta şirketinin yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. Yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere göre, 2918 sayılı Yasa'nın 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluk "Sosyal Güvenlik Kurumu'na" geçtiğinden eldeki davada yasal hasımın "Sosyal Güvenlik Kurumu" olması gerekir....

        Sigortalı Lehine Yorum İlkesi ve Sosyal Güvenlik Hakkı: İş ve Sosyal Güvenlik Hukukunun temel ilkelerinden birisi de, işçi-sigortalı lehine yorum ilkesidir. İş hukukunun temel prensipleri arasında yer alan işçinin korunması ilkesinin bir sonucu olan işçi lehine yorum ilkesi, sosyal güvenlik hukukunda kendini sigortalı lehine yorum şeklinde göstermektedir. Sosyal güvenlik hukukunda genel amaç, bu haktan olabildiğince fazla kesimin yararlanabilmesi yani kapsamının genişletilmesidir. Diğer bir ifadeyle bu hukukun uygulanmasında esas alınacak temel ilkelerden birisi de şartlar elverdiği ölçüde sigortalı lehine yorum yapılmasıdır. Sosyal devlet; bireylere belirli bir sosyal güvenlik hakkı ve asgari gelir düzeyi öngören, sağlık ve refah hizmetlerinden serbestçe yararlanma ve belirli bir yaşa kadar eğitim olanağı sunan, bir takım sosyal riskleri önleyici tedbirler alan devlet anlayışıdır....

          Kanunun 55. maddesinde, “ Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez.”hükmüne yer verilmiştir. Adalet Komisyonu'nun 55. madde gerekçesine göre; “sosyal güvenlik ödemelerinin, denkleştirme (indirim) işlevi görebilmesi, onun sorumluluğu doğuran olaya sebebiyet verenlere rücu edilebilmesine bağlıdır. Bu kural gereği, rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri; teknik arıza, tam kaçınılmazlık hallerindeki ödemeler, bu tazminatlardan indirilemez. Bağlanan gelirlerin, işçinin kusuru ve kaçınılmazlık gibi nedenlerle rücu edilemeyen kısmı da indirilemez....

            Esas işyeri ile kastedilen, işverenin işyeri merkezinin bulunduğu ülkedir. Örneğin açık denizlerde görev alan gemi adamları bakımından esas işyerinin bulunduğu ülke hukuku önem taşır. Ancak hâlin bütün şartlarına göre iş sözleşmesiyle daha sıkı ilişkili bir hukukun bulunması hâlinde sözleşmeye mutad işyeri hukuku ve işverenin esas işyerinin bulunduğu ülke hukuku yerine bu hukuk uygulanabilir (MÖHUK m. 27(4)). Daha sıkı ilişkili hukukun uygulanmasındaki en önemli unsur, işçinin menfaatidir (ELÇİN, s. 147)....

            B) Davalı Cevabının Özeti: Davalı vekili, davacı ile müvekkili idare arasındaki ilişkinin hizmet akdine değil idare hukuku ilişkisine dayandığını, davacının usta öğretici olarak/valilik/kaymakamlık tasarrufu olan makam olurları ile statü hukukuna tabi olarak görevlendirilip bu şekilde çalıştırıldığını bu nedenle uyuşmazlığın çözüm yerinin idare mahkemelerini olduğunu beyanla davanın görev yönünden reddi gerektiğini, davacının Bayrampaşa ve Esenler halk eğitim merkezlerinde çalışmadığını, davacının Ataköy ilk öğretim okulunda görevlendirildiğini, bu bağlamda usta öğreticilerin ek ders ücreti karşılığında çalıştırıldıklarından taraflar arasındaki ilişkinin idare hukuku ilişkisi olup, davacının Sosyal Güvenlik Hukuku yönünden SSK kurumu kapsamında gösterilmesinin iş sözleşmesi ile çalışmasını göstermeyeceğini, savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

              Davacı ile davalı şirket arasında yapılmış Türkiye iş Kurumu tarafından onaylı hizmet sözleşmesinde, davacının davalı şirketin Irak’da üstlendiği otoyol inşaatı işyerinde çalıştırılması kararlaştırılmış ve sosyal güvenliğinin uzun vadeli sigorta kollarında topluluk sigortası ile sağlanması öngörülmüş, kısa vadeli sigorta kolları (iş kazası ve meslek hastalıkları dahil) topluluk sigortası kapsamı dışında bırakılmıştır. Dosya içeriğinden de, yurt dışında çalışmakta iken kazaya maruz kalan işçinin iş kazası ve meslek hastalıklarına karşı topluluk sigortası yapılmadığı anlaşılmaktadır. Kamu hukuku alanına giren, sosyal güvenlik hukukunun hizmet akdiyle çalışanlar yönünden başlıca kaynağını oluşturan, 506 sayılı Yasa Sosyal Sigortalar Kurumu’na yükümlülükler getiren bir sosyal güvenlik sözleşmesi veya topluluk sigortası bulunmadığı takdirde kural olarak Türk Milli sınırları içerisinde ve Türkiye’de tescilli işyerleri ve işverenler ile yasa kapsamındaki işçiler için uygulanabilir....

                UYAP Entegrasyonu