Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : SOSYAL GÜVENLİK HUKUKU İLE İLGİLİ TESPİT DAVALARI İLK DERECE MAHKEMESİ : İş Mahkemesi Yargıtay Büyük Genel Kurulunun dairelerin iş bölümüne ilişkin 09.02.2018 tarihli ve 2018/1 sayılı kararı, 21.02.2018 tarihli ve 30339 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.03.2018 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair 6723 sayılı Kanun 23.07.2016 tarih ve 29779 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe girmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın niteliğine ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun anılan kararına göre, 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’ndan kaynaklanan davalar hakkında verilen hüküm ve kararların temyiz incelemesi, Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin görev alanı içerisine girmektedir....

    Bilindiği üzere, sosyal güvenlik hakkı temel insan haklarından olup, uluslararası hukuk normları ile Anayasada güvence altına alınmıştır. Bireyleri toplum içinde iktisadi bakımdan desteklemeyi, muhtaçlığa düşmesini önlemeyi, sosyo – ekonomik ve fizyolojik risklerin sonuçlarına karşı korumayı hedef alan bir haktır. (K. Arıcı, Türk Sosyal Güvenlik Hukuku, Ankara 2015, s.95). Ölüm ise gerçekleşmesi mutlak, ancak ne zaman gerçekleşeceği bilinmeyen tipik bir sosyal güvenlik riskidir. (K. Arıcı, Türk Sosyal Güvenlik Hukuku, Ankara 2015, s.386). Bu risk hak sahibi konumunda olan dul eş ve yetim çocuk yönünden etkili olacaktır. Sigortalının ölümü ile birlikte sağ kalan hak sahibi aile bireyleri gelir kaybına uğrayacak bu nedenle sosyal güvenlik yönünden bir korumaya gereksinim duyacaklardır. İşte bu noktada ölüm sigortası ile risk altında olan hak sahiplerinin sosyal güvenlik hakları koruma altına alınmıştır....

      Somut olayda; desteğin vefatı nedeniyle Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından olay iş kazası kabul edilerek davacı eşe peşin sermaye değerli gelir bağlanmıştır. Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından iş kazası nedeniyle bağlanan gelirin işverenden rücu edilmesi amacıyla ........Asliye Hukuk Mahkemesi'nde dava açıldığı bildirilmiştir. Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından açılan dava neticesinde mahkemece bağlanan gelirin peşin sermaye değerinin tamamının veya bir kısmının işverenden rücu edilmesine karar verilmesi halinde artık işleten olması sebebiyle işverenin 2918 sayılı kanun kapsamındaki sorumluluğunu üstlenen sigorta şirketinin de Sosyal Güvenlik Kurumu'na karşı sorumlu olması söz konusu olabilecektir. Sigorta şirketi tarafından, rücu edilebilen sosyal güvenlik ödemeleri tazminattan indirilmeden hem Sosyal Güvenlik Kurumu'na hem de destekten yoksun kalanlara ödeme yapılması durumunda aynı zarar nedeniyle mükerrer ödeme yapılmış olur. Bu nedenle.........

        "K A R Ş I O Y" Sosyal güvenlik hakkı temel insan haklarından olup, uluslararası hukuk normları ile 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyet Anayasası'nda güvence altına alınmıştır. Bireyleri toplum içinde iktisadi bakımdan desteklemeyi, muhtaçlığa düşmesini önlemeyi, sosyo–ekonomik ve fizyolojik risklerin sonuçlarına karşı korumayı hedef alan bir haktır (Arıcı, Kadir; Türk Sosyal Güvenlik Hukuku, ... 2015, s. 95). Ölüm ise gerçekleşmesi mutlak, ancak ne zaman gerçekleşeceği bilinmeyen tipik bir sosyal güvenlik riskidir (Arıcı, s. 386). Bu risk hak sahibi konumunda olan dul eş ve yetim çocuk yönünden etkili olacaktır. Sigortalının ölümü ile birlikte sağ kalan hak sahibi aile bireyleri gelir kaybına uğrayacak bu nedenle sosyal güvenlik yönünden bir korumaya gereksinim duyacaklardır. İşte bu noktada ölüm sigortası ile risk altında olan hak sahiplerinin sosyal güvenlik hakları koruma altına alınmıştır....

          "K A R Ş I O Y" Sosyal güvenlik hakkı temel insan haklarından olup, uluslararası hukuk normları ile 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyet Anayasası'nda güvence altına alınmıştır. Bireyleri toplum içinde iktisadi bakımdan desteklemeyi, muhtaçlığa düşmesini önlemeyi, sosyo–ekonomik ve fizyolojik risklerin sonuçlarına karşı korumayı hedef alan bir haktır (Arıcı, Kadir; Türk Sosyal Güvenlik Hukuku, Ankara 2015, s. 95). Ölüm ise gerçekleşmesi mutlak, ancak ne zaman gerçekleşeceği bilinmeyen tipik bir sosyal güvenlik riskidir (Arıcı, s. 386). Bu risk hak sahibi konumunda olan dul eş ve yetim çocuk yönünden etkili olacaktır. Sigortalının ölümü ile birlikte sağ kalan hak sahibi aile bireyleri gelir kaybına uğrayacak bu nedenle sosyal güvenlik yönünden bir korumaya gereksinim duyacaklardır. İşte bu noktada ölüm sigortası ile risk altında olan hak sahiplerinin sosyal güvenlik hakları koruma altına alınmıştır....

            Ne var ki; dosyada dava dilekçesine ekli davacının dava konusu istemle ilgili Çorum Sosyal Güvenlik T3ne hitaben yazılmış dilekçe örneği mevcut ise de anılan dilekçenin kurum kayıtlarına intikal edip etmediği ve etmiş ise kurum tarafından taleple ilgili her hangi bir işlem yapılıp yapılmadığı belli değildir. Yapılacak iş; davalı kurumdan dava dilekçesine ekli davacının dava konusu istemle ilgili dilekçesinin Çorum Sosyal Güvenlik T3 kayıtlarına intikal edip etmediği ve etmiş ise kurum tarafından ( Çorum Sosyal Güvenlik T3 ) taleple ilgili her hangi bir işlem yapılıp yapılmadığını belirlemek, Çorum Sosyal Güvenlik T3 tarafından işlem yapıldığının anlaşılması halinde mahkemenin yetkili olduğunun kabulü ile işin esasına girerek karar vermek, Çorum Sosyal Güvenlik T3 tarafından yapılmış bir işlem bulunmadığının anlaşılması halinde ise şimdiki gibi karar vermektir....

            Çoğunluk görüşü aşağıda ayrıntılı gerekçeleri ile açıklanacağı üzere sosyal güvenlik hakkının vazgeçilmez temel hak olmasına, kamu düzeninden bulunmasına, resen araştırma ilkesine, çalışma olgusunun hukuki fiil olmasına, ispat hukuku ilkelerine uygun değildir. II. Sosyal Güvenlik Hukukunun Niteliği: 6. Herkes kişiliğine bağlı, dokunulmaz devredilmez, vazgeçilmez, temel hak ve hürriyetlere sahiptir.”. Sosyal güvenlik hakkı, bireylerin geleceğe güvenle bakmalarını sağlayan bir insan hakkıdır. Aynı zamanda “sosyal güvenlik, sosyal hukuk devleti içerisinde yer alan ve bu ilkeyi oluşturan temel kavramlardan birisidir”. Bu esası göz önüne alan anayasa koyucu “Sosyal ve Ekonomik Haklar ve Ödevler” başlığı altında sosyal güvenlik hakkını da düzenlemiş ve 60’ncı madde ile “Herkes sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar” hükmünü getirmiştir....

              (beraber yaşamadıkları ve kart hamili olmadıkları olgusu) Bu tip kararlarda isabetin ve gerçekliğin ortaya konulması için genel hükümlere değil 5510 sayılı Yasa hükümlerine bağlı kalınarak sağlanabilme olasılığıdır.Nedeni çok açık olup, bu konuda yetişmiş ihtisas mahkemelerinin yorumu ve ilgili sosyal güvenlik yasalarının doğru yorumlanabilme olgusu öne çıkmaktadır.Bir eylemin haksız fiil olması sosyal güvenlik açısından çok önemli değildir.Ceza hukukunda ücretlerin çifte bordro ile bildirilmesi, prim kaybına sebebiyet verilmesi, hizmetlerin hiç bildirilmemesi farklı kimlikle, işe girilmesi esasen ceza hukukunda evrakta sahtecilik ve yalan beyanda bulunma suçlarını oluşturulabileceğine rağmen, sosyal güvenlik hukukunu bu yönüyle etkilemez. Esasen bu hukuki ilişkilerin hepsi birer haksız fiildir ve iş mahkemelerinde davalarının görülmesine engel teşkil etmemektedir....

                Kararın temyizi üzerine ise çoğunluk görüşü ile kararın onanmasına karar verilmiştir. 4.Daha önce bozma kararına karşı yazılan karşı oy gerekçesinde ayrıntılı yazılan hukuki gerekçeler ve sosyal güvenlik hukuku ile ilgili kuralların doğrudan uygulanan kurallar ve kamu düzeni ile ilgili olması karşısında, yurt dışı işyerinde çalıştıran, Türk Mevzuatına tabi olan davalıyı hizmet tespitinde davalı göstererek dava açmasında hukuki yararının olduğu, tespiti yapılacak hizmetin, uzun veya kısa vadeli sigorta kapsamında kaldığını davalı kurum tarafından değerlendirilmesi gerektiği, vazgeçilmez ve kamu düzeninden olan sosyal güvenlik hakkını ortadan kaldıracak şekilde, topluluk sözleşmesi kapsamında bildirilmeyen yurt dışında çalışan Türk vatandaşının hizmet tespitini isteyemeyeceğini belirtmenin hukuki olmadığı, kaldı ki mevzuata uymayanın davalı işveren olduğu, kurallara uyulmadan yapılan işlemlerin hukuk düzenince kabul edilmemesi gerektiği açıktır....

                  Nurgül Emine Barın, Türk Sosyal Güvenlik Hukuku’nda Sigortalı Lehine Yorum İlkesi. Internatıonal Conference On Eurasıan Economıes 2016 s: 236 vd). 6. Belirtmek gerekir ki yararlanıcının herhangi bir maddi katkısı bulunmayan sosyal yardımlar ile hizmetler ve yararlanıcının maddi katkısı bulunan sosyal sigortalar olarak ikiye ayrılan sosyal güvenlik, özünde hukuki koşulları gerçekleştiğinde bu araçlardan gelecek parasal karşılığı/ödenceyi talep hakkı olarak tanımlanabilir. Sosyal güvenlik ödenceleri parasal bir karşılığa tekabül ettiği için, anayasal mülkiyet hakkının temel ölçütü olan ekonomik bir değer teşkil etmektedir. Bu yönüyle, sosyal güvenlik hakkı değil ama içinde bulunulan sosyal güvenlik pozisyonundan kaynaklanan maddi talepler mülkiyet hakkı kapsamında korunmaktadır....

                    UYAP Entegrasyonu