Hukuk Dairesinin temel görevi 22 Ocak 2015 tarih ve 29244 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunu 19 Ocak 2015 tarih ve 8 sayılı Kararında belirtildiği üzere “Sosyal Güvenlik Hukuku”ndan kaynaklanan davalarla sınırlıdır. Dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucu: Yerel mahkeme kararındaki niteleme ve temyizin kapsamı dikkate alındığında somut uyuşmazlığa Asliye Hukuk Mahkemesince karar verilmesi ve dairemizin görevsiz olması sebebiyle ilgili ihtilafın tanımlanan niteliği ile Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin görev alanına girdiği düşünülmektedir. 11 Nisan 2015 tarih ve 29323 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 6644 sayılı Kanunun 2. maddesi ile değişik 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60. maddesi uyarınca görevli Yargıtay Dairesinin belirlenebilmesi için dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesi gerekmiştir....
Ancak, yukarıda açıklandığı üzere 5754 sayılı Kanun'un yürürlüğe girmesinden önce statüde bulunan memurlar ile diğer kamu görevlileriyle ilgili sosyal güvenlik mevzuatının uygulanmasından doğan idari işlem ve eylem niteliğindeki uyuşmazlıklarda idari yargının görevinin devam edeceği açıktır." gerekçesiyle itirazın reddine karar verilmiştir....
Bilindiği üzere, sosyal güvenlik hakkı temel insan haklarından olup, uluslararası hukuk normları ile Anayasada güvence altına alınmıştır. Bireyleri toplum içinde iktisadi bakımdan desteklemeyi, muhtaçlığa düşmesini önlemeyi, sosyo – ekonomik ve fizyolojik risklerin sonuçlarına karşı korumayı hedef alan bir haktır (K. Arıcı, Türk Sosyal Güvenlik Hukuku, Ankara 2015, s.95). Ölüm ise gerçekleşmesi mutlak, ancak ne zaman gerçekleşeceği bilinmeyen tipik bir sosyal güvenlik riskidir (K. Arıcı, Türk Sosyal Güvenlik Hukuku, Ankara 2015, s.386). Bu risk hak sahibi konumunda olan dul eş ve yetim çocuk yönünden etkili olacaktır. Sigortalının ölümü ile birlikte sağ kalan hak sahibi aile bireyleri gelir kaybına uğrayacak bu nedenle sosyal güvenlik yönünden bir korumaya gereksinim duyacaklardır. İşte bu noktada ölüm sigortası ile risk altında olan hak sahiplerinin sosyal güvenlik hakları koruma altına alınmıştır....
Eylem tarihinde yürürlükte bulunan mevzuatın değerlendirilmesinden, 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanununun yürürlüğe girdiği 20.5.2006 tarihine kadar 24.7.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4947 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Teşkilatı Kanununun 1 inci maddesinde, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına bağlı, genel bütçeye dahil Sosyal Güvenlik Kurumunun kurulduğu, 3 üncü maddesinde, Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığının Sosyal Güvenlik Kurumunun ilgili kuruluşu olduğu, 4958 sayılı Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununun 1 inci maddesinde ise Sosyal Sigortalar Kurumunun, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının bağlı kuruluşu olan Sosyal Güvenlik Kurumunun ilgili kuruluşu olduğu, 18 inci maddesinde de başkan, genel müdür, genel müdür yardımcıları ve daire başkanlarının müşterek kararname ile atanacakları belirtilmiş, 17 nci maddesinde de Kurum memurları hakkında 4483 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanacağı düzenlenmiştir. 5502 sayılı Kanunun 43 üncü maddesi ile 4947 sayılı Kanunun 1-9 uncu...
Madde hükmünü, karşılıklılık esasına dayalı uluslararası sosyal güvenlik sözleşmesi yapılmış yabancı ülke vatandaşlarına, hiçbir şekilde Türk sosyal güvenlik sisteminin uygulanamayacağı şeklinde değil, bunlara öncelikle ilgili sosyal güvenlik sözleşmesi hükümlerinin uygulanacağı, burada hüküm yoksa 5510 sayılı Yasa hükümlerinin uygulanacağı şeklinde anlamak gerekir.(Prof. Dr. A. Can Tuncay,/ Prof Dr. Ömer Ekmekçi, Sosyal Güvenlik Hukuku Dersleri,15. Bası, Beta Yayınevi, sh.243; Prof. Dr. Ali Güzel , Prof. Dr.Ali Rıza Okur / Doç. Dr....
"K A R Ş I O Y" Sosyal güvenlik hakkı temel insan haklarından olup, uluslararası hukuk normları ile 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyet Anayasası'nda güvence altına alınmıştır. Bireyleri toplum içinde iktisadi bakımdan desteklemeyi, muhtaçlığa düşmesini önlemeyi, sosyo–ekonomik ve fizyolojik risklerin sonuçlarına karşı korumayı hedef alan bir haktır (Arıcı, Kadir; Türk Sosyal Güvenlik Hukuku, Ankara 2015, s. 95). Ölüm ise gerçekleşmesi mutlak, ancak ne zaman gerçekleşeceği bilinmeyen tipik bir sosyal güvenlik riskidir (Arıcı, s. 386). Bu risk hak sahibi konumunda olan dul eş ve yetim çocuk yönünden etkili olacaktır. Sigortalının ölümü ile birlikte sağ kalan hak sahibi aile bireyleri gelir kaybına uğrayacak bu nedenle sosyal güvenlik yönünden bir korumaya gereksinim duyacaklardır. İşte bu noktada ölüm sigortası ile risk altında olan hak sahiplerinin sosyal güvenlik hakları koruma altına alınmıştır....
Sigortalının ölümü ile birlikte sağ kalan hak sahibi aile bireyleri gelir kaybına uğrayacak bu nedenle sosyal güvenlik yönünden bir korumaya gereksinim duyacaklardır. İşte bu noktada ölüm sigortası ile risk altında olan hak sahiplerinin sosyal güvenlik hakları koruma altına alınmıştır. Ancak Sosyal güvenlik hakkının kullanımı yasa ile sınırlanmış ve belirli koşulların varlığına bağlanmıştır. Sigortalının ölümü ile birlikte sosyal güvenlik hakları koruma altına alınan hak sahiplerinin de ölüm sigortasından yararlanabilmeleri için kanun koyucu tarafından belirli sınırlamalar getirilmiştir....
Taraflar arasındaki sözleşme, genel şartname ve teknik şartnamelerin irdelenmesinde, 01/01/2016 tarihinden sonra düzenlenen teknik şartnamelerin 14/6 ve 17/5 maddelerinde dava dışı işçiye ilişkin hizmet personelinin maaşları, yol, yemek, ödül, ceza, maaş artışı ve buna benzer tüm sosyal hakları ile İş Hukuku Mevzuatında belirtilen her türlü sorumluluk vergi harcırah işlemleri yüklenici tarafından sözleşme kapsamında yapılacaktır hükmüne yer verilmiş olup, hizmet personelinin (kıdem tazminatı hariç olmak üzere) maaşları, yol, yemek, ödül, ceza, maaş artışı ve buna benzer tüm sosyal hakları ile İş Hukuku Mevzuatında belirtilen her türlü sorumluluk vergi harcırah işlemleri yüklenici tarafından sözleşme kapsamında yapılacaktır hükmüne yer verilmiştir....
Buna göre, Hollanda Çalışma ve Sosyal Güvenlik (Yardım) Kanunu (WWB) olarak değiştirilen Genel Sosyal Yardım Kanunu' nun, geçim yardımı ile ilgili tüm bölümlerinin tercümesi ile birlikte Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü aracılığıyla celbedilmesi veya bu hususta tarafların yeniden yardımının sağlanması gereklidir. Dosya kapsamı itibariyle de, davalıların geçim yardımı almak için verdikleri beyannamelerde, Türkiye'deki mal varlıklarını ve gelirlerini bildirmedikleri taraflar arasında ihtilafsızdır....
Hukuk Dairesinin temel görevi 21 Şubat 2018 gün ve 30339 sayılı Resmi Gazete'de Resmi Gazete'de yayınlanarak 1 Mart 2018 tarihinden itibaren uygulamaya başlanılmasına karar verilen Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 09.02.2018 tarih ve 2018/1 sayılı Kararında belirtildiği üzere “Sosyal Güvenlik Hukuku”ndan kaynaklanan davalarla sınırlıdır. Dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucu: Dava, 4857 sayılı İş Kanununa göre Çalışma Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Müfettişince hazırlanan raporun iptali istemine ilişkin olup, 23 Temmuz 2016 tarih ve 29779 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 6723 sayılı Kanunun 21. maddesi ile değişik 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60. maddesi uyarınca temyiz incelenmesi işi; Yargıtay Kanununun 14. maddesi ve en son iş bölümü kararı gereğince niteliği bakımından Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin işbölümü alanı içine girmektedir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dava dosyasının Yargıtay 22....