Madde hükmünü, karşılıklılık esasına dayalı uluslararası sosyal güvenlik sözleşmesi yapılmış yabancı ülke vatandaşlarına, hiçbir şekilde Türk sosyal güvenlik sisteminin uygulanamayacağı şeklinde değil, bunlara öncelikle ilgili sosyal güvenlik sözleşmesi hükümlerinin uygulanacağı, burada hüküm yoksa 5510 sayılı Yasa hükümlerinin uygulanacağı şeklinde anlamak gerekir.(Prof. Dr. A. Can Tuncay,/ Prof Dr. Ömer Ekmekçi, Sosyal Güvenlik Hukuku Dersleri,15. Bası, Beta Yayınevi, sh.243; Prof. Dr. Ali Güzel , Prof. Dr.Ali Rıza Okur / Doç. Dr....
Kararın temyizi üzerine ise çoğunluk görüşü ile kararın onanmasına karar verilmiştir. 4.Daha önce bozma kararına karşı yazılan karşı oy gerekçesinde ayrıntılı yazılan hukuki gerekçeler ve sosyal güvenlik hukuku ile ilgili kuralların doğrudan uygulanan kurallar ve kamu düzeni ile ilgili olması karşısında, yurt dışı işyerinde çalıştıran, Türk Mevzuatına tabi olan davalıyı hizmet tespitinde davalı göstererek dava açmasında hukuki yararının olduğu, tespiti yapılacak hizmetin, uzun veya kısa vadeli sigorta kapsamında kaldığını davalı kurum tarafından değerlendirilmesi gerektiği, vazgeçilmez ve kamu düzeninden olan sosyal güvenlik hakkını ortadan kaldıracak şekilde, topluluk sözleşmesi kapsamında bildirilmeyen yurt dışında çalışan Türk vatandaşının hizmet tespitini isteyemeyeceğini belirtmenin hukuki olmadığı, kaldı ki mevzuata uymayanın davalı işveren olduğu, kurallara uyulmadan yapılan işlemlerin hukuk düzenince kabul edilmemesi gerektiği açıktır....
"K A R Ş I O Y" Sosyal güvenlik hakkı temel insan haklarından olup, uluslararası hukuk normları ile 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyet Anayasası'nda güvence altına alınmıştır. Bireyleri toplum içinde iktisadi bakımdan desteklemeyi, muhtaçlığa düşmesini önlemeyi, sosyo–ekonomik ve fizyolojik risklerin sonuçlarına karşı korumayı hedef alan bir haktır (Arıcı, Kadir; Türk Sosyal Güvenlik Hukuku, ... 2015, s. 95). Ölüm ise gerçekleşmesi mutlak, ancak ne zaman gerçekleşeceği bilinmeyen tipik bir sosyal güvenlik riskidir (Arıcı, s. 386). Bu risk hak sahibi konumunda olan dul eş ve yetim çocuk yönünden etkili olacaktır. Sigortalının ölümü ile birlikte sağ kalan hak sahibi aile bireyleri gelir kaybına uğrayacak bu nedenle sosyal güvenlik yönünden bir korumaya gereksinim duyacaklardır. İşte bu noktada ölüm sigortası ile risk altında olan hak sahiplerinin sosyal güvenlik hakları koruma altına alınmıştır....
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; uyuşmazlığın çözüme kavuşturulması amacıyla yapılan 30/03/2021 tarihli ara kararına cevaben davalı idarece gönderilen 10/06/2021 tarihli cevabi yazı ve eklerinin incelenmesinden; davacının 2012-2013 güz döneminde alıp başarısız olduğu; İdare Hukuku, Ticari İşletme Hukuku ve Rekabet Hukuku dersleri ve henüz hiç almadığı dolayısıyla da kaydını yaptırmadığı; İdare Hukuku II, Atatürk İlke İnkilapları Tarihi I, Ceza Usul Hukuku, İş Hukuku, Genel Devlet Teorileri, Miras Hukuku, Alan Seçmeli (Law AE4FA1), Alan Seçmeli (Law AE4FA2), Kıymetli Evrak Hukuku, Uluslararası Özel Hukuk, Avrupa Birliği Hukuku, İcra ve İflas Hukuku, Atatürk İlke İnkilapları Tarihi II, Sosyal Güvenlik Hukuku, Alan Seçmeli (Law AE4SP1) 15 ders olmak üzere toplamda 18 dersinin bulunduğu, davacının en son 2012-2013 bahar döneminde ders kaydının bulunduğu, bu tarihten sonra ders programlarını danışmalarına onaylatmadığı gibi kaydını da...
"K A R Ş I O Y" Sosyal güvenlik hakkı temel insan haklarından olup, uluslararası hukuk normları ile 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyet Anayasası'nda güvence altına alınmıştır. Bireyleri toplum içinde iktisadi bakımdan desteklemeyi, muhtaçlığa düşmesini önlemeyi, sosyo–ekonomik ve fizyolojik risklerin sonuçlarına karşı korumayı hedef alan bir haktır (Arıcı, Kadir; Türk Sosyal Güvenlik Hukuku, ... 2015, s. 95). Ölüm ise gerçekleşmesi mutlak, ancak ne zaman gerçekleşeceği bilinmeyen tipik bir sosyal güvenlik riskidir (Arıcı, s. 386). Bu risk hak sahibi konumunda olan dul eş ve yetim çocuk yönünden etkili olacaktır. Sigortalının ölümü ile birlikte sağ kalan hak sahibi aile bireyleri gelir kaybına uğrayacak bu nedenle sosyal güvenlik yönünden bir korumaya gereksinim duyacaklardır. İşte bu noktada ölüm sigortası ile risk altında olan hak sahiplerinin sosyal güvenlik hakları koruma altına alınmıştır....
Prim, sosyal sigortalarda sosyal riskleri ve Kurumun yönetim giderleri karşılığı olarak sigortalı ve/veya işverenden prime esas kazançlarının belirli bir oranında alınan miktardır (Arıcı, K.:Türk Sosyal Güvenlik Hukuku, Ankara 2015, s. 206). Diğer bir anlatımla sosyal sigortalar primi, Kanunun kendilerine karşı güvence sağladığı sosyal risklerden birinin gerçekleşmesi hâlinde yapılacak sigorta yardımları ile Kurum yönetim giderlerinin karşılığı olarak alınan parayı ifade eder (Güzel, A./Okur, A.R./Caniklioğlu, N.: Sosyal Güvenlik Hukuku, İstanbul 2016, s. 222). 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu uyarınca sigortalı çalışanlar yönünden sosyal sigortalar primlerinin ödeme yükümlüsü, bu kişileri çalıştıran işverenleridir....
HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 25/02/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Sosyal güvenlik hakkı, bireylerin geleceğe güvenle bakmalarını sağlayan bir insan hakkıdır. Aynı zamanda “sosyal güvenlik, sosyal hukuk devleti içerisinde yer alan ve bu ilkeyi oluşturan temel kavramlardan birisidir”. Bu esası göz önüne alan anayasa koyucu “Sosyal ve Ekonomik Haklar ve Ödevler” başlığı altında sosyal güvenlik hakkını da düzenlemiş ve 60’ncı madde ile “Herkes sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar” hükmünü getirmiştir. Bu iki hüküm sosyal güvenlik hakkının kişiye sıkı sıkıya bağlı dokunulmaz ve vazgeçilemez bir hak olduğu sonucuna ulaşılmaktadır. Şahsa sıkı sıkıya bağlı sosyal güvenlik hakkı üzerinde kişi tasarruf yetkisine sahip değildir....
Bilindiği üzere, sosyal güvenlik hakkı temel insan haklarından olup, uluslararası hukuk normları ile Anayasada güvence altına alınmıştır. Bireyleri toplum içinde iktisadi bakımdan desteklemeyi, muhtaçlığa düşmesini önlemeyi, sosyo – ekonomik ve fizyolojik risklerin sonuçlarına karşı korumayı hedef alan bir haktır (K. Arıcı, Türk Sosyal Güvenlik Hukuku, Ankara 2015, s.95). Ölüm ise gerçekleşmesi mutlak, ancak ne zaman gerçekleşeceği bilinmeyen tipik bir sosyal güvenlik riskidir (K. Arıcı, Türk Sosyal Güvenlik Hukuku, Ankara 2015, s.386). Bu risk hak sahibi konumunda olan dul eş ve yetim çocuk yönünden etkili olacaktır. Sigortalının ölümü ile birlikte sağ kalan hak sahibi aile bireyleri gelir kaybına uğrayacak bu nedenle sosyal güvenlik yönünden bir korumaya gereksinim duyacaklardır. İşte bu noktada ölüm sigortası ile risk altında olan hak sahiplerinin sosyal güvenlik hakları koruma altına alınmıştır....
Burada işten ayrılma kavramının, gerek iş hukuku gerekse sosyal güvenlik hukuku açısından irdelenmesi gerekmektedir. Bir işçi sosyal güvenlik hukukuna göre işten çıktığında veya işverence çıkartıldığında, işverence, SGK Başkanlığına ilgili yönetmelikte belirtilen sürede işten çıkış bildirgesi verilmesi gerekmektedir. Bu tarih, ücret ve prim bordrosunda da gösterilip, tam sigorta kollarına tabi prim ödemesine son verilir. Ancak aynı işçinin, takip eden günde işe başlatılıp, “yeniden işe giriş bildirgesi” düzenlenip kuruma bildirilerek işe alınmasında hiçbir engel yoktur. Davacı bu yola başvurarak, iş hukuku yönünden işverenle arasındaki iş sözleşmesini kesintiye uğratmadan (iş akdini feshetmeden) ve kıdem tazminatının ödenmesini tehlikeye sokmadan, aynı işyerinde aynı işverenle aynı işini yapmayı sürdürmek istemektedir....