İLGİLİ MEVZUAT: 442 sayılı Köy Kanunu'nun 74. maddesinin dördüncü fıkrasında, geçici köy korucularının (maddede geçen "geçici köy korucusu" ibaresi 03/10/2016 tarihli ve 676 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 8. maddesiyle "güvenlik korucusu" olarak değiştirilmiştir) görevde bulundukları süre içinde yaralanmaları, engelli hale gelmeleri veya ölmeleri halinde 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun'un "Aylık bağlanması" başlıklı 4. maddesinin birinci fıkrasında, "Bu Kanun kapsamına girenlerden; a) Engelli hâle gelerek bağlı oldukları sosyal güvenlik mevzuatına göre emekliye sevk edilenlere görev malullüğü aylığı bağlanır. b) Emekli aylığı almakta iken engelli hâle gelenlerin almakta oldukları aylıkları görev malullüğü aylığına dönüştürülür. c) Ölenlerin kendilerine bağlanması gereken görev malullüğü aylığı, dul ve yetimlerine intikal ettirilir....
Bu kabul ise sosyal koruma, dayanışma, sosyal denkleştirme ve zorunluluk ilkelerine dayanan sosyal sigortaların yanı sıra bireyin onuru ile kişiliğinin geliştirilmesi için kaçınılmaz ekonomik, sosyal ve kültürel ihtiyaçlarının karşılanmasını esas alan sosyal güvenlik hukukunun ilkelerine uygundur." gerekçesiyle inceleme yapılmak üzere dosyanın Dairemize gönderilmesine karar verilmiştir. 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, sahte sigortalılık nedeni ile iptal olunan hizmetlerin tespiti ve istemine aylığın yeniden bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 3....
kesin dönüş tarihini takip eden aybaşından aylık bağlanması gerektiğinin tespitine karar vermek gerekir....
sigortalı olarak çalışmaya başlayanlar hakkında 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunun sosyal güvenlik destek primine tabi olarak çalışmaya ilişkin hükümlerinin uygulanacağı bildirilmiştir....
Jandarma Bölge Komutanlığında askerlik görevini yapmakta iken 30/10/1995 tarihinde bölücü terör örgütüne karşı yapılan operasyonda yaralanan 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun hükümlerine göre kendisine nakdi tazminat ödenen davacının, anılan Kanun uyarınca aylık bağlanması için Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığına yaptığı 10/10/2022 tarihli başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle dava açıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda; davacıya 2330 sayılı Kanun uyarınca aylık bağlanıp bağlanmayacağından kaynaklanan uyuşmazlığın, askeri hizmete ilişkin olmadığı ve bu konuda değerlendirme yapma ve işlem tesis etme yetkisinin münhasıran Sosyal Güvenlik Kurumuna ait olduğu dikkate alındığında, söz konusu uyuşmazlığın çözümünde, 2577 sayılı Kanun'un 32. maddesinin birinci fıkrası uyarınca, dava konusu işlemi tesis eden Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığının bulunduğu yer idare mahkemesi olan Ankara İdare Mahkemesi yetkili bulunmaktadır....
(dahil) maddelerinde uzun vadeli sigorta kolu niteliğindeki “Ölüm Sigortası” hükümleri düzenlenmiş olup, “Sağlanan yardımlar” başlığını taşıyan 65’inci maddesinde, ölüm sigortasından sağlanan yardımlardan birinin, ölen sigortalının eşine, çocuklarına, ana ve babasına aylık bağlanması olduğu belirtilmiştir. Anılan Kanunun 66’ncı maddesi “Ölüm sigortasından aylık bağlama şartları”, 67’nci maddesi “Ölüm sigortasından bağlanacak aylığın hesaplanması”, 68’inci maddesi “Eş ve çocuklara aylık bağlanması”, 69'uncu maddesi “Ana ve babaya aylık bağlanması”, 70'inci maddesi “Aylığın başlangıcı” başlıklarını taşımaktadır. Diğer taraftan, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 32'nci maddesinde, ölüm sigortasından sağlanan haklar arasında ölüm aylığı bağlanmasına yer verildikten sonra, 33, 34 ve 35'inci maddelerinde “aylık” terimi kullanılmış, 56'ncı maddenin ikinci fıkrasında da anılan kavrama yer verilmiştir....
Uyuşmazlık tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 17.04.2008 tarihli 5754 sayılı Yasanın 79. maddesiyle değişik 3201 sayılı Yasanın 3. maddesi, “Bu Kanunun 1. maddesinde belirtilenler ile, yurt dışında çalışmakta iken veya yurda kesin dönüş yaptıktan sonra ölenlerin Türk vatandaşı olan hak sahipleri sigortalının Türkiye’de hiçbir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi çalışması yoksa, Sosyal Güvenlik Kurumuna, Türkiye’de çalışması varsa, en son tabi olduğu sosyal güvenlik kuruluşuna müracaat etmek suretiyle bu Kanunla getirilen haklardan yararlanırlar. Sosyal güvenlik sözleşmeleri uygulanmak suretiyle kendilerine veya hak sahiplerine kısmi aylık bağlanmış olanların borçlanma işlemleri aylık aldıkları sosyal güvenlik kuruluşunca yapılır” hükmünü içermektedir. Somut olayda, en son Türkiye’de 4/I-a kapsamında çalışmaları bulunmakla birlikte, davacıya 01.07.2009 tarihinden itibaren 4/I-c maddesi kapsamında kısmi sözleşme aylığı bağlandığından, 3201 sayılı Yasanın 3. maddesinin 2....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde, davacının 3201 sayılı yasa kapsamında 16/05/1979 ile 26/04/1996 tarihleri arasında geçen 5150 günü 4A üzerinden borçlandığını, davacının Fransa'da 01.01.2001 tarihinde (sigortalı) hizmet başlangıcı olduğu, 11.05.2016 tarihinde Türkiye'de yaşlılık aylığı bağlanması talebinde bulunduğu hususlarının da tartışmasız olduğunu, ihtilafın borçlanma ile satın alınmayan 01.01.2001 yurtdışı hizmet başlangıç tarihinin Türkiye'de hizmet başlangıç tarihi olarak sayılması gerekip gerekmediği ve buna bağlı olarak talep tarihinde aylık bağlanmasını hak edip etmediği noktasında toplandığını, Türkiye Cumhuriyeti ile Fransa Cumhuriyeti arasında imzalanan Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin 30/1.maddesinde “bir işçi, Türk mevzuatına tabi olmadan önce Fransız Sosyal Güvenlik rejimlerinden birine tabi olmuşsa Fransız mevzuatına ilk tabii olduğu tarih, Malullük, Yaşlılık ve Ölüm Sigortalarına ilk defa tabi olduğu tarih olarak kabul edilir” düzenlemesinin...
Olayın, 2330 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilmek suretiyle davacılara 5434 sayılı Kanunun 72. maddesi uyarınca aylık bağlanması gerekmekte olup, İdare Mahkemesince, yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde ve davacıların istemi de dikkate alınmak suretiyle karar verilmesi gerekirken, bu hususlar dikkate alılnmadan verilen kararda hukuki isabet görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle; davalı idare temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Mahkemeye gönderilmesine, 15.6.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Aynı KHK ile 46/2 maddesi değiştirilerek, " Ancak, evliliğin son bulması ile kocasından da aylık almaya hak kazanan kız çocuklarına bu aylıklardan fazla olan ödenir. hükmü getirilmiştir. 3-04.10.2000 tarihli KHK Anayasa mahkemesinin 26.10.2000 gün ve 61/34 sayılı Kararı ile iptal edilmiştir. 4-4956 sayılı Yasa, 08.08.2001 tarihi itibarıyla yürürlüğe girmiş ve bu kez 1479 sayılı Yasanın 45/c maddesi "yaşları ne olursa olsun evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan veya dul kalan ve bu Yasa ile diğer sosyal güvenlik Yasaları kapsamında çalışmayan, bu yasalar kapsamındaki çalışmalarından dolayı gelir veya aylık almayan kız çocuklarının her birine %25'i," oranında aylık bağlanır şeklinde değiştirilmiştir. Aynı Yasa ile 1479 sayılı Yasanın 46/2 maddesine, "Ancak, evliliğin son bulması ile kocasından da aylık almaya hak kazanan kız çocuklarına bu aylıklardan fazla olan ödenir." hükmü getirilmiştir....