Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dairemiz iş ve sosyal güvenlik alanında doğan uyuşmazlıklara bakmakla görevli olduğundan Asliye Hukuk Mahkemelerince verilen kararlar Dairemizin görev alanına girmemektedir. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın niteliğine ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun anılan kararına göre, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun Aile Hukuku başlıklı ikinci kitabının "Evlilik Hukuku" başlıklı 1. kısmında yer alan hükümlerden kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararların temyiz incelemesi, Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin görev alanı içerisine girmektedir. SONUÇ: Taraflar arasındaki uyuşmazlığın niteliğine ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun anılan kararına göre, dosyanın Yargıtay 2. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 04.02.2013 gününde oybirliği ile karar verildi....

    Hukuk Dairesinin temel görevi 22 Ocak 2015 tarih ve 29244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 19 Ocak 2015 tarih ve 8 sayılı kararında belirtildiği üzere "Sosyal Güvenlik Hukuku"ndan kaynaklanan davalarla sınırlıdır. Uyuşmazlık, ASliye Hukuk Mahkemesince karara bağlanan haksız fiilden kaynaklı itirazın iptali isetiğine ilişkin olup, tanımlanan niteliği ile Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin görev alanına girmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dava dosyasının 4. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 27.02.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Somut olayda iş kazası olduğu iddia olunan olayın Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmediği anlaşılmaktadır. Kurumca hak sahibine gelir bağlanabilmesi için öncelikle zararlandırıcı olayın iş kazası niteliğince olup olmadığının tespiti ön sorundur. İş kazasının tespiti ile ilgili ihtilaf Sosyal Güvenlik Kurumunun hak alanının doğrudan ilgilendirmekte olup tazminat davasında kurum taraf değildir....

        Bilindiği gibi feragat yalnız mevcut davadan değil, o dava ile istenen haktan da vazgeçme anlamına gelir. Davadan feragat neticesinde feragate konu teşkil eden hak tamamen düşer ve artık bir daha dava konusu yapılamaz. Sosyal güvenlik hakkı niteliği itibariyle ekonomik ve sosyal haklar arasında yer alan bir hak olmakla birlikte, insan haklarına dair bütün milletlerarası belgelerde kabul edilen bir insan hakkıdır. Ekonomik ve sosyal bir hak olarak sosyal güvenlik hakkı devlete bu hakkı hayata geçirmek için gereken tedbirleri almak ve teşkilatı kurmak gibi yükümlülükler yükler (Arıcı, K.; Anayasa Mahkemesi Karaları Işığında Sosyal Güvenlik Hakkı, Sosyal İnsan Hakları Uluslar arası Sempozyumu, Kocaeli, 2015, s. 184-185.)....

          İş mahkemeleri, iş hukuku alanındaki uyuşmazlıkları çözmekle görevli, ihtisaslaşmış adlî yargı mahkemeleridir.” ..../.... Anayasa mahkemesine göre, 5510 sayılı Kanun ile birlikte sosyal güvenlik tek çatı altında toplanmış, özel hukuk niteliği ağır basan sosyal güvenlik hukuku alanı oluştuğundan ....’nun tesis ettiği işlemler idari işlem sayılamaz. Davacının, oğlunun ölümü tarihinde, 5434 sayılı Yasaya tabidir ve bu Yasanın 66’ncı maddesine göre dul ve yetim aylığı için iştirakçilerin fiili hizmet müddeti 10 yıl ve daha fazla olması gerektiğinden davacıya dul ve yetim aylığı bağlanamamıştır. 5510 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesi ile,.... dahil tüm sosyal güvenlik kuruluşları aynı çatı altında toplanmış ve ortak hüküm niteliğinde bulunan 32. madde ile ölüm aylığı için, 1800 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları priminin bildirilmiş olması yeterli görülmüştür....

            Sigortalının ölümü ile birlikte sağ kalan hak sahibi aile bireyleri gelir kaybına uğrayacak bu nedenle sosyal güvenlik yönünden bir korumaya gereksinim duyacaklardır. İşte bu noktada ölüm sigortası ile risk altında olan hak sahiplerinin sosyal güvenlik hakları koruma altına alınmıştır. Ancak Sosyal güvenlik hakkının kullanımı yasa ile sınırlanmış ve belirli koşulların varlığına bağlanmıştır. Sigortalının ölümü ile birlikte sosyal güvenlik hakları koruma altına alınan hak sahiplerinin de ölüm sigortasından yararlanabilmeleri için kanun koyucu tarafından belirli sınırlamalar getirilmiştir....

              parselde kayıtlı 51.122,00 m² yüzölçümlü arsa nitelikli taşınmazın ihale bedelinin süresi içerisinde yatırılmadığı gerekçesiyle geçici teminatının irat kaydedilmesine ilişkin Sosyal Güvenlik Kurumu İnşaat ve Emlak Daire Başkanlığı'nın ... tarih ve ... sayılı işleminin iptali ile irat kaydedilen 312.500,00-TL'nin iadesine karar verilmesi istemi ile ... İdare Mahkemesi'nin E:... sayılı dosyasında açılan dava ile birlikte 10/08/2012 tarih ve 28380 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Taşınmazlar Yönetmeliği'nin 23. maddesinin (l) bendinin iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır....

                Kuruma başvuruda geçirilecek süre zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin hesaplanmasında dikkate alınmaz.” hükmü 3. fıkra olarak eklenerek 5510 sayılı Kanun ile diğer sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan davalarda (hizmet akdine tabi çalışmaları nedeniyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti talepleri hariç) dava açılmadan önce Kuruma başvuru zorunlu hâle getirilmiştir. 25/10/2017 tarihinde Resmî Gazete'de yayımlanan 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu 5521 sayılı Kanun'u yürürlükten kaldırarak onun yerini almıştır. 7036 sayılı Kanun'un 4. maddesinde de "...31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile diğer sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıklarda, hizmet akdine tabi çalışmaları nedeniyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti talepleri hariç olmak üzere, dava açılmadan önce Sosyal Güvenlik Kurumuna başvurulması zorunludur....

                Sigortalının ölümü ile birlikte sağ kalan hak sahibi aile bireyleri gelir kaybına uğrayacak bu nedenle sosyal güvenlik yönünden bir korumaya gereksinim duyacaklardır. İşte bu noktada ölüm sigortası ile risk altında olan hak sahiplerinin sosyal güvenlik hakları koruma altına alınmıştır. Ancak Sosyal güvenlik hakkının kullanımı yasa ile sınırlanmış ve belirli koşulların varlığına bağlanmıştır. Sigortalının ölümü ile birlikte sosyal güvenlik hakları koruma altına alınan hak sahiplerinin de ölüm sigortasından yararlanabilmeleri için kanun koyucu tarafından belirli sınırlamalar getirilmiştir....

                  Adalet Komisyonu'nun 55. madde gerekçesine göre; “sosyal güvenlik ödemelerinin, denkleştirme (indirim) işlevi görebilmesi, onun sorumluluğu doğuran olaya sebebiyet verenlere rücu edilebilmesine bağlıdır. Bu kural gereği, rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri; teknik arıza, tam kaçınılmazlık hallerindeki ödemeler, bu tazminatlardan indirilemez. Bağlanan gelirlerin, işçinin kusuru ve kaçınılmazlık gibi nedenlerle rücu edilemeyen kısmı da indirilemez. Bir kısmı rücu edilemeyen miktar dahi denkleştirilemeyeceği gibi, zarar görenin kusuruna (müterafik kusura) yansıyan sosyal güvenlik ödemeleri, tahsis tarihinden sonra meydana gelen sosyal güvenlik ödemelerindeki artışlar, kısmi kaçınılmazlık ve teknik arıza halindeki ödemeler ve benzerleri rücu edilemediğinden bu miktarlar dahi denkleştirilemez.” Öte yandan, 6101 sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu