WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Türk Medeni Kanunu'nun soybağına ilişkin hükümleri dikkate alındığında; Kanun koyucunun Cumhuriyet savcısına soybağıyla ilgili herhangi bir dava açma yetkisi tanımadığı, Türk Medeni Kanunu'nun 294/1 maddesi gereği, Cumhuriyet Savcısının sonradan evlenme yoluyla soybağının kurulmasına itiraz edebileceği, somut olayda böyle bir durumun da söz konusu olmadığı dikkate alınarak Cumhuriyet Savcısının soybağına itiraz ve iptal davası açma hakkı bulunmadığı için taraf ehliyeti yokluğundan davanın reddi yerine kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir....

    Davacı gecikmenin haklı bir sebebe dayandığını iddia ve ispat da edememiştir. ...ise 21.03.1997 tarihinde evlilikdışı doğum olarak tarafların nikah akdinden önce doğan öz çocuğu olduğuna dair beyanlarına göre bildirim üzerine nüfusa tescil ettirilmiş olduğundan bu çocuk yönünden dava sonradan evlenmeyle kurulan soybağına itiraz niteliğinde olup tanımanın iptaline ilişkin hükümlerin kıyas yoluyla uygulanması gerekir. Bu davayı ana ve babanın yasal mirasçıları, çocuk ve Cumhuriyet Savcısı açabilir. Ana ve babanın bu yolla kurulan soybağına, bu suretle tescilin, yanılma, aldatma veya korkutma sebebine dayandığı iddia edilmedikçe itiraz etme hakları bulunmamaktadır. Davacının, bu yolla kurulan soybağının ve çocuğun nüfusa bu suretle tescilinin yanılma, aldatma ve korkutmaya dayalı olduğuna ilişkin bir iddiası bulunmamaktadır....

      Somut uyuşmazlıkta, davacıların, davanın nüfus kayıt davası olduğu yönündeki itirazlarının yerinde olmadığı gibi, dava, bu hali ile mahkemenin nitelediği üzere TMK'nin 286 ve devamı maddelerinde düzenlenen mirasçılar tarafından çocuk ve annenin mirasçıları aleyhine açılan soybağının reddi davası olmayıp, 292. madde kapsamında evlilik dışı doğan çocuğun, ana ve babasının birbiriyle evlenmesi sonucu soybağı kurulduğundan iş bu soybağının kaldırılması da 294. madde kapsamında düzenlenen sonradan evlenme yoluyla kurulan soybağının düzeltilmesine itiraz niteliğinde olduğu, davanın bu şekilde vasıflandırılması yerine, soybağının reddi olarak nitelendirilip hak düşürücü süre geçtiğinden davanın reddine karar verilmesi doğru değil ise de; sonradan evlenme ile kurulan soybağına itiraz davası yönünden de TMK'nın 300/2.madde kapsamında hak düşürücü süre geçtiği anlaşıldığından; bu husus yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden ve hükmün redde ilişkin bölümü sonucu itibari ile doğru görüldüğünden...

      ın sonradan evlenme yoluyla davacıların murisi ...'nin çocuğu gibi nüfusa tescil edildiğini, kurulan soybağının itirazları doğrultusunda gerçeğe uygun olarak düzeltilmesi istenmiş, mahkemece dava, soybağının reddi olarak nitelenerek hakdüşürücü sürenin geçtiğinden bahisle davanın reddine karar verilmiştir. Dava, Türk Medeni Kanunu'nun 291. madde kapsamında davacıların murisi ... ile eşi ..'nin evlilik birliği içinde doğan davalı ...'...

        Kaya olduğu iddiası ile eldeki dava açılmış ise de, Türk Medeni Kanunu'nun soybağına ilişkin hükümleri dikkate alındığında, Kanun koyucunun Cumhuriyet savcısına soybağıyla ilgili herhangi bir dava açma yetkisi tanımadığı, Türk Medeni Kanunu'nun 294/1. maddesi gereği, Cumhuriyet savcısının sonradan evlenme yoluyla soybağının kurulmasına itiraz edebileceği, somut olayda böyle bir durum söz konusu olmadığından, Cumhuriyet Savcısının soybağına itiraz ve iptal davası açma hakkının bulunmadığı, dava hakkının yanlış yazılım nedeni ile hukukları etkilenecek olan kişilere ait olduğu, bunların da harç ve diğer yükümlülüklerini yerine getirerek böyle bir davayı gerek gördükleri takdirde her zaman açabilecekleri anlaşılmaktadır. Mahkemece açıklanan hususlar gözönünde bulundurularak davanın aktif husumet ehliyetinin yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi yerine, işin esası incelenerek kabulü doğru görülmemiştir....

          Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle *küçük Taner Kaan 24.4.1997 doğumlu olup, nüfusa davacı ve eşi ...’in bildirimi üzerine bu ikisinin evlenmelerinden sonra 19.7.2000 tarihinde tescil edilmiş olmasına göre, davanın soybağının reddi değil, sonradan evlenme yoluyla kurulmuş bulunan soybağına itiraz (TMK. md. 294) niteliğinde bulunduğununu anlaşılmasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 19.10.2009 (Pzt.)...

            Bilindiği üzere, çocukla ana arasındaki soybağı doğumla; baba arasındaki soybağı ise ana ile evlilik, tanıma ve hakim hükmü ile kurulur. Esasen, soybağına ilişkin uyuşmazlıklarda, kişisel durum ile ilgili nüfus kaydında yer alan bilgi "doğru" olarak doğmuş ve kütüğe tescil edilmiştir. Bu doğru kayıt, daha sonra açılan bir dava, soybağının reddi veya sonradan evlenme yoluyla soybağına itiraz veya tanımaya itiraz veya tanımanın iptali yahut da Af Kanunları ile yapılan nesep düzeltmeye itiraz ile teknik olarak bir yanlışlığa dönüştürülmektedir. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur....

              Hukuk Dairesince 19.04.2016 gün ve 2016/3740-2016/6213 Esas ve Karar sayılı ilamla “…davanın soybağının reddi değil sonradan evlenme yoluyla soybağının düzeltilmesine itiraz niteliğinde (TMK. m. 294/1) olduğu anlaşıldığından; davanın bu şekilde vasıflandırılması yerine, soybağının reddi olarak nitelendirilip hak düşürücü süre geçtiğinden davanın reddine karar verilmesi doğru değil ise de; TMK 294/1. maddesine göre de davacı babanın sonradan evlenme yoluyla kurulan soybağına itiraz davası açma hakkı bulunmadığından davanın aktif husumet ehliyeti yokluğundan reddi gerekip sonucu itibariyle doğru olan red kararının yukarıda açıklanan gerekçeyle gerekçe değiştirilmesi suretiyle.…” denilmek suretiyle hükmün gerekçesi değiştirilerek onanmıştır....

                Somut olayda; davacı davalı ... ile olan evlilik dışı ilişkisinden doğan 10/01/2008 tarihinde ... isminde çocuklarının dünyaya geldiğini, bu tarihte başka biri ile evli olması nedeniyle boşanma davasında kullanılmaması için diğer davalı ...'nın pasaportunun verilerek küçüğün annesi olarak kaydının sağlandığını belirterek nüfus kaydının düzeltilmesini dava etmişlerdir. Bilindiği üzere, çocukla ana arasındaki soybağı doğumla; baba arasındaki soybağı ise ana ile evlilik, tanıma ve hakim hükmü ile kurulur. Esasen, soybağına ilişkin uyuşmazlıklarda, kişisel durum ile ilgili nüfus kaydında yer alan bilgi "doğru" olarak doğmuş ve kütüğe tescil edilmiştir. Bu doğru kayıt, daha sonra açılan bir dava, soybağının reddi veya sonradan evlenme yoluyla soybağına itiraz veya tanımaya itiraz veya tanımanın iptali yahut da Af Kanunları ile yapılan nesep düzeltmeye itiraz ile teknik olarak bir yanlışlığa dönüştürülmektedir....

                  Somut uyuşmazlıkta dava, bu hali ile mahkemenin nitelediği üzere TMK'nin 286 ve devamı maddelerinde düzenlenen çocuk tarafından anne ile koca aleyhine açılan soybağının reddi davası olmayıp, 292. madde kapsamında evlilik dışı doğan çocuğun, ana ve babasının birbiriyle evlenmesi sonucu soybağı kurulduğundan iş bu soybağının kaldırılması da 294. madde kapsamında düzenlenen sonradan evlenme yoluyla kurulan soybağının düzeltilmesine itiraz niteliğinde olduğu, davanın bu şekilde vasıflandırılması yerine, soybağının reddi olarak nitelendirilip hak düşürücü süre geçtiğinden davanın reddine karar verilmesi doğru değil ise de; sonradan evlenme ile kurulan soybağına itiraz davası yönünden de TMK'nin 300/3.madde kapsamında hak düşürücü süre geçtiği anlaşıldığından; bu husus yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden ve hükmün redde ilişkin bölümü sonucu itibari ile doğru görüldüğünden, 6100 sayılı HMK'nin 370. maddesi uyarınca hükmün gerekçesinin açıklanan şekilde değiştirilerek İlk Derece Mahkemesi...

                    UYAP Entegrasyonu