Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu nedenle herhangi bir sebeple çocuğun kendisini doğuran kadının dışında bir başka kadının nüfus kütüğüne yazılmış olması, çocuk ile kadın arasında soybağı kurulduğu anlamına gelmeyecektir. Ancak, söz konusu yanlış kaydın düzeltilmesi, açılacak kayıt düzeltme davası sonucunda gerçekleşecek ve bu dava her türlü delil ile ispat edilebilecektir. Türk Medeni Kanunu'nun 292. maddesi gereği evlilik dışı doğan çocuğun ana ve babasının birbirleriyle evlenmeleri ile çocuğun evlilik içi doğum gibi soybağı hükümlerine tabi olacağı (sonradan evlenme ile kurulan soybağı) ancak aynı Kanunun 285. maddesine göre ise evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden başlayarak üçyüz gün içinde doğan çocuğun babasının koca olduğu düzenlemesine yer verilmiştir....

Davanın kabulü halinde, her iki dava türünde de nüfus kayıtlarında değişiklik yapılmasının gerekmesi nedeniyle, benzer sonuçlara sahip bu davalar arasında görevli mahkemenin belirlenmesi için davanın vasfının doğru olarak tayin edilmesi önem kazanmaktadır. 4721 sayılı TMK'nun 282. maddesi uyarınca, anne ile çocuk arasındaki soybağı doğum ile; baba ile çocuk arasındaki soybağı ise "anne ile evlenme", "tanıma" ve "hakimin hükmü" ile kurulmaktadır. Diğer taraftan, evlat edinme de soybağı oluşturan hallerdendir. TMK'nun 285. maddesinde yer alan "Babalık karinesi" uyarınca, evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden başlayarak üç yüz gün içinde doğan çocuğun babası kocadır. Çocuk ile anne arasındaki soybağı doğum ile kendiliğinden kurulacağından, anne yönünden soybağı tesisi amacı ile değil, sadece, çocuğu doğran kadının kim olduğunun tespiti amacı ile dava açılabilir....

Aile Mahkemesi ile ... 6. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı, nüfus kaydındaki baba adının düzeltilmesini talep etmiştir. Aile Mahkemesince, uyuşmazlığın nüfus kaydında düzeltim niteliğinde olduğunu belirtilerek görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Asliye Hukuk Mahkemesi ise, davanın soybağına ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. Aile Mahkemeleri TMK.'nun 282 ve devamı maddelerinde sınırlı olarak belirtilen soybağının reddi (TMK.'nun 286. vd.) babalık, tanıma, tanımanın iptali gibi davalara bakmakla görevlidir. Somut olayda davacı, gerçekte annesi ... ile gayriresmi eşi ...'tan olduğu halde küçük yaşta ...'...

    na başvuru zorunluluğu doğduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte taraflarına ödenmesine karar verilmesini talep etmiş, dava değerini 41.306,00 TL'ye yükseltmiştir. Davalı vekili; başvurunun reddine karar verilmesini talep etmiştir. Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince, başvurunun reddine karar verilmiş, davacı vekilinin karara itirazı üzerine İtiraz Hakem Heyetince davacı tarafın itirazının kabulü ile kararın kaldırılmasına, davacının talebinin kabulü ile 41.306,00 TL destek zararının 23/01/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ......

      Sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ile aralarında resmi evlenme olmaksızın evlenmenin dinsel törenini yaptırma suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde; Sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan hükmedilen cezanın miktar ve türü gözetildiğinde, 5271 sayılı CMK'nın 286/2-a. maddesi uyarınca ilk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezaları ile miktarı ne olursa olsun adli para cezalarına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararlarının temyizi mümkün olmadığından ve sanık hakkında üst sınırı on yıldan az olan aralarında resmi evlenme olmaksızın evlenmenin dinsel törenini yaptırma suçundan beraatine dair ilk derece mahkemesince verilen karara ilişkin Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine dair kurulan hükmünde aynı Kanunun 286/2-g. maddesi uyarınca kesin olup, temyiz edilemediğinden katılan Bakanlık vekilinin söz konusu hükümlere yönelik temyiz isteminin aynı Kanunun...

        Öncelikle çözümlenmesi gereken husus; davanın soybağına ilişkin mi, yoksa nüfus kayıtlarının düzeltilmesine ilişkin mi olup olmadığıdır. Bilindiği üzere soybağı, birbirinin soyundan gelen kişiler arasındaki ilişkiyi ifade eder. Bu kavram içerisinde kan bağının yanında hukuki münasebetin de bulunması, diğer bir ifadeyle kan bağının hukuk düzeninin aradığı koşullar içerisinde oluşması zorunludur. Türk Medeni Kanunu'nun 282. maddesi uyarınca ''Çocuk ile ana arasında soybağı doğumla kurulur. Çocuk ile baba arasında soybağı, ana ile evlilik, tanıma veya hakim hükmüyle kurulur. Soybağı ayrıca evlat edinme yoluyla da kurulur.'' Ayrıca, kısaca af kanunları olarak nitelendirilen “bir evlenme aktine dayanmayan birleşmelerden doğan çocukların neseplerinin düzeltilmesine” ilişkin kanunlara göre de soybağı düzeltilebilir. (HGK 30.01.2008 gün 2008/2-36-47 sayılı kararından) Çocuk ile ana arasında soybağı, doğumla kendiliğinden kurulur....

          düşünüldü: Delilleri takdir ve gerekçesi gösterilmek suretiyle ırza geçme ve zorla kaçırıp alıkoyma suçlarından verilen beraat hükümleri usul ve kanuna uygun olduğundan katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA, Sanık hakkında evlenme akdi olmaksızın evlenmenin dini merasimini yaptırma suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesine gelince; Oluşa uygun olarak sanığın işlediği kabul edilen evlenme akdi olmaksızın evlenmenin dini merasimini yapmak suçunun kanunda öngörülen cezasının üst sınırı itibarıyla 765 sayılı TCK.nun 102/4. maddesine göre 5 yıllık asli zamanaşımına tâbi olduğu, 19.10.2005 tarihli mahkûmiyet hükmünden itibaren inceleme gününe kadar bu sürenin gerçekleştiği anlaşıldığından, 5237 sayılı TCK.nun 7/2 ile 5320 sayılı Kanunun 8/1....

            Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 13.03.2006 gün ve 2005/1476 Esas, 2006/103 Karar sayılı hükümlerin süresi içinde Yargıtayca incelenmesi sanık ... müdafii, sanıklar... ve ... ile O Yer Cumhuriyet Savcısı tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle incelendi; Sanık ... müdafii 17.04.2006 tarihli dilekçesi ile vekaletnamesindeki yetkiyle temyizden feragat ettiğinden, temyiz incelenmesinin sanık ..., sanık ... ve sanık ... haklarında evlenme akdi olmaksızın evlenmenin dini merasimini yapma suçundan kurulan hükümlere yönelik yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü: Sanıklara isnat olunan evlenme akdi olmaksızın evlenmenin dini merasimini yapma suçunun 765 sayılı TCK.nun 237. maddesinde öngörülen cezasının üst sınırı itibarıyla, aynı Kanunun 102/4. maddesine göre 5 yıllık asli zamanaşımına tâbi olduğu, karar tarihi olan 13.03.2006 tarihi ile inceleme günü arasında bu sürenin gerçekleştiği anlaşıldığından...

              Baba ile soybağının kurulmasını sağlayan ana ile evliliğin çocuğun doğumundan sonra yapılması hâlinde, TMK’nın 293. maddesi uyarınca evlilik dışında doğmuş olan ortak çocuklarını, evlenme sırasında veya evlenmeden sonra, yerleşim yerlerindeki veya evlenmenin yapıldığı yerdeki nüfus memuruna bildirerek baba ile soybağını kurmaları mümkündür. Bu hâlde TMK’nın 294. maddesine göre eşlerin yasal mirasçıları, çocuk ve Cumhuriyet savcısı sonradan evlenme yoluyla soybağının kurulmasına itiraz edebileceklerdir. Bu dava sonradan evlenme yolu ile çocukla baba arasında kurulan soybağının ortadan kaldırılmasına yönelik bir itiraz davasıdır. Bu davada sadece kocanın baba olmadığı itirazı ileri sürülebilecektir. Bunun dışındaki itirazların bu davada dinlenilmesi mümkün değildir ve bu tür iddialar ancak nüfus düzeltim davasının konusunu oluşturabilecektir. İtiraz davasını açabilecek kişiler sınırlı sayı prensibi ile belirlenmiştir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi evlenme işlemi olmaksızın evlenmek için dinsel tören yapma HÜKÜM : Mahkumiyet Gereği görüşülüp düşünüldü: Sanığın temyiz dilekçesinin kapsamına göre evlenme olmaksızın dinsel törenle evlenme suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde; Anayasa Mahkemesi'nin, 10.06.2015 gün ve 29382 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 27.05.2015 gün ve 2014/36 esas, 2015/51 sayılı kararı ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 230. maddesinin (5) ve (6) numaralı fıkralarının Anayasa'ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptallerine karar verilmiş olması karşısında sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 10.09.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu