Daimi surette ayırt etme gücünden yoksun olan kişi, evlenme sözleşmesi yapamaz; yapmışsa yapılan evlenme batıldır (TMK m. 145 b.2). Ancak TMK’nın 147/2. maddesinde “Ayırt etme gücünün sonradan kazanılması veya akıl hastalığının iyileşmiş olması durumlarında mutlak butlan davasını yalnız ayırt etme gücünü sonradan kazanan veya akıl hastalığı iyileşen eş açabilir” hükmü düzenleme altına alınmıştır. Bu maddeye göre, ayırt etme gücü olmayan bir kimse, evlenme sözleşmesi yapıldıktan sonra ayırt etme gücüne kavuşmuşsa, artık Cumhuriyet Savcısı, ilgililer ve diğer eşin mutlak butlan davası açamayacağı belirtilmiştir. Aynı husus evlenmeye engel olacak derecede akıl hastası olan eşin daha sonradan iyileşmesi ve bu durumun sağlık raporu ile de belgelenmesi hâlinde de geçerlidir....
in annesi olduğunun tespiti ve evliliklerin tanınmasına ilişkin istemin tefriki ile yeni esasa kaydedilmesine karar verdikten sonra istemlerin nüfus kayıt düzeltilmesi niteliğinde olduğundan görevsizlik kararı vermiştir. Somut olayda; davacı, davalı ile evli iken 1982 yılında Bulgaristan Mahkemelerinde boşandıklarını, davalının dava dışı 3. kişi ile evlendiğini, aslında kendisinin çocuğu olan ...'in davalının 2. eşi üzerine yazıldığını, oysa ...'in annesinin kendisi olduğunun bu sebeple ...'in annesinin kendisi olduğunun tespiti ile evlenme ve boşanma kararlarının tanıma ve tenfizini talep etmiştir. Öncelikle çözülmesi gereken husus; davanın soybağına mı yoksa nüfus kayıtlarını düzeltilmesine mi ilişkin olduğudur. Bilindiği üzere, soybağı birbirinin soyundan gelen gelen kişiler arasındaki ilişkiyi ifade ettiğinden bu kavram içerinde kan bağının yanında hukukî münasebetin de bulunması, diğer bir ifadeyle kan bağının hukuk düzeninin aradığı koşullar içinde oluşması zorunludur....
Bilindiği üzere, çocukla ana arasındaki soybağı doğumla; baba arasındaki soybağı ise ana ile evlilik, tanıma ve hakim hükmü ile kurulur. Esasen soybağına ilişkin uyuşmazlıklarda, kişisel durum ile ilgili nüfus kaydında yer alan bilgi "doğru" olarak doğmuş ve kütüğe tescil edilmiştir. Bu doğru kayıt, daha sonra açılan bir dava, soybağının reddi veya sonradan evlenme yoluyla soybağına itiraz veya tanımaya itiraz veya tanımanın iptali yahut da Af Kanunları ile yapılan nesep düzeltmeye itiraz ile teknik olarak bir yanlışlığa dönüştürülmektedir. Hal böyle olunca nüfus kayıtlarına babası Ali Kemal Sualp hanesine onun oğlu olarak 2526 sayılı Af Kanunu'na göre tescil edilen davacının mevcut kayıttaki baba adının iptali ile gerçek babasının hanesine kaydedilmesi davasında davacı ile babası T9 arasında soybağı kurulacaktır. Bu haliyle davanın soybağı davası olarak nitelendirmesi gerekir....
Ancak; Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacı ile davalının 19.05.2007 tarihinde evlendikleri, davaya konu çocuklardan ...'ın 27.07.2004 doğumlu olarak davacı ve davalının bildirimi ile evlilik içi doğum olarak 16.07.2007 tarihinde nüfusa tescil edildiği, davacının iddiasına göre evlilik sırasında çocuğun başkasından olduğu bilindiği halde hatalı olarak nüfusa tescilinin sağlandığı, doğum ve evlenme tarihleri dikkate alındığında ...'ın evlilik içinde doğmadığı, öte yandan Türk Medeni Kanunu'nun 292 ve devamı maddeleri uyarınca da bir işlem yapılmadığı anlaşıldığından, ... yönünden dava gerçeğe aykırı beyanla oluşan hatalı kaydın düzeltilmesi istemine ilişkindir. Görev kamu düzenine ilişkin bulunduğundan yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden gözetilir. Soybağına ilişkin hükümler 4721 sayılı Medeni Kanunun 282. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup bu konuda çıkan uyuşmazlıklar aile mahkemelerinin görevi kapsamındadır....
CEZA GENEL KURULU KARARI Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık, sanığın sabit olan eyleminin hangi suç niteliğine uyduğunun belirlenmesi noktasında toplanmaktadır. Türk Ceza Yasasının 237 nci maddesinin 2 nci fıkrasında düzenlenen, yasal koşullara uyulmaksızın evlenme işlerini yapmakla görevli memurun evlenme kağıdını vermesi suçunda, tarafların evlenme istek ve başvurusunu alan evlendirme memurunun, Türk Medeni Yasasında ve Evlenme Yönetmeliğinde belirtilen koşullara uymadan evlenme işlemlerini tamamlayarak evlenme kağıdı vermesiyle oluşur. Bu suç ile esasen evlenmenin şekil koşullarına uyulmaması yap-tırıma bağlanmaktadır. Örneğin, boşanmadan sonra bekleme süresine uymadan evlenme akdinin yapılması, evlenme akdini düzenleyip imzaların sonradan alınması hallerinde, yasal koşullara uyulmadığından anılan suç oluşacaktır....
ın sanık ... hakkında resmi evlenme olmaksızın evlenmenin dinsel törenini yaptırma ve sanık ... hakkında resmi evlenme olmaksızın evlenmenin dinsel törenini yapma suçlarından açılan kamu davalarına katılmaya ve kurulan hükümleri temyize hakkı bulunmadığı gibi, bu suçlardan usulsüz olarak verilen katılma kararı da kendisine temyiz hakkı vermeyeceğinden katılan mağdure ... vekilinin anılan sanıklar haklarında bu suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE, Sanıklar ..., ... ve..., haklarında nitelikli cinsel saldırı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından kurulan beraat hükümlerine yönelik temyizlere gelince; Delilleri takdir ve gerekçesi gösterilmek suretiyle verilen beraat hükümleri usul ve kanuna uygun olduğundan yerinde görülmeyen katılan mağdure vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA, 24.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 26.05.2009 gün ve 2008/62 Esas, 2009/82 Karar sayılı hükümlerin süresi içinde Yargıtayca incelenmesi katılan mağdure vekili tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü: Mağdure ... sanık ... hakkında resmi evlenme olmaksızın evlenmenin dinsel törenini yaptırma ve sanık ... hakkında resmi evlenme olmaksızın evlenmenin dinsel törenini yapma suçlarından açılan kamu davalarına katılmaya ve kurulan hükümleri temyize hakkı bulunmadığı gibi, bu suçlardan usulsüz olarak verilen katılma kararı da kendisine temyiz hakkı vermeyeceğinden katılan mağdure ... vekilinin anılan sanıklar haklarında bu suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE, Sanıklar ..., ..., ... ve ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi Gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Sanık hakkında reşit olmayanla cinsel ilişki ve konut dokunulmazlığını ihlal suçlarından kurulan hükümlere yönelik yapılan temyiz incelemesinde; 5271 sayılı CMK.nın 231/12. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararlar itiraza tabi olup temyiz yasa yoluna başvurulması olanaklı bulunmadığından ve itiraz merciince de bir karar verildiğinden; dosyanın incelenmeksizin mahalline İADESİNE, 2-Sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükme yönelik yapılan temyiz incelemesinde; Mahkemece kanıtlar değerlendirilip gerektirici nedenleri açıklanmak suretiyle verilen beraat kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan, katılan ... vekilinin, sanığın mağdura evlenme vaadiyle yaklaştığına, hile unsurunun gerçekleştiğine, hürriyeti tahdit suçunun oluştuğuna, sanığın suçunun sabit olduğuna, kararın bozulması gerektiğine yönelik temyiz itirazının reddiyle hükmün...
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 25/06/2019 NUMARASI : 2019/250 ESAS, 2019/308 KARAR DAVA KONUSU : BABALIK (Kurulan Soybağına İtiraz Ve İptal) KARAR : Mahalli mahkemece verilen karara karşı davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olup, ön inceleme aşaması tamamlandıktan ve incelemenin duruşma yapılmadan karar verilmesi mümkün bulunan hallerden olduğu anlaşıldıktan sonra duruşmasız olarak yapılan inceleme neticesinde: Dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacı ile davalı Valentına'nın 23/09/1999 tarihinde evlenip bir ay sonra boşandıklarını, tarafların çocuğu olarak davacının nüfusuna kaydedilen 23/10/1999 doğumlu Meryem ile 23/05/2000 doğumlu Melike'nin davacının çocuğu olmadığını, çocukların babasının Kemal Alpek olduğunu belirterek çocukların kaydının iptaline, gerçek babaları Kemal Alpek'in nüfusuna kaydedilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVALILAR DAVA TÜRÜ :Soybağına İtiraz Nedeniyle Nüfus Kaydının Düzeltilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık, iki mahkemenin aynı dava hakkında verdikleri kesinleşmiş görevsizlik kararıyla ortaya çıkan olumsuz görev uyuşmazlığının merci tayini suretiyle çözümlenmesine ilişkin olup, inceleme görevi... Büyük Genel Kurulu'nun 09.02.2012 tarihli 2012/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince... 17. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli... 17. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine, oybirliğiyle karar verildi.26.11.2012 (Pzt.)...